Learn how to use ortaya in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
"Esperanto: Avrupa veya Asya dili" denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
Translate from Turkish to English
Uluslararası dil Esperanto, 1887'nin sonlarında ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Zamanında gelemediği ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Translate from Turkish to English
Onun ortaya çıkmasını bekledik.
Translate from Turkish to English
Onun Amerikalı olduğunu düşünüyordum ama onun İngiliz olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.
Translate from Turkish to English
O, cinayet davası ilgili gerçeği ortaya çıkardı.
Translate from Turkish to English
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Doğrusu Tom'un ortaya çıkacağını düşünmemiştim.
Translate from Turkish to English
Tom'un açık artırmada ortaya çıkacağından hiç şüphem yok.
Translate from Turkish to English
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
O, ortaya çıkmadan önce, uzun zaman beklemedim.
Translate from Turkish to English
Ay ortaya çıktığında, uzun süredir beklemiyorduk.
Translate from Turkish to English
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
Translate from Turkish to English
O ortaya çıktığında onun hakkında konuşuyorduk.
Translate from Turkish to English
Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
Translate from Turkish to English
Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
Translate from Turkish to English
Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
Translate from Turkish to English
Polisi büyük bir uyuşturucu operasyonunu ortaya çıkardı.
Translate from Turkish to English
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
Translate from Turkish to English
Yangına dikkatsiz bir sigara içicisinin sebep olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Avukatın bana söylediğinin yanlış olduğu sonunda ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
Translate from Turkish to English
Benim haklı olduğum ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
Translate from Turkish to English
Zaman yalanın yanı sıra gerçeği de ortaya koyar.
Translate from Turkish to English
Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un ortaya çıkmaya yüzü yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un ortaya çıkmamaya yüzü yoktu.
Translate from Turkish to English
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Araştırmacılar, bir suikast planını ortaya çıkardılar.
Translate from Turkish to English
Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.
Translate from Turkish to English
Onun hikayesinin düzmece olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Emi'nin yakında ortaya çıkacağını umuyorum. Onu beklemekten usandım.
Translate from Turkish to English
Bayan Jackson ortaya çıkmadı.
Translate from Turkish to English
Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Tom'un üniversiteden mezun olmadığı ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Tom şeylerin bu şekilde ortaya nasıl çıktığını bilmiyor.
Translate from Turkish to English
Duman ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
O ortaya çıkmadı.
Translate from Turkish to English
O, henüz ortaya çıkmadı.
Translate from Turkish to English
Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Sitede bir adam ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.
Translate from Turkish to English
O, beklenin tersine ortaya çıkmadı.
Translate from Turkish to English
Onun yakında ortaya çıkacağından eminim.
Translate from Turkish to English
Oradan bir şekil ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onu ortaya dökmekle tehdit etti.
Translate from Turkish to English
Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
Translate from Turkish to English
Onun, onun babası olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onun, unun babası olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.
Translate from Turkish to English
O, üniversiteye gitmek istediğini açıkça ortaya koydu.
Translate from Turkish to English
Sanırım daha iyi bir sistemle ortaya çıkmak çok zor olmazdı.
Translate from Turkish to English
O sonunda ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.
Translate from Turkish to English
Yıldızlar gece ortaya çıkarlar.
Translate from Turkish to English
O mutfaktan ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onun tahmininin doğru olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Onun güzel bir gün olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Dilin nasıl ortaya çıktığı konusunda birçok tahmin bulunuyor ancak gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.
Translate from Turkish to English
Onun sırrı yakında ortaya çıkarılacak.
Translate from Turkish to English
O durumu bu kadar mantıklı bir biçimde ortaya koyarken benim ne demem gerekiyor?
Translate from Turkish to English
Onun sırrını ortaya çıkarmakla tehdit ettim.
Translate from Turkish to English
O fikri nasıl ortaya attın?
Translate from Turkish to English
Büyük bir fikir ortaya attım.
Translate from Turkish to English
Polis suçlunun nerede yaşadığını ortaya çıkardı.
Translate from Turkish to English
Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Böyle bir iddiayı ortaya atmayacak kadar akıllı.
Translate from Turkish to English
Böyle bir fikri ne zaman ortaya attın?
Translate from Turkish to English
Onun söylediğinin bir yalan olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Skandalı ortaya çıkaracak cesareti vardı.
Translate from Turkish to English
Aniden ortaya çıkmasına şaşırdım.
Translate from Turkish to English
Bu proje geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Geçmişin sırlarını arkeoloji ortaya çıkarıyor.
Translate from Turkish to English
Aktörler tarihi kostümlerle ortaya çıktılar.
Translate from Turkish to English
Yeni kocasının kötü bir kişi olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
Translate from Turkish to English
Onunla ilgili ilk izlenimimin doğru olduğu ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Hâlâ bir şikâyetin olduğunu hissediyorum. Eğer söyleyecek bir şeyin varsa, ortaya çık ve söyle.
Translate from Turkish to English
Yoksulluk insanlardaki en kötüyü ortaya çıkarmak ve en iyiyi gizlemek için dünyadaki başka her şeyden daha fazlasını yapar.
Translate from Turkish to English
Oyunu oynayanlar yuvarlak oluşturacak şekilde (bacak ve ayakların konumu ters v seklinde) oturur ve sıkıca kenetlenirler. Ortaya bir ebe geçer. Eller bacakların altında olur ve bir havlu (ucu bağlanarak topuz haline getirilmiş) elden ele bacakların altında gezdirilir. Ebe olan bacakların arasından o havluyu almaya (bulmaya) çalışır. Tabi bu arada herkes sallanmakta ve pisi pisi demekte ve çeşitli şekillerde bağırmaktadırlar. Havluyu, uygun konumu bulan, ebenin sırtına hızlıca vurur ve tekrar alta verir ve havlu gezdirilir. Havluyu ebe kimin altında yakalarsa o kişi ebe olur ve ortaya geçer.
Translate from Turkish to English
Oyunu oynayanlar yuvarlak oluşturacak şekilde (bacak ve ayakların konumu ters v seklinde) oturur ve sıkıca kenetlenirler. Ortaya bir ebe geçer. Eller bacakların altında olur ve bir havlu (ucu bağlanarak topuz haline getirilmiş) elden ele bacakların altında gezdirilir. Ebe olan bacakların arasından o havluyu almaya (bulmaya) çalışır. Tabi bu arada herkes sallanmakta ve pisi pisi demekte ve çeşitli şekillerde bağırmaktadırlar. Havluyu, uygun konumu bulan, ebenin sırtına hızlıca vurur ve tekrar alta verir ve havlu gezdirilir. Havluyu ebe kimin altında yakalarsa o kişi ebe olur ve ortaya geçer.
Translate from Turkish to English
O öğle saatlerinde ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English
Tom'un niçin öldüğünü ortaya çıkarmalıyım.
Translate from Turkish to English
Sanırım Tom ortaya çıkmadı.
Translate from Turkish to English
Kimsenin asılmasının gerekmediği ortaya çıkıyor.
Translate from Turkish to English
O ortaya çıkmayacak.
Translate from Turkish to English
Gerçek şu ki onunla evlenme ihtimalim ortaya çıksaydı geçmişimi onunla paylaşacaktım.
Translate from Turkish to English
Hiçbir şey ortaya çıkmadı.
Translate from Turkish to English
Ortaya çıkacak.
Translate from Turkish to English
Allah beni affedince ortaya çıkmanız biraz manidar.
Translate from Turkish to English
Sonra arabayı yine bilerek tam ortaya park ettim.
Translate from Turkish to English
Tek yararlı cevaplar yeni soruları ortaya atandır.
Translate from Turkish to English
Tom aniden ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English