学习如何在土耳其语句子中使用veren。超过100个精心挑选的例子。
Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
Translate from 土耳其语 to 中文
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
Translate from 土耳其语 to 中文
Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana güzel çiçekleri veren senin kız kardeşindi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona elini veren kolunu kurtaramaz
Translate from 土耳其语 to 中文
Parayı veren düdüğü çalar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tek göz odada yaşam mücadelesi veren bir sanatçıydı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu bileti Joe'ye veren Bay White'tı.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, her zaman emirler veren biri olmak zorunda.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a adını veren birini tanımıyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Son kararları veren bir komite olmalı her şey tek kişide bitmemeli değil mi?
Translate from 土耳其语 to 中文
Telefona cevap veren kadın Fransızca konuştu.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu abide ülkeleri için hayatlarını veren askerlere adandı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Portekiz göç veren bir ülkedir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a o şapkayı veren adam benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sana cesaret veren ne?
Translate from 土耳其语 to 中文
Bunu sana veren Tom.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sana bunu veren Tom.
Translate from 土耳其语 to 中文
80'li yılların havasını veren dans müziklerini çok seviyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeleri yasaklama niyetinde değil misiniz?
Translate from 土耳其语 to 中文
Telefonuna cevap veren kimdi?
Translate from 土耳其语 to 中文
O şapkayı Tom'a veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
O bileziği Mary'ye veren Tom değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom emirler veren kişi gibi görünüyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom hepimizin burada olmamız gerektiğine karar veren tek kişi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Neden bu kararı veren kişi ben olmak zorundayım?
Translate from 土耳其语 to 中文
Biz hâlâ burada kararları veren kişiler değiliz.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu bana veren Tom'du.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kabak tadı veren açıklamalarını başka biri için sakla.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana bunu veren kişi sensin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana bu bisikleti veren kişi Tom'dur.
Translate from 土耳其语 to 中文
Başka biri var mı teklif veren?
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu sana veren kişi Tom muydu?
Translate from 土耳其语 to 中文
En yüksek teklif veren kim?
Translate from 土耳其语 to 中文
Mübarek hatırlamadan veren ve unutmadan alandır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a onu veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a o atkıyı veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Boston'a kötü bir isim veren senin gibi insanlar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana bu parayı veren kişi Tom değil.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ne borçlu ne de ödünç veren ol!
Translate from 土耳其语 to 中文
Sana bu su tabancasını veren kişi Tom'muydu?
Translate from 土耳其语 to 中文
Bunu bana veren kişi sendin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana bu bileti veren kişi Tom'du.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bize hayat veren Allah, aynı zamanda bize ahlak da verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu Tom'a veren kişi bendim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom emirler veren biri değil.
Translate from 土耳其语 to 中文
Nargile hizmeti veren bir kafeye gidelim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu onlara veren kişiler biziz.
Translate from 土耳其语 to 中文
Herhangi bir iş acı veren bir işe dönüşebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Veren el alan elden üstündür.
Translate from 土耳其语 to 中文
Rızkı veren Allah, rızkı alan Allah.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom yemeye değer tek fast food hizmeti veren bu yeri düşündüğü için buraya gelmeyi seviyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Neden her zaman bizim için her şeye karar veren kişisin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Parayı veren düdüğünü çalar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un çıkmasına izin veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bize adını veren kişi Tom değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Dehşet veren bir şeydi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom bunu bize veren kişidir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Futbol heyecan veren bir spordur.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yaşamı bize veren Tanrı, aynı zamanda özgürlük de verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu mesleği yapmaya karar veren sendin, değil mi?
Translate from 土耳其语 to 中文
Oy veren üyeler kimler?
Translate from 土耳其语 to 中文
Bütün bunları bize veren kişi sensin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a lakabını veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu sana veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu onlara veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu ona veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona zarar veren kişi ben değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onlara zarar veren kişi ben değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona elini veren kolunu kaptırır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Söz veren biri onu tutmalı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a zarar veren kişi ben değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Mary'nin telefon numarasını bana veren kişi Tom'du.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben karar veren kişi olmak istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana bunu veren kişi Tom değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Pokémon Go gerçek dünyada Pokémonu yakalaman için izin veren bir uygulamadır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Dünyada size böyle özgürlükler veren çok az yer vardır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kararları veren kişi Tom'dur.
Translate from 土耳其语 to 中文
O kararı veren kişi Tom'du.
Translate from 土耳其语 to 中文
Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
Translate from 土耳其语 to 中文
İyi bir yemek hizmeti veren buraya yakın bir restoran keşfettim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Her insan doğru bir cevap veren onun dudaklarını öpecek.
Translate from 土耳其语 to 中文
Dünya bir altın kuralı takip eder: Parayı veren düdüğü çalar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu kitabı bana veren kişi Tom'dur.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana bu kitabı veren Tom'dur.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana kitabı veren adam orada.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom bunu bana veren biriydi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bugün kürtaja geçit veren bir kanun çıktı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hayır kuruluşu adını birkaç milyar yen hibe veren bir adamdan aldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
BM'nin 2015 yılında yaptığı bir ankete göre Rusya, çok sayıda göçmen ve göç veren az sayıda ülkelerden biridir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kararlar veren kişi benim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu başkalarını kendinden daha iyi değer veren sevgidir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kendini sana ilham veren insanlara yoğunlaştır, seni kızdıranlara değil.
Translate from 土耳其语 to 中文
Az önce bir patlama gibi ses veren şeyi duydum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Karar veren, huzur bulur.
Translate from 土耳其语 to 中文
Eğer gerçekten aile değerlerine önem veren bir milletsek, çoğu kadının doğum yapmak için ücretli izin bile alamadığı gerçeğine katlanmazdık.
Translate from 土耳其语 to 中文
Güzel sıcaklık ve rahatlık veren büyük bir soba vardı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'a Mary'nin telefon numarasını veren ben değildim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom sana içeri girmen için izin veren kişi miydi?
Translate from 土耳其语 to 中文
Onu yapmamıza izin veren bir kanun var.
Translate from 土耳其语 to 中文