Turkish example sentences with "ilk"

Learn how to use ilk in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

İki yıldır ilk defa bir film izledim.

1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.

Titanik, geminin ilk seferinde battı.

Oyunu ilk kez başlattığınızda oyun yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.

N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.

Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.

Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.

Bu saç modeli ilk olarak 19. yüzyılın başlarında görüldü.

Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?

Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.

Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

Paris'e ilk kez gitti.

Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.

O, benim ilk sevgilim.

Burası benim ilk günlerimi yaşadığım evdir.

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.

Uzun zamandan beri ilk kez beni aradı.

Onu ilk adından biliyorum.

Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.

Müzisyen olarak ilk kez sahneye çıktı.

Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.

Gerçekten Finlandiya'ya gitmek ve orada yaşamak isterim ama ilk olarak İsveççemi geliştirmem gerekecek.

Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.

Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.

Babası ile ilk defa karşılaştığım yer Tokyo'dur.

Hikayeyi özetlersek, o, ilk aşkı ile evlendi.

Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur.

Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm.

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

Bu şehri ilk ziyaretiniz mi?

Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.

Japonya'ya ilk defa mı geliyorsunuz?

Bu, Japonya'ya ilk ziyaretiniz mi?

Lindbergh, Atlantik üzerinden uçan ilk insandı.

Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.

Yılın ilk ayı ocaktır.

Ben ilk görüşte ona âşık oldum.

Sabah ilk şey olarak bu mektubu postalamayı unutmayın.

Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.

Tom'la ilk defa ne zaman tanıştın?

Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.

Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.

Atomu ilk olarak kim parçaladı?

Jefferson 1801'in o ilk günlerinde mutlu bir başkan oldu.

Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.

O, Japonya'ya ilk ziyaretimdi.

The Beatles'ı ilk dinlediğin zamanı hatırlayabiliyor musun?

O, tarihte bunu yapan ilk adamdı.

Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.

Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.

Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı.

Farz et ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?

İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.

O, araştırmasının ilk yılında ALS hastası olduğunu öğrendi.

Yeryüzüne ilk çıkışından beri insanoğlu, bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

O ilk olarak vardı.

O varan ilk kişiydi.

O ilk varandı.

Öğrenmeniz gereken ilk şey, kendi fikirleriniz üzerinde durmak.

Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim.

Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük.

Isabela benim ilk kız arkadaşımdı.

Adam ilk görüşte âşık oldu.

Ben New York'a ilk gittiğimde, bir şaşkınlık içindeydim.

Ben ilk başta onun kolay olduğunu düşündüm.

Ben ilk otobüse zamanında yetişmek için aceleyle kahvaltı yaptım.

Ben ilk treni yakalayabilmek amacıyla her zamankinden daha erken kalktım.

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

O, ilk treni kaçırabileceği korkusuyla sabah erkenden evden çıktı.

Üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında Tom ilk kez Mary ile karşılaştı.

Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.

Sabahın ilk ışıklarına kadar benimle birlikte kalın.

Tom ilk olarak ne yapacağını bilmiyor.

Tom balıkçılık ile ilgili ilk şeyi bilmiyor.

Ben ilk trene yetişebilmek için erken kalktım.

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı.

Tom ilk akşam yemeğini yaktı.

Tom ilk binasını dizayn ediyor.

Tom ilk kez üç yıl önce Boston'a geldi.

Tom Fransa'ya ilk vardığında bir kelime Fransızca konuşamadı.

Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.

O ona sabah ilk trene yetişmesini tavsiye etti.

Tom genellikle öğleden sonranın ilk saatlerinde uykulu hissediyor.

Tom Mary'ye ilk varanın kim olduğunu sordu.

Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

Tom ve Mary ilk karşılaşmalarından üç yıl sonra evlendiler.

Tom ve Mary ilk çocuklarından sonra bir ev yaptırmayı planlıyorlar.

Tom ve Mary gelecek ay ilk çocuklarını bekliyorlar.

Tom Mary ile üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında ilk kez karşılaştı.

Tom ilk girişinde sürücü sınavını geçti.

Dünyada ilk deri fabrikası 2011 yılında Almanya'da açıldı.

Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı.

Delegeler onu ilk oylamada seçti.

Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.

Ben dün ilk defa tenis oynadım.

Ben onunla ilk defa dün karşılaştım.

Also check out the following words: Yeni, Zelanda'da, şehirdir, Elmalar, kırmızı, veya, yeşildir, Batman, Robin, arkadaştır.