Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
Translate from Turkish to English

Sana o izlenimi vermeyi amaçlamamıştım.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aradığı krediyi vermeyi planlamış görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
Translate from Turkish to English

Johnsonlar parti vermeyi severler.
Translate from Turkish to English

Tom 20 Ekimde Boston'da bir konser vermeyi planladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye bir sürü soru sordu, ama o bazılarına cevap vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom haraç vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Bankalar Japon-Amerikalılara borç para vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Bana küçük bir kredi vermeyi düşünür müsünüz?
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin kim için oy vermeyi planladığını merak etti.
Translate from Turkish to English

Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.
Translate from Turkish to English

Ben, bu soruya cevap vermeyi kolay buldum.
Translate from Turkish to English

Sevgililer Günü'nde onlara çikolata vermeyi durduracağız.
Translate from Turkish to English

Patronun Tom'a zam vermeyi düşünmesi pek olası değil.
Translate from Turkish to English

Karar vermeyi severdi.
Translate from Turkish to English

Ona ödünç para vermeyi önerdim.
Translate from Turkish to English

Soruya cevap vermeyi reddediyorum.
Translate from Turkish to English

Gelecek pazar Bay Oka için bir parti vermeyi planlıyoruz.
Translate from Turkish to English

Soruya cevap vermeyi kolay buldum.
Translate from Turkish to English

Aileme ve arkadaşlarıma hediyeler vermeyi seviyorum.
Translate from Turkish to English

Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır.
Translate from Turkish to English

Ona mesajı vermeyi unuttum.
Translate from Turkish to English

Hızlı kararlar vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Trenlerin hareket etmelerine izin vermeyi reddettiler.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye ödünç para vermeyi umursamaz.
Translate from Turkish to English

Arayan kişi bize adını vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Hediye vermeyi severim.
Translate from Turkish to English

İnsanlara tavsiye vermeyi severim.
Translate from Turkish to English

Muhabir kaynaklarının adını vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye herhangi bir bilgi vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom için bir doğum günü partisi vermeyi planlıyoruz.
Translate from Turkish to English

Banka onlara daha fazla kredi vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom bana paramı geri vermeyi önermedi.
Translate from Turkish to English

Tom kitaplarını Mary'ye ödünç vermeyi sevmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'a oy vermeyi gerçekten istiyor musun?
Translate from Turkish to English

Cevap vermeyi reddediyorum.
Translate from Turkish to English

Bu parayı ona geri vermeyi unutmamam lâzım.
Translate from Turkish to English

Sana telefon numaramı vermeyi unuttum.
Translate from Turkish to English

Bence Tom'un onu kime vermeyi planladığını bulmalıyız.
Translate from Turkish to English

Tom'a veda öpücüğü vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Oy vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Kimseye zarar vermeyi aklımın ucundan bile geçirmezken üzerime o kadar çok geldiniz ki bazen hoşuma gitmediğiniz oldu.
Translate from Turkish to English

Niçin Tom'a para vermeyi sürdürüyorsun?
Translate from Turkish to English

Mola vermeyi öneriyorum.
Translate from Turkish to English

Buna izin vermeyi reddediyorum.
Translate from Turkish to English

Neredeyse bunu Tom'a vermeyi unutuyordum.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin istediği krediyi ona vermeyi düşünmek isteyebilir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye onun cevap vermeyi reddettiği bazı aptalca sorular sordu.
Translate from Turkish to English

Tom bana istediğimi vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom onu bana vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom'un patronunun ona zam vermeyi reddettiğini duydum.
Translate from Turkish to English

Bunu Tom'a vermeyi hatırlamak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Tom onlara ihtiyacım olduğunu biliyordu ama onları bana vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom evlilik yıl dönümlerinde karısına çiçekler vermeyi asla unutmaz.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye cevap vermeyi reddettiği bazı çok kişisel sorular sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye istediğini vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Onlara bilgi vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom bana hiç para vermeyi teklif etmedi, bu düşüncelere nereden kapılıyorsun?
Translate from Turkish to English

Sana zarar vermeyi düşünmüyorum.
Translate from Turkish to English

Bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
Translate from Turkish to English

Almak istersen, önce vermeyi öğrenmelisin.
Translate from Turkish to English

Tom kan örneği vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Senin bavullarını taşıdığı için kapıcıya bahşiş vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Garsona bahşiş vermeyi reddetmek terbiyesizliktir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin dışarı çıkmasına ve yağmurda oynamasına izin vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom onların istediği bilgiyi onlara vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom bana bir kredi vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin partiye gitmesine izin vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Bana bir makbuz vermeyi unuttun.
Translate from Turkish to English

Onlar bir parti vermeyi planlıyor.
Translate from Turkish to English

Onun mektubuna cevap vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Mektuba cevap vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Bagajını taşıdığı için oda görevlisine bahşiş vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Bir oda görevlisi bagajını taşıyorsa, ona bahşiş vermeyi unutma.
Translate from Turkish to English

Bazı insanlar kendine zarar vermeyi teselli edici buluyor.
Translate from Turkish to English

İhtiyacı olduğu parayı Mary'ye vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye biraz para vermeyi önerdi ama o almayı reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom dün köpeğine yemek vermeyi unuttu.
Translate from Turkish to English

Onlara yılda yüz hrivna vermeyi vaat ettim.
Translate from Turkish to English

Sadece bunu Tom'a vermeyi unutmayacağından emin ol.
Translate from Turkish to English

"Her zaman benim tarafımda olmaya ve bana bakmaya söz vermeyi kabul ediyor musun?" "Elbette ediyorum!"
Translate from Turkish to English

Bodrumumuza yeniden şekil vermeyi henüz bitirdik.
Translate from Turkish to English

Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin arabasını kullanmasına izin vermeyi önerdi.
Translate from Turkish to English

Jacksonlar parti vermeyi sever.
Translate from Turkish to English

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.
Translate from Turkish to English

Çocuk birinin onu beslemesine izin vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Ben problemleri çözmeyi tercih ederim , sadece onlara rapor vermeyi değil.
Translate from Turkish to English

Parayı ona vermeyi aklından bile geçirme.
Translate from Turkish to English

Karıma sıkıntı vermeyi kesin.
Translate from Turkish to English

Arkadaşıma sıkıntı vermeyi kesin.
Translate from Turkish to English

Tom sorulara cevap vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin sorusuna cevap vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Önümüzdeki pazartesi Tom için bir parti vermeyi planlıyoruz.
Translate from Turkish to English

Tom cevap vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Parti vermeyi seviyorum.
Translate from Turkish to English

Bir maceraya gitmek istiyorsan çabuk tepki vermeyi öğrenmelisin.
Translate from Turkish to English

O bir parti vermeyi önerdi.
Translate from Turkish to English

Ona karar vermeyi sana bırakıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom yarın arabasını kullanmama izin vermeyi önerdi.
Translate from Turkish to English