Turkish example sentences with "sabırsızlanıyorum"

Learn how to use sabırsızlanıyorum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.

Sevgililer günü için sabırsızlanıyorum!

Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.

Ben kısa sürede sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.

Noel için sabırsızlanıyorum.

Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.

Seni dans ederken görmek için sabırsızlanıyorum.

Ben onunla birlikte filmi görmek için sabırsızlanıyorum.

Çok yakında seni tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Okulunu ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum.

Ben onun için sabırsızlanıyorum.

Tatile gitmek için sabırsızlanıyorum.

Gezi için sabırsızlanıyorum.

Bir sonraki ziyaretin için sabırsızlanıyorum.

Ziyaretiniz için sabırsızlanıyorum.

Seni en kısa zamanda tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Yaz tatili için sabırsızlanıyorum.

Hayvanat bahçesine gitmek için sabırsızlanıyorum.

Sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Bu ilkbahar onları görmek için sabırsızlanıyorum.

Seni Noelde görmek için sabırsızlanıyorum.

Sabırsızlanıyorum.

Yarın için sabırsızlanıyorum.

Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.

Yaşadıklarını dinlemek için sabırsızlanıyorum.

Bu kızla tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Üniversiteye gitmek için sabırsızlanıyorum.

Yakında katalog almak için sabırsızlanıyorum.

Seninle iş yapmak için sabırsızlanıyorum.

Seni gelinlik içinde görmeye sabırsızlanıyorum.

Sana tekrar sarılmak için sabırsızlanıyorum.

Bitirmek için sabırsızlanıyorum.

Gitmek için sabırsızlanıyorum.

Oraya gitmek için sabırsızlanıyorum.

Arkadaşlarımla tanışman için sabırsızlanıyorum.

Seninle tanıştığımı Tom'a söylemek için sabırsızlanıyorum.

Herkese söylemek için sabırsızlanıyorum.

Ölmek için sabırsızlanıyorum.

Sesini duymak için sabırsızlanıyorum, Tom.

Onlara söylemek için sabırsızlanıyorum.

Ona söylemek için sabırsızlanıyorum.

Seninle çalışmak için sabırsızlanıyorum.

İyi haberi Tom'a söylemek için sabırsızlanıyorum.

Sana söylemek için sabırsızlanıyorum.

Geceyi onunla geçirmek için sabırsızlanıyorum.

Bunu duymak için sabırsızlanıyorum.

Evlenmek için sabırsızlanıyorum.

Tom'a söylemek için sabırsızlanıyorum.

Eve gitmek için sabırsızlanıyorum.

Seninle olmak için sabırsızlanıyorum.

Ben onu yemek için sabırsızlanıyorum.

Onların yüzlerini görmek için sabırsızlanıyorum.

Seni tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Tom'u ziyaret etmek için Boston'a gitmeye sabırsızlanıyorum.

Seni görmek için sabırsızlanıyorum.

Tom'la tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Tekrar eve gitmek için sabırsızlanıyorum.

Büyükannemi ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum.

Bunu Tom'a anlatmak için sabırsızlanıyorum.

Bunu yapmak için sabırsızlanıyorum.

Okula gitmek için sabırsızlanıyorum.

Ben pastayı yemek için sabırsızlanıyorum.

Ben Boston'a geri dönmek için sabırsızlanıyorum.

Buradan çıkmak için sabırsızlanıyorum.

Ben bir tane almak için sabırsızlanıyorum.

Başlamak için sabırsızlanıyorum.

Ben hepinizle tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Onun olması için sabırsızlanıyorum.

Savaşın bitmesi için sabırsızlanıyorum.

Baharın gelmesi için sabırsızlanıyorum.

Hafta sonunun başlaması için sabırsızlanıyorum.

Ben yine kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum.

Hepinizi Boston'da görmek için sabırsızlanıyorum.

Ben parti için sabırsızlanıyorum.

Sadece eve gitmek için sabırsızlanıyorum.

Yeni bir Türkçe kursumuz için sabırsızlanıyorum.

Seni çok özledim. Seni görmek için sabırsızlanıyorum.

Tom'un kaz ciğeri seninle paylaşmak için sabırsızlanıyorum!

Cadılar Bayramı kostümünü görmek için sabırsızlanıyorum.

Geri bildirimini dinlemek için sabırsızlanıyorum.

Evdeki herkese söylemek için sabırsızlanıyorum.

Sorularınız için sabırsızlanıyorum.

Onu tekrar yapmak için sabırsızlanıyorum.

Bunu tekrar yapmak için sabırsızlanıyorum.

O gerçekleşene kadar sabırsızlanıyorum.

Yeni lastikler almak için sabırsızlanıyorum.

Tekrar şarkı söylemeni dinlemek için sabırsızlanıyorum.

Tom'u tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

18 yaşına girmek için sabırsızlanıyorum.

Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.

Seni Boston'da görmek için sabırsızlanıyorum.

O günün gelmesi için sabırsızlanıyorum.

Duş almak için sabırsızlanıyorum.

Tekrar savaşmak için sabırsızlanıyorum.

Geri dönmek için sabırsızlanıyorum.

Rövanş için sabırsızlanıyorum.

Tom'la çalışmak için sabırsızlanıyorum.

Onu kontrol etmek için sabırsızlanıyorum.

Burayı terk etmek için sabırsızlanıyorum.

Also check out the following words: içmeyi, bıraktım, Babana, dileklerimle, Tek, başıma, yürüdüm, Kapıyı, kapatın, Erken.