"veren" içeren Türkçe örnek cümleler

veren kelimesini Türkçe bir cümlede nasıl kullanacağınızı öğrenin. 100'den fazla özenle seçilmiş örnek.

Mate'in Mac uygulamasını deneyin

Safari ve diğer macOS uygulamalarında tek tıklamayla çeviri yapın.

ücretsiz deneyin

Mate'in iOS uygulamasını deneyin

Safari, Mail, PDF'ler ve diğer uygulamalarda tek tıklamayla çeviri yapın.

Mate'in Chrome uzantısını deneyin

Tüm web siteleri ve Netflix altyazıları için çift tıklama çevirisi.

Ücretsiz edin

Mate uygulamalarını deneyin

Bilgisayarınızdaki Chrome'a (veya başka bir tarayıcıya) yükleyin ve interneti sanki yabancı dil yokmuş gibi okuyun.

Ücretsiz edin

Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
Translate from Türkçe to Türkçe

Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
Translate from Türkçe to Türkçe

Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana güzel çiçekleri veren senin kız kardeşindi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ona elini veren kolunu kurtaramaz
Translate from Türkçe to Türkçe

Parayı veren düdüğü çalar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tek göz odada yaşam mücadelesi veren bir sanatçıydı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu bileti Joe'ye veren Bay White'tı.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, her zaman emirler veren biri olmak zorunda.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a adını veren birini tanımıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Son kararları veren bir komite olmalı her şey tek kişide bitmemeli değil mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Telefona cevap veren kadın Fransızca konuştu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu abide ülkeleri için hayatlarını veren askerlere adandı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Portekiz göç veren bir ülkedir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a o şapkayı veren adam benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sana cesaret veren ne?
Translate from Türkçe to Türkçe

Bunu sana veren Tom.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sana bunu veren Tom.
Translate from Türkçe to Türkçe

80'li yılların havasını veren dans müziklerini çok seviyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeleri yasaklama niyetinde değil misiniz?
Translate from Türkçe to Türkçe

Telefonuna cevap veren kimdi?
Translate from Türkçe to Türkçe

O şapkayı Tom'a veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

O bileziği Mary'ye veren Tom değildi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom emirler veren kişi gibi görünüyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom hepimizin burada olmamız gerektiğine karar veren tek kişi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Neden bu kararı veren kişi ben olmak zorundayım?
Translate from Türkçe to Türkçe

Biz hâlâ burada kararları veren kişiler değiliz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu bana veren Tom'du.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kabak tadı veren açıklamalarını başka biri için sakla.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana bunu veren kişi sensin.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana bu bisikleti veren kişi Tom'dur.
Translate from Türkçe to Türkçe

Başka biri var mı teklif veren?
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu sana veren kişi Tom muydu?
Translate from Türkçe to Türkçe

En yüksek teklif veren kim?
Translate from Türkçe to Türkçe

Mübarek hatırlamadan veren ve unutmadan alandır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a onu veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a o atkıyı veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Boston'a kötü bir isim veren senin gibi insanlar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana bu parayı veren kişi Tom değil.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ne borçlu ne de ödünç veren ol!
Translate from Türkçe to Türkçe

Sana bu su tabancasını veren kişi Tom'muydu?
Translate from Türkçe to Türkçe

Bunu bana veren kişi sendin.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana bu bileti veren kişi Tom'du.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bize hayat veren Allah, aynı zamanda bize ahlak da verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu Tom'a veren kişi bendim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom emirler veren biri değil.
Translate from Türkçe to Türkçe

Nargile hizmeti veren bir kafeye gidelim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu onlara veren kişiler biziz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Herhangi bir iş acı veren bir işe dönüşebilir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Veren el alan elden üstündür.
Translate from Türkçe to Türkçe

Rızkı veren Allah, rızkı alan Allah.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom yemeye değer tek fast food hizmeti veren bu yeri düşündüğü için buraya gelmeyi seviyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Neden her zaman bizim için her şeye karar veren kişisin.
Translate from Türkçe to Türkçe

Parayı veren düdüğünü çalar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'un çıkmasına izin veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bize adını veren kişi Tom değildi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dehşet veren bir şeydi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom bunu bize veren kişidir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Futbol heyecan veren bir spordur.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yaşamı bize veren Tanrı, aynı zamanda özgürlük de verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu mesleği yapmaya karar veren sendin, değil mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Oy veren üyeler kimler?
Translate from Türkçe to Türkçe

Bütün bunları bize veren kişi sensin.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a lakabını veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu sana veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu onlara veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu ona veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ona zarar veren kişi ben değilim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onlara zarar veren kişi ben değilim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ona elini veren kolunu kaptırır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Söz veren biri onu tutmalı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a zarar veren kişi ben değilim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Mary'nin telefon numarasını bana veren kişi Tom'du.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben karar veren kişi olmak istiyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana bunu veren kişi Tom değildi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Pokémon Go gerçek dünyada Pokémonu yakalaman için izin veren bir uygulamadır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dünyada size böyle özgürlükler veren çok az yer vardır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kararları veren kişi Tom'dur.
Translate from Türkçe to Türkçe

O kararı veren kişi Tom'du.
Translate from Türkçe to Türkçe

Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
Translate from Türkçe to Türkçe

İyi bir yemek hizmeti veren buraya yakın bir restoran keşfettim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Her insan doğru bir cevap veren onun dudaklarını öpecek.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dünya bir altın kuralı takip eder: Parayı veren düdüğü çalar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu kitabı bana veren kişi Tom'dur.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana bu kitabı veren Tom'dur.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana kitabı veren adam orada.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom bunu bana veren biriydi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bugün kürtaja geçit veren bir kanun çıktı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Hayır kuruluşu adını birkaç milyar yen hibe veren bir adamdan aldı.
Translate from Türkçe to Türkçe

BM'nin 2015 yılında yaptığı bir ankete göre Rusya, çok sayıda göçmen ve göç veren az sayıda ülkelerden biridir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kararlar veren kişi benim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu başkalarını kendinden daha iyi değer veren sevgidir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kendini sana ilham veren insanlara yoğunlaştır, seni kızdıranlara değil.
Translate from Türkçe to Türkçe

Az önce bir patlama gibi ses veren şeyi duydum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Karar veren, huzur bulur.
Translate from Türkçe to Türkçe

Eğer gerçekten aile değerlerine önem veren bir milletsek, çoğu kadının doğum yapmak için ücretli izin bile alamadığı gerçeğine katlanmazdık.
Translate from Türkçe to Türkçe

Güzel sıcaklık ve rahatlık veren büyük bir soba vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'a Mary'nin telefon numarasını veren ben değildim.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom sana içeri girmen için izin veren kişi miydi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu yapmamıza izin veren bir kanun var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ayrıca şu kelimelere de göz atın: Biraz, sakinleşmelisin, Sen, olmasaydın, hâlâ, hayatta, olacaktı, gülümsedi, Türkiye'den, döndükten.