Turkish example sentences with "treni"

Learn how to use treni in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Az daha treni kaçırıyordum.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırmış olmalı.
Translate from Turkish to English

Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.
Translate from Turkish to English

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.
Translate from Turkish to English

Tom'un treni beş dakika önce ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Üzgünüm, treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
Translate from Turkish to English

Treni kaçıracaksın.
Translate from Turkish to English

Derhal istasyona hareket etmezsen, treni kaçıracaksın.
Translate from Turkish to English

Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Translate from Turkish to English

Ben sadece birkaç dakika ile treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
Translate from Turkish to English

Neredeyse treni kaçırıyordum.
Translate from Turkish to English

Ben biraz daha erken çıksaydım, son treni yakalardım.
Translate from Turkish to English

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.
Translate from Turkish to English

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.
Translate from Turkish to English

Acele et, ve treni yakalayacaksınız.
Translate from Turkish to English

Son treni kaçırdığımızı farz et, ne yapmalıyız?
Translate from Turkish to English

O, treni kaçırmamak için hızla istasyona gitti.
Translate from Turkish to English

O, son treni kaçırmayı hak etti, oh olsun.
Translate from Turkish to English

İstasyona aceleyle gittik, ama treni kaçırdık.
Translate from Turkish to English

Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Ben ilk treni yakalayabilmek amacıyla her zamankinden daha erken kalktım.
Translate from Turkish to English

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.
Translate from Turkish to English

O, ilk treni kaçırabileceği korkusuyla sabah erkenden evden çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom treni kaçırmış olabilir, henüz gelmedi.
Translate from Turkish to English

Metro treni yolunu sarsarken Tom güzel güzel uyudu.
Translate from Turkish to English

Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
Translate from Turkish to English

Tom kıl payı treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

O, bir çikolata satın almak için dursaydı, Tom treni kaçırmış olacaktı.
Translate from Turkish to English

Tom treni yakalamak için koştu.
Translate from Turkish to English

Dün, o, Sapparo'ya giden treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Posta treni yangında postasının çoğunu kaybetti.
Translate from Turkish to English

Ben sadece bir dakika ile treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Hızlı koşarsan, treni yakalarsın.
Translate from Turkish to English

Sadece treni az önce gitmiş bulmak için istasyona gittim.
Translate from Turkish to English

Geçen Cuma son treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.
Translate from Turkish to English

Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.
Translate from Turkish to English

Bob son treni kaçırdı ve bir taksiye binmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Jiro treni kaçırmış gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom ilk treni yakalamak için yeterince erken kalkmadı.
Translate from Turkish to English

Onlar treni kaçırdılar.
Translate from Turkish to English

Son treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

O son treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Tom son treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.
Translate from Turkish to English

Ben o treni yakalamak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Londra treni bu mudur?
Translate from Turkish to English

İlk treni yakalamalıyım.
Translate from Turkish to English

O, treni kaçırmış olabilir.
Translate from Turkish to English

New York treni bu mudur?
Translate from Turkish to English

New York treni budur.
Translate from Turkish to English

Bir dakika ile treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Onlar treni kaçırmış olabilirler.
Translate from Turkish to English

O, bir dakikayla treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırmamak için sabah evden erken ayrıldı.
Translate from Turkish to English

İlk treni yakalamak için acele ettim.
Translate from Turkish to English

O, treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.
Translate from Turkish to English

Son treni kaçırdım, bu yüzden eve kadar bütün yolu yürümek zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

İlk treni yakaladın mı?
Translate from Turkish to English

Onun treni geçerken, onlar tezahürat yaptı.
Translate from Turkish to English

Son treni kaçırmış olabilir.
Translate from Turkish to English

Bir dakika ile treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Son treni yakalamayı başardım.
Translate from Turkish to English

İki dakika ile treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Onun treni Tokyo istasyonuna vardı.
Translate from Turkish to English

Treni yakalamak için acelesi var.
Translate from Turkish to English

Her zamanki treni kaçırmış olmalı.
Translate from Turkish to English

Bir dakika ile son treni kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Otuz saniye ile treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırabileceğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırırsak, otobüsle gideriz.
Translate from Turkish to English

Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Translate from Turkish to English

Onun treni sabah beşte varır.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırmamak için acele ettim.
Translate from Turkish to English

Çok geç geldim ve treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırmamak için acele etti.
Translate from Turkish to English

İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.
Translate from Turkish to English

Acele etmezsen, treni kaçırırsın.
Translate from Turkish to English

Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
Translate from Turkish to English

Londra treni hangi platformdan kalkar?
Translate from Turkish to English

Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırabileceğinden endişeliydi.
Translate from Turkish to English

Yoğun kar treni birkaç saat geciktirdi.
Translate from Turkish to English

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırmayayım diye evden erken çıktım.
Translate from Turkish to English

Cambridge treni 5. platformdan kalkmaktadır.
Translate from Turkish to English

Bu sabah genellikle bindiğim treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Babam treni beklememiz konusunda ısrar etti.
Translate from Turkish to English

Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.
Translate from Turkish to English

Koşabildiğim kadar hızlı koştum ama treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Treni kaçırmaktan korkuyoruz.
Translate from Turkish to English

9.35 treni Bambury'de durur.
Translate from Turkish to English

Tom treni tam perondan ayrılıyorken istasyona geldi.
Translate from Turkish to English

Tom'un treni henüz gelmedi.
Translate from Turkish to English

Treni durdurun.
Translate from Turkish to English

Acele etmezsen treni kaçırırsın.
Translate from Turkish to English

Acele et yoksa treni kaçırırsın.
Translate from Turkish to English

Kyoto treni ne zaman gelecek?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Floridalı, karısı, ise, Kaliforniyalı, Fransızcayı, konuşamıyor, şişe, şarap, içti, Bill'den.