Turkish example sentences with "erken"

Learn how to use erken in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?

Ben gerçekten yorgunum ve erken uyumak istiyorum.

Anne her zaman sabahları erken kalkar.

Erken kalkmak istemedim.

Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.

Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.

Buraya neden bu kadar erken geldin?

Onun erken kalkacağına inanıyorum.

Erken kalkmaya alışkınım.

Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.

Şimdi bundan bahsetmek hala çok erken.

İlkbaharda herkes erken kalkar.

O kadar erken kalkamazlar.

Niçin çok daha erken söylemedin?

Erken bir başlangıcı tavsiye etti.

Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.

Annem asla erken kalkmaz.

Genellikle o erken kalkar.

Jane erken evlendi.

Onlar bu evde erken kalkarlar.

Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.

O, erken kalkmaz.

Niçin bu kadar erken kalktın?

Kalkmak için çok erken.

Biz erken bir öğle yemeği yedik.

Güneş sabah erken doğar.

Ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.

Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.

Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.

Erken ilkbahardı, bu yüzden çok sayıda müşteri yoktu.

Tom, Mary kadar erken kalkmaz.

Bu kadar erken gelmene gerek yoktu.

O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.

Mümkün olduğunca erken başlamalısın.

Kalkabildiğin kadar erken kalk.

O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur.

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.

O kadar erken kalkmana gerek yok.

Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.

Biraz daha erken çıksalar, trafik sıkışıklığını atlatırlar.

Ben biraz daha erken çıksaydım, son treni yakalardım.

Biraz daha erken çıkmış olsaydın, yoğun trafikten kurtulmuş olurdun.

Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun.

Dün gece daha erken yatmaya gitmeliydim.

Müzikal yetenek genellikle erken yaşlarda verimli olur.

Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.

Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.

Erken kalkarsanız, çok daha iyi hissedersiniz.

Erken kalk ve zamanında ol.

Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.

Erken kalkma alışkanlığını kazanmalısın.

Erken kalkmak çok iyidir.

Erken kalkmak iyidir.

Erken kalkma sağlık için iyidir.

Erken kalkmaya inanıyorum.

Erkenden uyumak ve erken kalkmak bir adamı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.

Sabahın erken saatlerinde kalkmak sizi sağlıklı yapar.

Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.

Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.

Erken kalkanlar uzun yaşarlar.

Erken kalk.

Erken kalkmalısın.

Erken kalkmazsan, sağlığına zarar verirsin.

Erken kalkmak size çok iyi gelecektir.

Erken kalkmak iyi sağlık için esastır.

Erken kalkmak sağlık için iyidir.

Erken kalkan uzun yaşar.

Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.

Tom erken yaşta öldü.

Tom çok erken kalkmak istemedi.

Oğlum politikaya erken ilgi duydu.

Otobüs erken ayrıldı.

Otobüs iki dakika erken geldi.

Eğer yorgunsan, niçin yatmaya gitmiyorsun? " Ben şimdi yatmaya gidersem çok erken kalkacağım.

İnsan araçları kullanmayı erken öğrendi.

Hoşuna gitsin ya da gitmesin, her durumda erken ayrılmak zorundasın.

O yorgun olduğu için, yatmaya erken gitti.

Tom sabah erken kalkar.

Annem her zaman erken kalkmaz.

Annem her zaman sabahleyin erken kalkar.

Ben ilk treni yakalayabilmek amacıyla her zamankinden daha erken kalktım.

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

Sen erken kalkarsın, değil mi?

Erken kalkmak zorundasın.

Tom bu gece eve erken gelmek için bir söz verdi.

Mutlu, çok parlak ve erken görünüyorsun.

Ben ilk trene yetişebilmek için erken kalktım.

Ben erken kalktım.

Erken kalkmam.

Erken kalkmak zorundaydım.

Ben erken kalkmayı bir kural haline getirdim.

Ben erken kalkmaya alışkın değilim.

Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.

Tom sabah erken ayrılmayı umuyordu fakat o uyuyakaldı.

Tom dün eve erken geldi.

Tom yarın erken kahvaltı yapacak.

Erken gelmeni ne engelledi?

İyi bir koltuk almak için yapmanız gereken tek şey, erken çıkmaktır.

İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim.

İyi bir koltuk almak için erken gidin.

Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor.

Also check out the following words: görüşte, Amy, yürür, rağmeneski, püskü, görünmeye, Hovarda, Depremden, komşularımın, dehşetini.