Turkish example sentences with "kağıt"

Learn how to use kağıt in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sadece beyaz kağıt yeterli.

Ben mektup kağıdı, birkaç pul ve birkaç kağıt mendil alıyorum.

Yazıcıya kağıt lazım.

Benim bir kağıt bardağım var.

Kağıt torbaları tekrar tekrar kullanmalısın.

Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.

Yazmak için hiç kağıt yok.

Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.

Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

Benim için bu kağıt üzerine bir eskizini çizebilir misin lütfen?

On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.

Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

Daha fazla kağıt para kullanımını girdiği için değeri düştü.

Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.

Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom Mary'ye kağıt bir bardakta nasıl su kaynatacağını gösterdi.

Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.

Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.

Lütfen bana bir parça kağıt getir.

Bir kağıt torba alabilir miyim?

Ben bir kağıt uçak yaptım.

Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.

Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.

Bana boş bir sayfa kağıt verin.

Tom kağıt öğütücüyü nasıl kullanacağını hatırlayamıyor.

Kağıt kolayca yakar.

Bu kağıt pürüzlü.

Kağıt hızlı yanar.

Biraz kağıt kullanabilir miyim?

Kağıt bir torba alabilir miyim?

Kağıt ağaçtan yapılır.

Kağıt beyazdır.

Bana bir kağıt verin.

Bana bir parça kağıt ver.

Kağıt kolaylıkla tutuşur.

O, bir parça kağıt çıkardı.

O, ona bir parça kağıt verdi.

Bir miktar kağıt istiyorum.

Bu kağıt mürekkep emmez.

Bana bir kağıt turna kuşu yapar mısın?

Lütfen bana bir tomar kağıt getir.

Çok az kağıt kaldı.

O, arkadaşına üç kağıt yaptı.

Kağıt ağaçtan üretilir.

Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.

Herhangi bir kağıt işe yarar.

Bana kağıt mendili getir.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

Kağıt Çinliler tarafından icat edildi.

Torbayı yapmak için koca bir parça kağıt kullandı.

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi.

Taş, Kağıt, Makas

Tom yemeklerinin çoğunu kağıt tabaklarda yedi.

Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.

Bu kağıt beyaz.

Bir parça kağıt istiyorum.

Tom bazı kağıt işleriyle meşgul.

Biz metal, kağıt ve tahtadan tabaklar satarız.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

Bir kağıt mendile ihtiyacım var.

Tom'a bir kağıt mendil ver.

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

Bana bir kağıt poşet verebilir misiniz ?

Tom kağıt uçaklar yapmayı seviyor.

Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

Tom kağıt parçasını yarı yarıya katladı.

Tom birkaç kağıt havlu aldı ve ellerini sildi.

Çok fazla kağıt kalmadı.

Yazmak için bana bir parça kağıt ver.

İhtiyacımdan fazla kağıt kullanmamaya çabalıyorum.

Bana beyaz bir kağıt parçası ver.

Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.

Bana biraz kağıt getir.

Kağıt beyazdır; kar da beyazdır. Kağıt ve kar beyazdır.

Kağıt beyazdır; kar da beyazdır. Kağıt ve kar beyazdır.

Kağıt beyaz.

Tom kahverengi kağıt bir çantada Mary'ye 1000 dolar verdi.

Öğretmen her kağıt üzerine kısa bir yorum yazdı.

Ona bir yaprak kağıt verdi.

Bu kağıt parçasına telefon numaranızı ve adresinizi yazmanızı istiyorum.

Tom cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

İşte bir parça kağıt.

Taş, kağıt, makas oynayalım mı?

Mandallı kağıt altlığını kim icat etti?

Plastik bir torba mı yoksa kağıt bir torba mı istiyorsunuz?

Bana bir kağıt mendil verebilir misin?

Sana bir kağıt mendil alayım.

Tom Mary'ye klipsli kağıt altlığını uzattı.

Bu kağıt ithal.

Bu sadece bir kağıt parçası.

Bana bir parça kağıt getir, lütfen.

Masa kağıt ile kaplıydı.

Bana bir kağıt vinci nasıl katlayacağımı öğret. Bunu yapmayı unuttum.

Tom asla kağıt havlu kullanmaz.

Lütfen bana biraz üzerine yazı yazabileceğim kağıt ver.

Tom Mary'nin kendisine verdiği kağıt parçasını açmaya başladı.

Tom yerde bir parça buruşuk kağıt buldu.

Also check out the following words: hiç, fena, tanrım, görüyorum, Eve, dönerken, yağmura, yakalanmıştım, Tatoeba'ya, yüzlerce.