Turkish example sentences with "oturmak"

Learn how to use oturmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Nerede oturmak istiyorsun?

Tom her zaman ön sırada oturmak ister.

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.

Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak.

Oturmak istiyor musunuz?

Siyah insanlar otobüsün arkasında oturmak ya da doluysa ayakta durmak zorunda kaldılar.

ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak.

John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi.

Tom, birkaç saniye için oturmak istedi.

Tom'un canı bir tiyatro koltuğunda iki saat oturmak istemiyordu.

Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.

Herkes onun yanına oturmak istiyor.

Akşam yemeğine oturmak üzereyiz.

Önde oturmak ister misin?

Yapmanız gereken bütün şey sadece burada oturmak.

Oturmak için sandalyeler arıyorlar.

Nereye oturmak istersin?

Trenin arkasında oturmak zorunda kalacağız.

Sigara içilmeyen bölümünde oturmak istiyorum.

Oturmak ister misin?

Daha geride oturmak istiyorum.

Sigara içilmeyen bölümde oturmak istiyorum.

Oturmak istiyorum.

Nereye oturmak istersiniz?

Oturmak ister misiniz?

Sadece bir köşede oturmak ve ağlamak istiyorum.

Başka bir yere oturmak istiyor musun?

Oturmak istiyorsan, otur.

Siren çaldığında Tom oturmak üzereydi.

Tom Mary'nin yanına oturmak istiyordu.

Benimle birlikte oturmak zorunda değilsin.

Bu ev içinde oturmak için çok küçük.

Burada bir süre oturmak istiyorum.

Ortaya oturmak istiyorum.

O odada gerçekten oturmak istemiyorum.

Tom nerede oturmak istedi?

Oturmak istiyorsan öyleyse git ve otur.

Nerede oturmak istersiniz?

Tom diğerleriyle oturmak için masaya gelmedi.

Sadece burada oturmak ve düşünmek istiyorum.

Benimle oturmak için gel, Tom.

Senin yanında oturmak istemiyorum.

Onların yanında oturmak istemiyorum.

Onun yanında oturmak istemiyorum.

Tom yanımda oturmak istemiyordu.

Oturmak zorundayım. Çok yoruldum.

Tom Mary'nin yanına oturmak istemedi.

Şimdi ihtiyacımız olan şey oturmak ve konuşmak için sakin bir yer.

Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

Uçakta iki şişman adam arasında oturmak zorunda kaldığım zaman bundan nefret ederim.

Sadece kalkmadan oturmak zorunda olacağız.

Oturmak için hiç yer kalmadı.

Tom dik oturmak için çabaladı.

Oturmak zorundasın.

Bütün yapmak istediğimiz oturmak ve dinlenmek.

Bütün gün oturmak ve bir bilgisayar ekranına bakmak sizin için kötü.

Bütün gün oturmak sizin için kötü.

Tom'la birlikte oturmak zorunda değilsin.

Arkada oturmak zorundasın.

Hepiniz oturmak isteyebilirsiniz.

Sadece burada oturmak ve seninle konuşmak güzel.

Bazen insan sadece bir şey yapmadan oturmak ister.

Yanınızda oturmak istemiyorum.

Poposu yanan kişi kabarcıkların üstünde oturmak zorundadır.

Değişiklik olsun diye oturmak istiyorum.

Yapmak istediğim tek şey burada oturmak.

Sanırım Tom oturmak isteyecek.

Sanırım sen oturmak isteyeceksin.

Oturmak isteyebilirsin. Bu biraz zaman alacak.

Affedersin ama senin yanına oturmak istemiyorum.

Oturmak istedin mi?

Oturmak isteyebilirsin.

Pencerenin yanında oturmak ister misin?

Önde oturmak istemiyor musun, Tom?

Bu gece Tom'un yanında oturmak istemiyorum.

Tom'un gerçekten tek istediği oturmak ve dinlenmek için bir yerdi.

Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.

Canım oturmak istemiyor.

Ön sıraya oturmak istiyorum.

Oturmak zorundayım.

Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.

Şu anda tüm yapabileceğim burada oturmak ve dinlemek.

Bütün yapman gereken burada oturmak ve sessiz olmak.

Yapman gereken tek şey burada oturmak ve beklemek.

Gerçekten otobüsün arkasında oturmak istemiyorum.

Tezgahta oturmak ister misin?

Bu koltuk oturmak için rahat.

Tom benimle kanepede oturmak için geldi.

Pencerenin yanında oturmak istiyorum.

Bütün gün oturmak sizin için iyi değil.

Bu sandalye oturmak için gerçekten rahat.

Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.

Tom oturmak istiyor.

Tek yapmak istediğim burada oturmak ve bu bir şişe şarabı seninle içmek.

Yapman gereken tek şey burada oturmak ve izlemek.

Bir süre burada seninle oturmak ve konuşmak istiyorum.

Sen ve Tom arasında oturmak istiyorum.

Sen başka bir yerde oturmak zorundasın.

Benim dizimin üzerinde oturmak ister misin?

Bu çim üstüne oturmak için çok yaş.

Bu, oturmak için çok sağlam bir sandalye.

Also check out the following words: konuşabiliyor, uzaktayken, fareler, oynayacak, Demiryolu, istasyonu, nerede, Tanıştığımıza, memnun, oldum.