Turkish example sentences with "kısa"

Learn how to use kısa in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Kısa saç stilini severim.

Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

Çiçekler koparıldıkları zaman kısa süre içinde solarlar.

Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.

Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum.

Lütfen kısa sürede bana bir cevap yaz.

Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.

Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra ölmüş.

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.

Evim yansa bile kısa sürede söndürülürdü.

Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temasa geçeceğim.

Lütfen yapabildiğiniz kadar kısa zamanda bu konuyu araştırın.

Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.

O, kısa sürede aileye kabul edildi.

Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.

Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.

Yaklaşık bir düzine ağaç kısa sürede dikilmişti.

Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.

Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.

O, tepeye ulaşamayacak kadar çok kısa.

Kısa sürede karar vermeye çalış.

Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.

Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.

Kısa sürede yüzebileceksin.

O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.

Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular.

Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.

Kısa bir ara verelim.

Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

Mümkün olduğunca kısa sürede buraya geleceğim.

Mümkün olduğunca kısa sürede gel.

Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temas edeceğim.

Mümkün olduğunca kısa sürede onu tamir etmesi için birini gönderir misin?

Lütfen mümkün olduğunca kısa sürede bana yaz.

Mümkün olduğunca kısa sürede onu yaptır.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede alt kata gel.

Lütfen mümkün olduğunca kısa sürede geri gel.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede onu bana getirmeni istiyorum.

Gelebildiğin kadar kısa zamanda gel.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede babanı aramalısın.

Ben kısa sürede sizi ziyaret edeceğim.

Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.

Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.

Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.

Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.

Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

Ben kısa sürede size tekrar yazacağım.

Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.

Kısa eteklerin modası şimdiden bitti.

Kısa eteklerin modası çoktan geçti.

Ben onu öyle kısa bir sürede yapamam.

Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.

O bir kısa dalga radyo istasyonu dinliyor.

Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.

Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.

Günler daha kısa oluyor.

Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.

Konuyu görüşmemiz için iki saat çok kısa.

Tom kısa bir konuşma yaptı.

Söylenti kısa sürede yayıldı.

Ben kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.

Ben kısa sürede sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Amerika'dan döner dönmez en kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.

Hangi yolun en kısa olduğunu merak ediyorum.

Uzun bir dil, kısa bir elin işaretidir.

Para kısa sürede gider.

Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?

Paris'e en kısa yoldan gidin.

Ben annemin kısa sürede iyileşmesini istiyorum.

Tom kısa sürede kendini okul hayatına alıştırdı.

Tom bana eğlenceli bir kısa mesaj gönderdi.

Tom 2.30'da vardı, Mary kısa bir süre sonra vardı.

Kısa sürede tekrar buluşalım.

Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.

O kısa bir süre orada kaldı.

O, kısa bir süre o bölgede kaldı.

Hayat çok kısa.

Tom kısa bir süre önce buradaydı.

Tom kısa.

Tom daha kısa sürede Mary'ye söylemediği için özür diledi.

Evlendikten kısa bir süre sonra, Tom Mary'nin cinayetten arandığını öğrendi.

Tom yatağına yığıldı ve kısa sürede hızlıca uyudu.

Yeni askerler kısa sürede savaşta kaybedenlerin yerini alacaklardı.

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı.

Zaman kısa, ŞİMDİ hareket etmeliyiz.

Zamanımız bitti ve röportajı kısa kesmek zorunda kaldım.

Zaman kısa ve programdan bazı konuşmaları çıkarmalıyız.

Zamanımız bitti, bu yüzden sunumumuzu kısa kesmek zorunda kaldık.

Tom Mary'nin ne kadar kısa sürede akşam yemeğini hazırlayacağını merak etti.

Tom öylesine kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadı.

Tom mümkün olduğu kadar kısa sürede sizi görmek istiyor.

Tom mümkün olduğu kadar kısa sürede bir doktor görmek istiyor.

O, babasından kısa bir süre sonra yurt dışına gitti.

Mademki saat sekiz, sanırım kısa zamanda okula gitmelisin.

Tom hiç kısa pantolon giyer mi?

Böyle kısa bir sürede beni gördüğünüz için teşekkürler.

Böyle kısa bir sürede geldiğiniz için teşekkürler.

O kısa zamanda benim mektubumu yanıtladı.

Also check out the following words: göre, inatçı, gittim, şirin, yanlışlıkla, çarptı, isteyen, adama, Eşyalar, Mimi.