Turkish example sentences with "insan"

Learn how to use insan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Konserde çok fazla insan vardı.
Translate from Turkish to English

Konserde bir sürü insan vardı.
Translate from Turkish to English

Kedi bir insan değildir!
Translate from Turkish to English

GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir.
Translate from Turkish to English

Kedi insan değildir.
Translate from Turkish to English

Bir kedi insan değildir.
Translate from Turkish to English

Kediler insan değildir.
Translate from Turkish to English

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
Translate from Turkish to English

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan, reklam yoluyla aldatıldı.
Translate from Turkish to English

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.
Translate from Turkish to English

Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor.
Translate from Turkish to English

Asya'da bir sürü insan vardır.
Translate from Turkish to English

Dünyada birçok insan açtır.
Translate from Turkish to English

O iyi bir insan değil.
Translate from Turkish to English

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
Translate from Turkish to English

Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.
Translate from Turkish to English

John gibi böylesine dürüst bir insan yalan söylemiş olamaz.
Translate from Turkish to English

Hava yoksa insan on dakika bile yaşayamaz.
Translate from Turkish to English

Bilimsel gerçek insan aklının bir yaratılışıdır.
Translate from Turkish to English

Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.
Translate from Turkish to English

Dünyanın her yerinde birçok insan barış istiyor.
Translate from Turkish to English

Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
Translate from Turkish to English

Çok sayıda insan vardı.
Translate from Turkish to English

İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
Translate from Turkish to English

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.
Translate from Turkish to English

Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
Translate from Turkish to English

Çok az insan dilimi konuşuyor.
Translate from Turkish to English

İki insan aynı akla sahip değildir.
Translate from Turkish to English

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.
Translate from Turkish to English

Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Bu kuş insan sesini taklit edebilir.
Translate from Turkish to English

Çin'in çölünde Japonya'nın tamamında bulunandan daha çok insan var.
Translate from Turkish to English

Çok sayıda insan çok sayıda akıl.
Translate from Turkish to English

Bir insan bulunduğu mevkiyle yargılanmamalıdır.
Translate from Turkish to English

Biri insan her zaman elinden geleni yapmalıdır.
Translate from Turkish to English

Bir insan kendi annesini sevmelidir.
Translate from Turkish to English

Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.
Translate from Turkish to English

Her insan kendi evinin efendisidir.
Translate from Turkish to English

Bir insan kaç yaşında olursa olsun, öğrenebilir.
Translate from Turkish to English

Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.
Translate from Turkish to English

Bir insan elinden geleni yapmalıdır.
Translate from Turkish to English

Bir insan her şeyden önce konuşması ile değerlendirilir.
Translate from Turkish to English

Bir insan hata yapmadan bir şey yapmayı öğrenemez.
Translate from Turkish to English

Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan yunusu görmek için plaja gitti.
Translate from Turkish to English

Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
Translate from Turkish to English

Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
Translate from Turkish to English

Çok sayıda yabancı insan çalışmak için Japonya'ya gelir.
Translate from Turkish to English

Bir insan ne kadar çok yetenek öğrenirse, topluma o kadar daha çok katkıda bulunur.
Translate from Turkish to English

Alain romanın insan kahramanıdır.
Translate from Turkish to English

Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
Translate from Turkish to English

O, bilinen bir insan tipi.
Translate from Turkish to English

Pek çok insan para çekmek için nakit para çekme makineleri kullanıyor.
Translate from Turkish to English

Siyatik sinir insan vücudundaki en uzun sinirdir.
Translate from Turkish to English

Çok az sayıda insan adada yaşıyor.
Translate from Turkish to English

O tür şeyi ne tip insan yapardı?
Translate from Turkish to English

On beş Ağustos'ta, binlerce insan uçurtmalar uçururlar.
Translate from Turkish to English

Bir köpek sadık bir hayvandır, bu yüzden insan dostu olduğu söylenir.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan Başkan Lincoln'u görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Çoğu insan onun iyi bir anlaşma olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English

Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
Translate from Turkish to English

Birçok insan New York'ta yaşama şansına atlardı.
Translate from Turkish to English

Auckland'de bir milyon insan vardır.
Translate from Turkish to English

Bir çocuk, olgun bir insan değildir.
Translate from Turkish to English

Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.
Translate from Turkish to English

O, çalan insan türü değil.
Translate from Turkish to English

Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
Translate from Turkish to English

Sadece insan ateşi nasıl kullanılacağını bilir.
Translate from Turkish to English

Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
Translate from Turkish to English

Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir.
Translate from Turkish to English

Bir insan, bir kalıp içinde yapılamaz.
Translate from Turkish to English

Para her zaman insan ilişkilerinde çok önemli sayılmaz.
Translate from Turkish to English

Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.
Translate from Turkish to English

Birçok insan sizinle aynı fikirde olurdu.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan işlerini kaybetti.
Translate from Turkish to English

Bir insan ne ekerse onu biçmek zorunda kalır.
Translate from Turkish to English

Her insan bir bireydir.
Translate from Turkish to English

Bana gelince, uluslararası klas bir insan olmaya çabalamak yerine açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
Translate from Turkish to English

Benim mantıklı bir insan olmam gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Benim mantıklı bir insan olmam bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Trafik kazalarında ölen insan sayısı şaşırtıcıdır.
Translate from Turkish to English

İlk başta her insan 10 ABD doları ödemişti.
Translate from Turkish to English

İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
Translate from Turkish to English

Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.
Translate from Turkish to English

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.
Translate from Turkish to English

John sana ihanet edecek bir insan değildir.
Translate from Turkish to English

Ne insanlar gördüm elbiseleri yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.
Translate from Turkish to English

Kuraklıkta, pek çok insan ve hayvan açlıktan öldü.
Translate from Turkish to English

Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!
Translate from Turkish to English

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.
Translate from Turkish to English

Düzinelerce insan istasyonun önünde toplandı.
Translate from Turkish to English

Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.
Translate from Turkish to English

Tom son sözü söylemeden edemeyen türden bir insan.
Translate from Turkish to English

Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
Translate from Turkish to English

Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
Translate from Turkish to English

Gelenek, öyleyse, insan yaşamının büyük bir rehberidir.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: üzüntüler, aklında, yaygındı, Emeksiz, Haç, taht, demeden, odadan, Ağlasam, gülsem.