Turkish example sentences with "yaşam"

Learn how to use yaşam in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Susuz yaşam yoktur.
Translate from Turkish to English

Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
Translate from Turkish to English

Yaşam iniş ve çıkışlarla doludur.
Translate from Turkish to English

Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
Translate from Turkish to English

Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
Translate from Turkish to English

Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir.
Translate from Turkish to English

O, hızlı bir yaşam sürüyor.
Translate from Turkish to English

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
Translate from Turkish to English

Adada hiçbir yaşam belirtisi yoktu.
Translate from Turkish to English

Adada yaşam yoktur.
Translate from Turkish to English

Yaşam tatlıdır.
Translate from Turkish to English

Müzik ve sanat, yaşam zevkine çok büyük ölçüde katkıda bulunabilirler.
Translate from Turkish to English

Onlar yaşam için yeni yollar denemek istediler.
Translate from Turkish to English

Okul için değil fakat yaşam için öğreniriz.
Translate from Turkish to English

Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
Translate from Turkish to English

Yaşam yolunda dönüş yoktur.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye Boston'daki yaşam hakkında bir sürü soru sordu.
Translate from Turkish to English

Bu, yaşam, para, ve malzemelerde çok pahalıya mal olmuştu.
Translate from Turkish to English

O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
Translate from Turkish to English

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.
Translate from Turkish to English

Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un sağlıklı bir yaşam tarzı vardır.
Translate from Turkish to English

Bu savaş, bir yaşam ya da ölüm mücadelesi gibi görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tüm yaşam bir rüyadır ve rüyalar da yalnızca rüya.
Translate from Turkish to English

Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
Translate from Turkish to English

Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir.
Translate from Turkish to English

Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.
Translate from Turkish to English

Senin yaşam felsefen benimkinden farklı.
Translate from Turkish to English

Yaşam eğlenceli.
Translate from Turkish to English

Bizim yaşam giderlerini azalttık.
Translate from Turkish to English

O iyi bir yaşam sağlamaktadır.
Translate from Turkish to English

Tom iyi bir yaşam sağlamaktadır.
Translate from Turkish to English

Yiyecek yaşam için gereklidir.
Translate from Turkish to English

Su yaşam için elzemdir.
Translate from Turkish to English

Yaşam koşulları zordu.
Translate from Turkish to English

O, yaşam hakkında çok alaycıdır.
Translate from Turkish to English

Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
Translate from Turkish to English

Gıda yaşam için elzemdir.
Translate from Turkish to English

O, yaşam için harap edilecek.
Translate from Turkish to English

Başka bir gezegende yaşam olabileceğini düşünemiyorum.
Translate from Turkish to English

Yaşam maliyeti düştü.
Translate from Turkish to English

Bu Amerikan yaşam tarzıdır.
Translate from Turkish to English

Yaşam biçimini neden koşullara uydurmuyorsun?
Translate from Turkish to English

Tek göz odada yaşam mücadelesi veren bir sanatçıydı.
Translate from Turkish to English

Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
Translate from Turkish to English

Yaşam standartları daha yüksek olmalı.
Translate from Turkish to English

Kırsal yaşam beni çok fazla cezbediyor.
Translate from Turkish to English

Biyoloji birçok yaşam bilimlerini içerir.
Translate from Turkish to English

Yaşam herhangi bir kitaptan daha ilginçtir.
Translate from Turkish to English

Japonya'da ortalama yaşam süresi nedir?
Translate from Turkish to English

Yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Kırsal yaşam kent yaşamından daha sağlıklıdır.
Translate from Turkish to English

Diğer gezegenlerde yaşam olup olmadığını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Yaşam giderlerim yıldan yıla yükseliyor.
Translate from Turkish to English

Telefon modern yaşam için gereklidir.
Translate from Turkish to English

Yaşam tarzlarından vazgeçmeyi reddettiler.
Translate from Turkish to English

Yeni yaşam tarzına alıştı.
Translate from Turkish to English

Faraza, bütün arılar öldü; yaşam yine de devam edebilir mi?
Translate from Turkish to English

İyi bir yaşam dilerim.
Translate from Turkish to English

Güzel bir yaşam dilerim.
Translate from Turkish to English

Yaşam eğlenceli bir şey.
Translate from Turkish to English

Mars'ta yaşam var mı?
Translate from Turkish to English

Sanırım bizim birlikte yaşamamız senin yaşam tarzını etkiledi.
Translate from Turkish to English

Yaşam için değil ama okul için öğreniriz.
Translate from Turkish to English

Geçmişteki yaşam bugünkünden çok farklıydı.
Translate from Turkish to English

Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.
Translate from Turkish to English

O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.
Translate from Turkish to English

Dünyadaki yaşam alanlarını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Sosyal yaşam beni yoruyor.
Translate from Turkish to English

Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.
Translate from Turkish to English

Kimseye küfretmiyorum, kimseye kızmıyorum, ben biraz sakin bir yaşam istiyorum çünkü kalbim biraz yorgun.
Translate from Turkish to English

Kurallar bana öğretilmedi ve serbest bir yaşam hakkına sahip olmadım.
Translate from Turkish to English

Mucizevi bir yaşam ama yaşamdan keyif almak da lazım değil mi?
Translate from Turkish to English

Onsuz bir yaşam düşünemezken beni yolumdan döndürmek için çabalamadınız mı?
Translate from Turkish to English

Herhangi bir yaşam belirtisi vermememe rağmen hayattayım.
Translate from Turkish to English

Yaşam ondaydı ve o yaşam da insanların ışığıydı.
Translate from Turkish to English

Yaşam ondaydı ve o yaşam da insanların ışığıydı.
Translate from Turkish to English

Onun yaşam biçimini kıskanıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'u yaşam desteğinden çıkarmaya karar verdik.
Translate from Turkish to English

Sakin ve huzurlu bir yaşam tüm insanların dileğidir, değil mi?
Translate from Turkish to English

Yaşam sevincimi kaybettim.
Translate from Turkish to English

Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.
Translate from Turkish to English

Yaşam ve ölüm arasında kaldı.
Translate from Turkish to English

Bir köpeğin yaşam amacı nedir?
Translate from Turkish to English

Sıradan bir erkeğin yaşam amacı üç şeyden oluşur: yeme, içme ve yiyişme.
Translate from Turkish to English

Yaşam yalnızlıktan ibaret bir kabus.
Translate from Turkish to English

Diğer dünyalarda yaşam var mı?
Translate from Turkish to English

Başka gezegenlerde zeki yaşam var mı?
Translate from Turkish to English

Dış uzayda yaşam var mı?
Translate from Turkish to English

Mars'ta hiç yaşam işareti yok.
Translate from Turkish to English

Burada kimse Ateist bir yaşam sürmez. Afetler sırasında veya güzel günlerde herkes Tanrı'ya inanır.
Translate from Turkish to English

Onun yaşam amacı zengin bir adamla evlenmektir.
Translate from Turkish to English

Birçok çocuk bu bombalarla yaşam boyu sakat olmuştur.
Translate from Turkish to English

Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
Translate from Turkish to English

O, yaşam tarzını değiştirmeli.
Translate from Turkish to English

Yaşam bir rüya olabilir.
Translate from Turkish to English

Avustralya'da yaşam maliyetinin çok yüksek olduğunu fark etmedim.
Translate from Turkish to English

Avustralya'da yaşam maliyetinin bu kadar yüksek olduğunu bilmiyordum.
Translate from Turkish to English

Yaşam sürprizlerle doludur.
Translate from Turkish to English

Tom etkin bir yaşam sürüyor.
Translate from Turkish to English

Git torunlarınla bol paralı bir yaşam yaşa.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: oyunlarını, cumartesi, pazardı, hamileyim, kulübünün, üyesiyim, Örgütümüze, katkıda, bulunabilirsiniz, 1956'da.