Learn how to use sadece in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Sadece birkaç kişi beni anladı.
Translate from Turkish to English
Sadece beyaz kağıt yeterli.
Translate from Turkish to English
Bu sadece bir şakaydı.
Translate from Turkish to English
Etli pilav sekiz yuan. Vejetaryen pilav sadece dört yuan.
Translate from Turkish to English
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
Translate from Turkish to English
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
Translate from Turkish to English
Bunların tümünün sadece bir oyun olduğunu biliyorum.
Translate from Turkish to English
Onun dediğini görmezden gel. O sadece şaka yapıyor.
Translate from Turkish to English
Sadece çayımız var.
Translate from Turkish to English
Sadece konsantre olman gerekiyor.
Translate from Turkish to English
İstasyondan eve yürüyerek gitmek sadece beş dakika alır.
Translate from Turkish to English
Çalşmak sadece ekonomik yararlar ve maaş için önemli değildir, fakat aynı zamanda sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar ve toplumun iyiliği için bir şey yapma duygusu için.
Translate from Turkish to English
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
Translate from Turkish to English
Onun kitabı sadece İngiltere'de değil, Japonya'da da ünlü.
Translate from Turkish to English
Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
Translate from Turkish to English
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
Translate from Turkish to English
Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.
Translate from Turkish to English
Benim babam sadece on beş yaşında.
Translate from Turkish to English
Himachal Pradesh'in başkenti Shimla, Chandigarh'a sadece 115 kilometre uzaklıktadır.
Translate from Turkish to English
Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.
Translate from Turkish to English
Yaz tatili sırasında sadece dinleneceğim.
Translate from Turkish to English
İsviçre'de sadece 80 Uygur var.
Translate from Turkish to English
Caz ölmedi, sadece komik görünüyor.
Translate from Turkish to English
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
Translate from Turkish to English
Bu mağaza sadece geri dönüştürülmüş kâğıt kullanır.
Translate from Turkish to English
Sadece diyorum!
Translate from Turkish to English
Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.
Translate from Turkish to English
Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece birkaç kelime anlayabiliyorum, bu yüzden sohbete katılamayacağım.
Translate from Turkish to English
Şu gömlek için sadece on dolar ödedi.
Translate from Turkish to English
Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
Translate from Turkish to English
Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.
Translate from Turkish to English
Sadece dört at yarışta yarıştı.
Translate from Turkish to English
Valiz sadece kirli çamaşırlar içeriyordu.
Translate from Turkish to English
Sadece düzyazı okur.
Translate from Turkish to English
Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
Translate from Turkish to English
Onların hepsi sadece kızları götürmek için buradalar.
Translate from Turkish to English
Bildiğimi sadece sana söyleyebilirim.
Translate from Turkish to English
Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.
Translate from Turkish to English
Sadece sen değil aynı zamanda ben de suçlanacaktım.
Translate from Turkish to English
"Fakat sadece yazın buraya geliyorsun."dedi Tony.
Translate from Turkish to English
O sadece bir çocuk.
Translate from Turkish to English
Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,
Translate from Turkish to English
Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
Translate from Turkish to English
Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
Translate from Turkish to English
Sen sadece bir astsın. Yerini bil!
Translate from Turkish to English
Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.
Translate from Turkish to English
Sadece susadığında su iç; günde 8 bardak su içmek sadece efsanedir.
Translate from Turkish to English
Sadece susadığında su iç; günde 8 bardak su içmek sadece efsanedir.
Translate from Turkish to English
Şu an sadece ısınıyorum.
Translate from Turkish to English
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
Translate from Turkish to English
Sadece Pasifik Okyanusu tarafından ayrılıyoruz.
Translate from Turkish to English
Sadece bir rüyaydı.
Translate from Turkish to English
Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
Translate from Turkish to English
Sadece onun yardımını istemek zorundasın.
Translate from Turkish to English
Ben Japonca konuşabilirim ve sadece Japonca konuşurum.
Translate from Turkish to English
Bu dilin sadece bir cümlesi var.
Translate from Turkish to English
Hayır, teşekkürler. Sadece etrafa bakınıyorum.
Translate from Turkish to English
Onu sadece Obama bilir.
Translate from Turkish to English
Bilim adamı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda yabancı ülkelerde de ünlü.
Translate from Turkish to English
Bir insanın gecede sadece iki saatlik bir uyku ile yaşayıp yaşayamayacağını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English
Sadece pilav değil, kebap da yedim.
Translate from Turkish to English
Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece basit bir peluşum.
Translate from Turkish to English
Ben sadece söylüyorum!
Translate from Turkish to English
Bu cümlenin sadece tek bir dili var.
Translate from Turkish to English
Sadece çay nasıl alınır?
Translate from Turkish to English
Darbeyle ilgili sadece ikinci el bilgiye sahibiz.
Translate from Turkish to English
Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.
Translate from Turkish to English
O sadece 1 değil, 3 armut yedi.
Translate from Turkish to English
Ben sadece üç saat uyudum.
Translate from Turkish to English
Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
Translate from Turkish to English
O, en fazla sadece yirmi dolar ödeyebilir.
Translate from Turkish to English
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
Translate from Turkish to English
O, sadece İngilizce ve Almanca konuşur, onlardan hiçbirini anlamam.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
Translate from Turkish to English
Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.
Translate from Turkish to English
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
Translate from Turkish to English
Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.
Translate from Turkish to English
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
Translate from Turkish to English
Ben sadece okumayı çılgıncasına seviyorum.
Translate from Turkish to English
Her kovanda sadece bir kraliçe olabilir.
Translate from Turkish to English
Bay White ve ben arkadaş değiliz, sadece tanışıyoruz.
Translate from Turkish to English
Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.
Translate from Turkish to English
Sadece babasını değil, aynı zamanda oğlunu da tanıyorum.
Translate from Turkish to English
Sadece zaman gösterecek.
Translate from Turkish to English
Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!
Translate from Turkish to English
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
Translate from Turkish to English
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
Translate from Turkish to English
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
Translate from Turkish to English
Hüsnü Mübarek'in sadece tek bir arkadaşı var. İsrail.
Translate from Turkish to English
Ben sadece birkaç dakika ile treni kaçırdım.
Translate from Turkish to English
Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.
Translate from Turkish to English
Bu tür köpek sadece Japonya'da bulunur.
Translate from Turkish to English
Sadece bir kişi kazadan sağ kurtuldu.
Translate from Turkish to English
Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.
Translate from Turkish to English
Sadece bir aptal denizden korkmaz.
Translate from Turkish to English
Ben sadece duş alıyordum.
Translate from Turkish to English
O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
Translate from Turkish to English
Ben sadece mideye yumruk atılmasının nasıl hissedileceğini merak ediyordum.
Translate from Turkish to English
Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.
Translate from Turkish to English
Ben sadece bu tür şeylerin ne sıklıkta olduğunu merak ediyordum.
Translate from Turkish to English
Üstünde sadece yüz yeni vardı.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: satmaktadır, etkileyici, seçilme, taşıyamam, açısıdır, görmeyeceklerdi, yetiştiler, olacaklar, yürüyorlardı, taşındılar.