Turkish example sentences with "parçası"

Learn how to use parçası in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Tom bir cam parçası ile parmağını kesti.
Translate from Turkish to English

Adanın her parçası incelendi.
Translate from Turkish to English

Domuzun hiçbir parçası boşa gitmedi.
Translate from Turkish to English

O, yararlı bir bilgi parçası değil.
Translate from Turkish to English

O faydalı bir bilgi parçası.
Translate from Turkish to English

Bu kirli giysiler onun suçsuzluğunu kanıtlayacak yeni bir kanıt parçası olabilirdi.
Translate from Turkish to English

Artık bu projenin bir parçası olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Depo, bir mobilya parçası dışında boştu.
Translate from Turkish to English

Piyanist iki istek parçası çaldı.
Translate from Turkish to English

Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.
Translate from Turkish to English

En sevdiğin et parçası nedir?
Translate from Turkish to English

İngiltere anlaşmanın parçası olmayı reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom kırık bir ayna parçası aldı.
Translate from Turkish to English

Bu oldukça yağlı bir et parçası.
Translate from Turkish to English

O, hayatın bir parçası.
Translate from Turkish to English

O onun bir parçası.
Translate from Turkish to English

O, işin bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bu grubun parçası olmak hoşuma gidiyor.
Translate from Turkish to English

Bu grubun parçası olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Translate from Turkish to English

Son kek parçası Tom tarafından yendi.
Translate from Turkish to English

Tom Hawaii'nin ABD'nin bir parçası olduğunu bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Bu, işimin parçası.
Translate from Turkish to English

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.
Translate from Turkish to English

Bu, sorunun bir parçası olabilir.
Translate from Turkish to English

Her zaman ailenin parçası olacaksın.
Translate from Turkish to English

Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.
Translate from Turkish to English

Tom'un bana verdiği kek parçası o kadar büyüktü ki onun hepsini yiyemedim.
Translate from Turkish to English

O, İngiliz toplumunun bir parçası olmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Sorunun parçası değilim, sorunu çözmeye çalışıyorum.
Translate from Turkish to English

Bu, sorunun bir parçası.
Translate from Turkish to English

Belki o, sorunun bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bana beyaz bir kağıt parçası ver.
Translate from Turkish to English

Tom aşırı derecede yorulmuş. Yağmur yağıyor, hava soğuk ve İskoçya Birleşik Krallığın bir parçası olarak kalacaktır.
Translate from Turkish to English

Kraliçe mutlu bir biçimde gülümsüyor. İngiltere, İskoçya'nın bir parçası olarak kalabilir.
Translate from Turkish to English

Daha önce size anlattığım gibi, bu da işinizin bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bu bir yılan değil. O sadece bir ip parçası.
Translate from Turkish to English

Bu, ekipmanın çok karmaşık bir parçası.
Translate from Turkish to English

Ben sadece bunun bir parçası olmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

İstersen oraya kendin gidebilirsin ama ben bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu, sistemin bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bunun sorunun bir parçası olabileceğini düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Bunun sorunun bir parçası olabileceğini düşündün mü?
Translate from Turkish to English

Sadece bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Sanırım bu, sorunun bir parçası.
Translate from Turkish to English

Ben senin grubun bir parçası olmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu sadece bir kağıt parçası.
Translate from Turkish to English

Bu grubun parçası mısınız?
Translate from Turkish to English

Tom anket ekibinin bir parçası.
Translate from Turkish to English

Ön sevişmenin seksin önemli bir parçası olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Ben bu işin bir parçası olmayacağım.
Translate from Turkish to English

Tom da takımın bir parçası.
Translate from Turkish to English

Tom bunun parçası değil.
Translate from Turkish to English

İyi bir eğitimin en önemli parçası nedir?
Translate from Turkish to English

Tom bana üzerinde adresi yazılı olan bir kağıt parçası uzattı.
Translate from Turkish to English

Bana öyle geliyor ki Tom sorunun bir parçası.
Translate from Turkish to English

Biz bunun bir parçası değiliz.
Translate from Turkish to English

"Tak tak, evde kimse var mı?" "Defol git!" "Seni duyamıyorum." "Tamam, ne var" "Kendimi tanıtmama izin ver.Ben Geronimo Stilton." "Ne istiyorsun?" "Ekselansları, Krallığınızdan geçmeme izin verin böylece ben-" "Reddedildi." "Ama-" "Eğer gerçek bir savaşçı değilsen." "İnan bana şövalye değilim." "Öyleyse hiç kılıcın yok? "Bir tane bile yok." " Şövalye değilim." "Triforce parçası için ne diyeceksin?" "Şövalye değilim!" "Senin web sitende bulduğum bu resimde bir şövalyeye benziyorsun." "Şövalye değilim!" "Hadi defol git." "Ama... Tamam."
Translate from Turkish to English

O basit bir müzik parçası ise onu hazırlıksız okuyabilirim.
Translate from Turkish to English

O, anlaşmanın parçası değildi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye üzerinde adresi yazılı bir kağıt parçası verdi.
Translate from Turkish to English

Bu, planın bir parçası değil.
Translate from Turkish to English

Bu, planın bir parçası değildi.
Translate from Turkish to English

O, planın bir parçası mıydı?
Translate from Turkish to English

Bunun bir parçası olamam.
Translate from Turkish to English

Ben sorunun bir parçası olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

O, skandalın parçası değildi.
Translate from Turkish to English

Günde bir çikolata parçası doktoru uzak tutar.
Translate from Turkish to English

Evlendiklerinde birkaç parça mobilya parçası satın aldılar.
Translate from Turkish to English

Dünya yazarlarının bir parçası olmak sadece çevirmen için mantıklıdır.
Translate from Turkish to English

Başarının en önemli parçası disiplindir.
Translate from Turkish to English

Bu problemin sadece küçük bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bu sadece problemin bir parçası.
Translate from Turkish to English

Tom'un sorunun bir parçası olabileceğini düşünmüyor musun?
Translate from Turkish to English

Tom'un sorunun bir parçası olabileceğini düşünmüyor musunuz?
Translate from Turkish to English

Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
Translate from Turkish to English

Bu benim işimin bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bu bizim işin parçası.
Translate from Turkish to English

Bu onun sadece bir parçası.
Translate from Turkish to English

Bu, planın bir parçası.
Translate from Turkish to English

Tom bir tahta parçası aldı ve onunla Mary'ye vurdu.
Translate from Turkish to English

Bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Amaçlarını bir kağıt parçası üzerine yaz.
Translate from Turkish to English

Kendini hiç daha büyük bir resmin parçası olarak görüyor musun?
Translate from Turkish to English

Tom'un komplonun bir parçası olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Bu müzik parçası benim çalmam için çok fazla zor.
Translate from Turkish to English

Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
Translate from Turkish to English

O bir kalem aldı ve bir kağıt parçası üzerine çizmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Dünyamız evrenin sadece küçük bir parçası.
Translate from Turkish to English

İskoçya, Büyük Britanya Krallığının parçası haline geldi.
Translate from Turkish to English

Kızım bir cam parçası ile damarlarını kesti.
Translate from Turkish to English

Bu ekipmanın gerekli bir parçası.
Translate from Turkish to English

Sergei Pavloviç Korolyov o zaman Rusya'nın bir parçası olan Ukrayna'da, 1906 yılında doğdu.
Translate from Turkish to English

Çözümün bir parçası olmak istiyorum, problemin değil.
Translate from Turkish to English

Senin sessizliğin bile bir duanın parçası olabilir.
Translate from Turkish to English

Bir zamanlar seni severdim ve her ne olursa olsun, her zaman hayatımın bir parçası olacaksın.
Translate from Turkish to English

Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.
Translate from Turkish to English

Stuart bana üzerine bir adres yazılmış bir kağıt parçası uzattı.
Translate from Turkish to English

Bu benim sorumluluğumun parçası.
Translate from Turkish to English

Heykeltraş işin gökyüzüne açılan bir pencereyi temsil ettiğini söyledi, ama bana mantıksız eğri böğrü bir metal parçası gibi göründü.
Translate from Turkish to English

Bu mobilya parçası oturma odası için uygun değil.
Translate from Turkish to English

Ben de İslam'ın her zaman ABD'nin hikayesinin bir parçası olduğunu biliyorum. Ülkemi tanıyan ilk ulus Fas'tı.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Babana, dileklerimle, Tek, başıma, yürüdüm, Kapıyı, kapatın, Erken, Ortaçağ, cam.