Learn how to use sıkıntı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmaları her zaman bir sıkıntı.
Translate from Turkish to English
Bana daha fazla sıkıntı verme.
Translate from Turkish to English
Savaş, tarih boyunca sıkıntı üretti.
Translate from Turkish to English
Onlar bize çok az sıkıntı verdi.
Translate from Turkish to English
O zaman paraca sıkıntı çekiyorduk.
Translate from Turkish to English
Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.
Translate from Turkish to English
Onun bu son kararının mantığını anlamada sıkıntı çekiyorum. O eskisi kadar zeki değil.
Translate from Turkish to English
Karanlıktı, bu yüzden Tom cadde işaretini okumada sıkıntı çekti.
Translate from Turkish to English
Fransızca dilbilgisinden sıkıntı çekiyorum.
Translate from Turkish to English
Mortgage borcumdan dolayı sıkıntı çektim.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary konuşmak için bir şey bulmada hiç sıkıntı çekmediler..
Translate from Turkish to English
O yeri ararken sıkıntı çekmişler
Translate from Turkish to English
Sana bu kadar sıkıntı verdiğim için özür dilerim.
Translate from Turkish to English
Bildiğin gibi, işimi kaybettim, bu yüzden geçinmekte sıkıntı yaşıyorum.
Translate from Turkish to English
Biraz sıkıntı içindeyim.
Translate from Turkish to English
Bir sıkıntı istemiyoruz.
Translate from Turkish to English
Türkiye’de genel olarak özgürlükler anlamında çok büyük sıkıntı var.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı büyük!
Translate from Turkish to English
Japonya her yıl kasırgalardan sıkıntı çeker.
Translate from Turkish to English
Sorunu sıkıntı vermeden halledin.
Translate from Turkish to English
Tom bana sıkıntı verdi.
Translate from Turkish to English
Tom gerçek bir sıkıntı.
Translate from Turkish to English
Bir araştırmaya göre, dünyada bir milyar kişi yoksulluktan sıkıntı çekiyor.
Translate from Turkish to English
Para büyük bir sıkıntı: Ne onunla yaşayabilirsin ne de onsuz.
Translate from Turkish to English
Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.
Translate from Turkish to English
Hiç sıkıntı değildi.
Translate from Turkish to English
Böyle bir sıkıntı olduğum için üzgünüm.
Translate from Turkish to English
Bu dünyada sıkıntı yaşayacaksın.
Translate from Turkish to English
Hasta halüsinasyonlardan sıkıntı çekiyor.
Translate from Turkish to English
Bu yeri bulmada hiç sıkıntı yaşadın mı?
Translate from Turkish to English
Size bir sıkıntı vermek istemiyoruz.
Translate from Turkish to English
Cümlede bir sıkıntı göremedim.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı için özür dileriz.
Translate from Turkish to English
Karıma sıkıntı vermeyi kesin.
Translate from Turkish to English
Arkadaşıma sıkıntı vermeyi kesin.
Translate from Turkish to English
O yıllardır sırt ağrısından sıkıntı çekiyor.
Translate from Turkish to English
O bana aşırı sıkıntı veriyor.
Translate from Turkish to English
Yeni başlayanlar her zaman bunu yapmada sıkıntı yaşar.
Translate from Turkish to English
Kararımı vermekte sıkıntı yaşadım.
Translate from Turkish to English
İçimde bir sıkıntı var.
Translate from Turkish to English
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
Translate from Turkish to English
Bir sıkıntı varsa beni arayın.
Translate from Turkish to English
Tom bana herhangi bir sıkıntı vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom sana herhangi bir sıkıntı verirse hemen beni ara.
Translate from Turkish to English
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
Translate from Turkish to English
Sıkıntı en iyi okuldur.
Translate from Turkish to English
Tom ve Miriam'ın ilişkisi sıkıntı yaşıyor gibi görünüyor ama biz gerçekten onların halledeceklerini umuyoruz.
Translate from Turkish to English
Nefes almada sıkıntı çektiği için atı vurdum.
Translate from Turkish to English
Hislerim hakkında konuşmakta sıkıntı yaşıyorum.
Translate from Turkish to English
Tom bu yeri bulmada sıkıntı yaşadı.
Translate from Turkish to English
Tom yürümekte sıkıntı yaşıyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
O, otele giden yolu bulmada sıkıntı çekti.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'ye anlatmak için asla sıkıntı çekmedi.
Translate from Turkish to English
Tom kazancını giderine yetiştirmekte sıkıntı yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı olağandır.
Translate from Turkish to English
Sana herhangi bir sıkıntı vermek istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı yok, her şey kazanç.
Translate from Turkish to English
Para kazanmak benim için sıkıntı değil.
Translate from Turkish to English
O orada dört yıl kaldı. Onu büyük sevinç ve sıkıntı bekliyordu.
Translate from Turkish to English
Tom birçok sıkıntı içinde.
Translate from Turkish to English
Tom oldukça sıkıntı yaşadı.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı yaşadığını duyduk.
Translate from Turkish to English
Biraz daha bilgelikle, o, sıkıntı içinde olmazdı.
Translate from Turkish to English
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konuda bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
Translate from Turkish to English
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
Translate from Turkish to English
Burada sıkıntı yaşayacağız.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı tüm kötülüklerin başlangıcıdır.
Translate from Turkish to English
Mary ve Tom'un denizde kaybolduklarını düşündük ama sonra sıkıntı parlaması gördük.
Translate from Turkish to English
Serbest seçimlerle ilgili sıkıntı, nasıl sonuçlanacaklarını asla bilmezsiniz.
Translate from Turkish to English
Mağaza soygunculuğu benim için büyük bir sıkıntı oldu.
Translate from Turkish to English
O bize çok sıkıntı verir, fakat yine de onu seviyorum.
Translate from Turkish to English
Yeri bulmakta herhangi bir sıkıntı çektin mi?
Translate from Turkish to English
Tom sıkıntı çekiyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
Penguenler uçmayı öğrenirlerse ciddi sıkıntı içinde oluruz.
Translate from Turkish to English
O gerçek sıkıntı anlamına gelebilir.
Translate from Turkish to English
Her zaman bol sıkıntı vardır.
Translate from Turkish to English
Arkadaşının sıkıntı içinde olduğu görünüyor.
Translate from Turkish to English
Sami okulda herhangi bir sıkıntı yaşamadı.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı şurada ki.
Translate from Turkish to English
Tom ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
Translate from Turkish to English
Bunu yaparken herhangi bir sıkıntı yaşadın mı?
Translate from Turkish to English
Tom genellikle sıkıntı çeker.
Translate from Turkish to English
Hiçbir sıkıntı sonsuza dek sürmez.
Translate from Turkish to English
Tom arabasıyla çok sıkıntı çekiyor.
Translate from Turkish to English
Tom sıkıntı çekiyordu, bu yüzden ona yardım etmeyi kabul ettim.
Translate from Turkish to English
Sami pek çok başarısız ilişkiden sıkıntı yaşadı.
Translate from Turkish to English
Bence sıkıntı yok.
Translate from Turkish to English
Sıkıntı olmayacaktır.
Translate from Turkish to English
Ayağındaki sıkıntı devam ediyor mu?
Translate from Turkish to English
Ayaklarındaki sıkıntı devam ediyor mu?
Translate from Turkish to English
Tom'un okulda sıkıntı yaşadığını duydum.
Translate from Turkish to English
Yıldızspor bu maç ileride çoğalma konusunda sıkıntı yaşadı.
Translate from Turkish to English
Tom iş bulmakta sıkıntı yaşadı.
Translate from Turkish to English
Tom bunu yaparsa sıkıntı çıkabilir.
Translate from Turkish to English
Tom arkadaş bulmakta sıkıntı yaşadı.
Translate from Turkish to English
Anne gitti, sıkıntı yok.
Translate from Turkish to English
Komutanlar ve subaylar, Genel Savaş'ın bunca sıkıntı ve güçlükleriyle yorgun, yurdun parçalanmakta olduğunu görmekle yürekleri kan ağlıyor; gözleri önünde derinleşen karanlık felaket uçurumunun kıyısında kafaları, çıkar yol, kurtuluş yolu aramakta.
Translate from Turkish to English
Tom iş bulmakta çok sıkıntı yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Sabah sabah durup dururken bir sıkıntı içimi kapladı.
Translate from Turkish to English
Park etmede sıkıntı yaşadım.
Translate from Turkish to English