Turkish example sentences with "hapishanede"

Learn how to use hapishanede in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.

Tom hapishanede iken Mary'nin ona gönderdiği tüm mektupların değerini bildi.

Tom işlemediği bir suçtan dolayı Mary'yi hapishanede görmek istemiyordu.

Tom hapishanede yirmi yıla mahkûm edildi.

Tom şu anda hapishanede değil.

Banka soygunu sana hapishanede on yıla mal olacak.

Bir hapishanede asla bulunmadım.

O, gelecek dört yılı hapishanede geçirecek

Tom sarhoş araba sürdüğü için iki ay hapishanede yattı.

Alkollü araç sürme suçunu kabul ettikten sonra geçen yıl beş gün hapishanede yattı.

Hapishanede kocasını ziyaret etti.

Üçü hapishanede ömür boyu hapse mahkûm edildi.

Onun hapishanede olduğunu duyduğuma şaşırdım.

Hayatının geri kalan kısmını hapishanede geçirmeyi gerçekten istiyor musun?

Hapishanede daha fazla zaman harcamak istemiyordum.

Babasının şimdi hapishanede olduğunu duydum.

Hapishanede üç yıl geçirdim.

Tom geceyi hapishanede geçirdi.

Son üç yılı hapishanede geçirdiğini biliyorum.

Tom hapishanede otuz yıla göğüs geriyor.

Tom neden hapishanede zaman geçirdi?

O, hapishanede öldü.

Filozof Sokrates hapishanede arkadaşıyla ölümü tartıştı.

Tom'un ailesi onu hapishanede hiç ziyaret etmedi.

Tom son üç yılı hapishanede geçirdi.

Tom hapishanede Mary'yi ziyaret etti.

Tom hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istemiyor.

Tom'un hapishanede kaç yıl geçirdiğini bilmiyorum.

Tom Mary'yi hapishanede ziyaret etti.

Keşke Tom hapishanede olduğumu Mary'ye söylemeseydi.

Tom daha önce hapishanede bulundu.

Muhtemelen hapishanede öleceksin.

Tom'un neden hapishanede olduğunu biliyor musun?

Neden hapishanede olduğumu biliyor musun?

Onlar hapishanede tanıştılar.

Tom ve John hapishanede tanıştılar.

Tom, John'un hapishanede üç yıl geçirdiğini Mary'nin bilip bilmediğini merak ediyordu.

Tom Mary'nin neden hapishanede olduğunu bilmiyordu.

Tom hapishanede olduğunu Mary'ye söylememeliydi.

Enselenmektense hapishanede altı ay geçirmeyi tercih ederim.

Tom hâlâ hapishanede.

Bu hapishanede kaç kişi var?

Tom hapishanede geçirdiği süreden Mary'ye bahsetmek zorunda olduğunu fark etti.

Hiç hapishanede bulunmadın, değil mi?

Tom bana hapishanede öleceğini düşündüğünü söyledi.

Sen bir hapishanede on yıl boyunca gardiyandın.

O, suçundan dolayı hapishanede üç yıl geçirdi.

Tom'u hapishanede ziyaret edeceğim.

Gelecek on yılı hapishanede geçirmek ister misin?

Tom hapishanede intihar etti.

Tom'un hapishanede olduğunu bilmeyen tek kişi bendim.

Seni hapishanede ziyaret edeceğim.

Tom'un hapishanede olduğunu düşündüm.

Tom'un hâlâ hapishanede olduğunu düşündüm.

Sen hapishanede öleceksin.

Tom hapishanede 10 yıl hapis cezasına mahkum edildi.

Dan o hapishanede otuz beş yıl görev yaptı.

Tom hapishanede üç yıldan daha fazla süre geçirdi.

Tom'un hapishanede olabileceğini düşündüm.

Bu hapishanede kapalı kalmaya dayanamıyorum!

Tom şimdi hapishanede.

Eğer kefalet ödeyemezsen hapishanede kalmak zorunda kalacaksın.

Kefalete gücü yetmediği için Tom hapishanede mahsur kaldı.

Tom hapishanede öldü.

Tom hapishanede olmalı.

Tom'un hapishanede olduğunu unutmayalım.

Tom'un hapishanede olan bir arkadaşı var.

Tom cezai ehliyeti olmayanlar için olan bir hapishanede ömür boyu hapse mahkum edildi.

Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi.

"Neredeyim?" "Koridaidaki en karanlık hapishanede." "Ne zamandır dışarıdaydım?" "İki saat."

Hapishanede pedofillere acımasızca davranılır.

Mary, on yıl hapishanede gardiyandı.

Hapishanede hayatta kalamadım.

Tom hayatının geri kalanını hapishanede geçirecek.

Dominique Strauss-Kahn, Rikers Adası'ndaki hapishanede hapsedildi.

Tom hapishanede bir gün geçirmeyecek.

Hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istiyor musun?

Bana hapishanede olduğunu açıkladı.

Fadil hapishanede biraz zaman geçirdi.

Tom hapishanede 33 ay hapis yattı.

Hapishanede ölmek istemiyorum.

Tom hapishanede daha ne kadar kalacak?

Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü.

Sana hapishanede nasıl davrandılar, Tom?

"Onu beğeniyor musun?" "Yemek hapishanede daha iyiydi."

Tom hapishanede biraz vakit geçirdi.

Fadıl hapishanede yatmak istemedi.

Tom hapishanede üç yıl yattı.

Hiç hapishanede bulunmadım.

Onlar hapishanede üç yıl geçirdi.

Sami altmış yılını hapishanede geçirdi.

Leyla bir yıl hapishanede kaldı.

Tom hapishanede birkaç yıl geçirdi.

Hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istemezsin, değil mi?

Bu hapishanede hayatta kalmak istiyorsan kötü biri olmak zorundasın.

Endonezya'da ömür boyu hapis cezası hapishanede öleceğin anlamına gelir.

Sami, Kahire'deki bir hapishanede yatıyordu.

Sami hapishanede Ferit ile tanıştı.

Sami hapishanede Ferit'le karşılaştı.

Hapishanede vakit geçiren birkaç arkadaşım var.

Tom üç yıldır hapishanede olan biriyle evlendi.

Also check out the following words: hırsızlığın, yanlış, olduğunu, anlattı, dağa, tırmanmamın, düşünüyor, serveti, şöhretine, rağmen.