Turkish example sentences with "yukarı"

Learn how to use yukarı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.

O aşağı yukarı 40 yaşında.

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti.

Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.

Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir.

Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.

Tom merdivenlerden yukarı bavulunu sürükledi.

Tom merdivenlerden yukarı koştu.

Sağ elbise kolunu yukarı çek.

Komiyi yukarı gönderir misin?

Biz asansörle yukarı çıktık ve indik.

Merdivenlerden yukarı çıkın.

Bu yokuş yukarı bir yoldur.

O, yukarı gitti.

O, başını yukarı aşağı salladı.

Yukarı kaldırıldığımı hissettim.

Öğretmen merdivenlerden yukarı koştu.

Yukarı çık ve bavulumu getir.

Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.

Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

Bagajımı yukarı taşır mısın?

Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.

Üç aşağı beş yukarı, yetmiş kiloyum.

ona valizimi yukarı taşıtacağım.

Buzdolabını merdivenlerden yukarı sürüklediler.

Tom yukarı katta.

Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.

Asansörde Tom'la yukarı çıktım.

Beni yukarı çek.

Onu yukarı kaldır.

Yukarı gidiyorum.

Onlar yukarı gitti.

Yukarı gidiyoruz.

Tom yukarı koştu.

Tom'u yukarı götür.

Tom gömleğini yukarı kaldırdı ve karnını açtı.

Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar.

Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.

Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.

Yukarı gidebilir miyiz?

Merdivenlerden yürüyerek yukarı çıktılar.

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?

Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

Eller yukarı!

Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu.

Londra'ya, üç aşağı beş yukarı, üç yüz mil uzaklıktadır.

Eller yukarı! Bu bir soygundur.

Tom çok sessizce yukarı çıktı.

Onların hepsi gözlerini yukarı dikti.

Herkes yukarı baktı.

O aşağı yukarı benim yaşımda.

Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

Karen'in eteği yukarı çıkıyor.

Kendi kendime merdivenlerden yukarı çıkamam. Ben yaşlıyım ve bir asansöre ihtiyacım var.

Tom hızla merdivenlerden yukarı çıktı.

Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.

Tom tavan merdivenlerinden yukarı çıktı.

Tom kaldırımdan yukarı doğru yürüyor.

Faiz oranları bütün yıl aşağı yukarı oynatıldı.

Yukarı çık lütfen.

Tom merdivenlerden yukarı çıktı.

Siz aşağı yukarı bizimle aynı yaştasınız.

Yukarı gel, Tom.

O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.

Üstümü değiştirmek için yukarı çıkıyorum.

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

Bu asansör altıncı kattan yukarı çıkmaz.

Yukarı gidelim.

Yukarı çıkalım ve konuşalım.

Derhal yukarı çıkmanı istiyorum.

Şimdi yukarı çık ve odanı temizle.

Tom aşağı yukarı Mary ile aynı yaşta.

Borsa bazen yukarı gider, bazen aşağı gider.

Bütün kızlar yukarı baktı.

Tom yukarı baktı ve güldü.

Çantaları yukarı taşı.

Tom Mary ile asansörle yukarı çıktı.

Asansör yukarı geliyor.

Bugün cuma, ben de aşağı yukarı her cuma ne yapıyorsam onu yaptım.

Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.

Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta

Ben merdivenlerden yukarı çıkıyorum.

İpi tut ve seni yukarı çekeceğim.

Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

Biz yukarı çıkarken hava soğur.

Ben birini yukarı kaldırdım.

Bunu yukarı taşımama yardım eder misin?

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Onlar yukarı aşağı zıpladı.

Gözlerini yukarı kaldır ve yıldızları göreceksin.

Onu bir çentik yukarı koy.

Yağışlı sezon aşağı yukarı haziran ayı sonunda başlar.

Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

Ben merdivenlerden yukarı gittim ve yatmaya gittim.

Biz merdivenlerden yukarı çıktık.

Also check out the following words: ilginç, Japonya'ya, gidip, Japonları, yenmek, Sırada, elma, Atlas, Okyanusu, Amerika'yı.