Turkish example sentences with "odadan"

Learn how to use odadan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
Translate from Turkish to English

O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.
Translate from Turkish to English

Onlar peş peşe odadan çıktılar.
Translate from Turkish to English

Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
Translate from Turkish to English

Lütfen belgeleri bu odadan çıkarma.
Translate from Turkish to English

Ben odaya girerken o odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Tom odadan sinsice çıkarken yakalandı.
Translate from Turkish to English

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.
Translate from Turkish to English

Tom sessizce elbiselerini giydi ve ayak uçlarına basarak odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom bitişik odadan bazı sesler duyduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom onun kilitli bir odadan nasıl kaçabildiğini tarif etti.
Translate from Turkish to English

Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.
Translate from Turkish to English

Tom'un odadan ayrıldığı tek zaman tam öğle yemeği yememizden önceydi.
Translate from Turkish to English

Kimse Tom'un odadan ayrıldığını görmedi.
Translate from Turkish to English

Tom'un odadan ayrıldığını kimse fark etmedi.
Translate from Turkish to English

Mayuko odadan dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Paula annesini aramak için odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

O, odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

O odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Sen odadan çıktın.
Translate from Turkish to English

O odadan dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Onun odadan ayrıldığını gördüm.
Translate from Turkish to English

Onlar odadan dışarıya koştular.
Translate from Turkish to English

Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.
Translate from Turkish to English

Ona odadan ayrılmasını söyledim.
Translate from Turkish to English

Onun, odadan çıktığını duydum.
Translate from Turkish to English

O, çabucak odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

O, öfkeyle odadan dışarı koştu.
Translate from Turkish to English

Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

O, odadan ayrılırken başıyla beni selamladı.
Translate from Turkish to English

O, onun odadan ayrılmasını istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Onun odadan çıktığını fark etmedim.
Translate from Turkish to English

Çok sıcak ve nemli olduğu için odadan şikayetçi oldu.
Translate from Turkish to English

Odadan ayrılma.
Translate from Turkish to English

Odadan çıkmama izin verdi.
Translate from Turkish to English

O, sonunda odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

O, odadan çıkar çıkmaz, hepsi kahkahalarla gülmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Veda etmeden ayrıldı odadan.
Translate from Turkish to English

Bay Sato'nun odadan ayrıldığını gördük.
Translate from Turkish to English

Bu odadan ayrılmayacaksın.
Translate from Turkish to English

Sessizce odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Odadan ayrıldığınızda lütfen ışığı kapatın.
Translate from Turkish to English

Sandalyeleri odadan dışarı taşıdı.
Translate from Turkish to English

Beni gördüğü anda odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

İki çocuk odadan dışarı koşarak geldi.
Translate from Turkish to English

Derhal odadan ayrılmamı emretti.
Translate from Turkish to English

Kimsenin odadan çıkmasına izin verilmedi.
Translate from Turkish to English

Onu odadan dışarı çıkmaya çalışırken yakaladım.
Translate from Turkish to English

Birden kalkıp odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Odadan çıkışımızı fark etmedin mi?
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bitişik odadan bir sandalye getir.
Translate from Turkish to English

Odadan çıkarsan ışıkları kapa.
Translate from Turkish to English

Git ve yan odadan bir sandalye getir, lütfen.
Translate from Turkish to English

Birden kalktı ve odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladı.
Translate from Turkish to English

Kız ayağa fırladı ve odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Odadan çıktıktan sonra kapıyı kapat.
Translate from Turkish to English

Dedem anneanneme kızıp söylene söylene odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom aceleyle odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Tom odadan ayrılırken Mary'ye gülümsedi.
Translate from Turkish to English

Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.
Translate from Turkish to English

Tom'u o odadan nasıl çıkardın?
Translate from Turkish to English

Tom'un hçkırıkları yan odadan duyulabiliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir şeyler fısıldadı ve sonra odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom Fransızca bir şey söyledi ve sonra odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Ne zaman odadan ayrılsam köpeğim beni izler.
Translate from Turkish to English

Tom odadan ayrılırken beni selamladı.
Translate from Turkish to English

Tom öfkeyle odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Polis Tom'a odadan çıkmasına eşlik etti.
Translate from Turkish to English

Tom aceleyle odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom çığlık attı ve odadan dışarı koştu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary fark etmeden odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Lütfen odadan çıkarken ışıkları söndür.
Translate from Turkish to English

Bu odadan hemen dışarı çık.
Translate from Turkish to English

Tom bir şey söylemeden bir an için orada oturdu ve sonra kalktı ve odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Yan odadan silah sesleri duyduk.
Translate from Turkish to English

Tom odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

İznim olmadan bu odadan ayrılmamalısın.
Translate from Turkish to English

İki çocuk odadan koşarak çıktılar.
Translate from Turkish to English

Odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Odadan öfkeyle dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Üzgün gözlerle odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Bu odadan ayrılma.
Translate from Turkish to English

Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom bir telefon görüşmesi yapmak için odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

En kısa sürede herkesin bu odadan çıkmasını istiyorum.
Translate from Turkish to English

En kısa sürede bu odadan çıkmanızı öneriyorum.
Translate from Turkish to English

Tom özür diledi ve odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Tom odadan dışarı fırladı.
Translate from Turkish to English

Tom'un odadan ayrıldığını gördüm.
Translate from Turkish to English

Onları odadan dışarı gönderdim.
Translate from Turkish to English

Onu odadan dışarı gönderdim.
Translate from Turkish to English

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.
Translate from Turkish to English

Tom ayağa fırladı ve odadan dışarı koştu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin odadan ona baktığını gördü.
Translate from Turkish to English

Tom odadan çıkarken kapıyı çarptı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin odadan ayrılmasını istemedi.
Translate from Turkish to English

Tom sırt çantasını aldı ve odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Tom sessizce odadan ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Kaliforniya'ya, gönderiyorum, Adamı, Kadının, fotoğrafını, çekiyorum, Kadın, okuyor, Pekin, Çin'in.