Turkish example sentences with "pencere"

Learn how to use pencere in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Odada 2 tane pencere var.

Bu pencere kim tarafından kırıldı?

Bu pencere bir aydır kırık.

Bu pencere kapanmaz.

Bu pencere açılmaz.

Bu pencere tüm şehri yukarıdan görür.

Bu pencere açılmıyor. Hareket ettirebilecek misin görelim.

Pencere açabilir misiniz?

Tom pencere camını kırdı.

Tom bir pencere açtı.

Pencere yanı mı yoksa koridorda mı bir yer istersiniz?

Bu, John tarafından kırılan pencere.

Pencere yanında koltuk istiyorum.

Odamda üç pencere vardır.

Pencere kenarı koltuk ister misin?

Her iki pencere de kırıldı.

Odanda iki pencere var mıdır?

O, açık pencere ile uyudu.

Pencere kenarında bir koltuk ister misiniz?

Kırılan pencere için beni suçladılar.

Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

Tom sırasından çıktı ve bir pencere açmak için gitti.

O kadar sıcaktı ki pencere açık uyudum.

Pencere açık.

Pencere kapalı.

Pencere kenarında veya koridorda mı koltuk istersiniz?

Jet binanın üzerinden uçtuğunda pencere camları zangırdadı.

Pencere yanında masanız var mı?

İsterseniz pencere tarafından koltuk alabilirsiniz.

Birisi lütfen bir pencere açabilir mi?

Stajyerler bodrumda çalışırlar ve hiç pencere yoktur.

Bu sınıfta kaç tane pencere var?

Hiçbir pencere açık değildi.

Kitap ve kalem nerede? Kitap masanın üzerinde, kalemse pencere kenarında.

Tom, pencere açık uykuya daldı.

Hava çok iyi olduğu için bir pencere açabilir miyim?

Tom pencere eşiklerini beyaza boyadı.

Pencere tarafından bir koltuk istedin mi?

Kaç tane pencere var?

Solunda bir pencere var.

Pencere açıktı.

Tom bir pencere açmak için kalktı.

Pencere açık mı?

Tek kanıt pencere üzerindeki parmak izleriydi.

Sen bir pencere açtın.

Pencere açıkken uyuma.

Tom pencere pervazına oturdu.

Pencere kenarı ister misiniz?

Pencere kenarı istiyor musun?

Bu, seyahat çeklerini bozdurmak için doğru pencere mi?

Bir kağıt havluyla pencere pervazını sildim.

Birisi bir pencere açabilir mi?

Bu pencere kurşun geçirmez.

Bir pencere kırıktı.

Pencere kenarında bir yer tercih ediyorsunuz.

Odamda sadece bir tane pencere var.

Pencere veye koridor?

O pencere açılır mı?

Bu pencere açılır mı?

Bakın çocuklar, pencere ve hatta mutfak kapısı bile her ikisi de açık bırakıldı.

Sözler ya pencere ya da duvar gibidir.

Odamda yalnızca tek bir pencere var.

Tom bana pencere açıkken uyuduğunu söyledi.

Tom pencere kenarında oturuyor.

Pencere hala bozuk.

Tom pencere camını kıran kişi olduğunu kabul etmek istemedi.

O bir pencere koltuğu tercih ediyor.

O pencere açıkken yattı.

Sel suyu pencere seviyesine ulaştı.

O pencere açıkken uykuya daldı.

Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.

Yağmur pencere camına vuruyor.

Pencere tamamen açıktı.

Büyük pencere bahçeye bakıyor.

O bir pencere kırdı.

Tom pencere pervazından uzaklaştı.

Büyük bir kuş pencere kenarına indi.

Gürültüde, bir pencere açıldı ve güzel bir kız dışarı baktı.

Güzel bir narbülbülü benim odamın pencere eşiğine indi.

Güzel bir kızılgerdan benim odamın pencere eşiğine indi.

"Hey, neden pencere açık?" "Biraz hava sağlamak için açtım. Eğer üşüyorsanız, onu kapatmak için çekinmeyin."

Lütfen bir pencere açar mısın? Kesinlikle.

Bir pencere koltuğu tercih ederim.

Onlar bir pencere koltuğu tercih ediyorlar.

Bu bir pencere.

Bu düğmeye basarsanız pencere otomatik olarak açılır.

Mavi-beyaz buz kristalleri pencere camlarında parlıyordu.

Tom dün bir pencere kırdı.

Ben bir pencere açtım.

Pencere camını kıran bu çocuktu.

Pencere kirli.

Bu tehlikeli bir pencere.

Bu pencere bir giyotin, sana söylüyorum.

Pencere Tom tarafından kırıldı.

Onlar pencere.

O bir pencere.

Pencere açıkken uyudun mu?

Tom'un arabasının pencere açma kolu vardır.

Hep pencere açıkken mi uyudun?

Hep açık pencere ile mi uyudun?

Tom genellikle pencere açıkken uyur.

Also check out the following words: anladı, Koşucuyum, Geçen, sene, kurulan, lunapark, sağolsun, şehir, popüler, oldu.