Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
Translate from Turkish to English

Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
Translate from Turkish to English

Onun gelmesi gerekiyordu.
Translate from Turkish to English

Trafik kazalarının yağışlı günlerde meydana gelmesi olasıdır.
Translate from Turkish to English

Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Onun bu havada gelmesi hakkında bazı şüphelerim var.
Translate from Turkish to English

Tom'un her an gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin saat kaçta gelmesi gerektiğini bildiğini düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom'u bizimle gelmesi için ikna etmek gerçekte imkansız olurdu.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom'un partiye yalnız gelmesi mümkün değil.
Translate from Turkish to English

Yarın senin ya da onun gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Onun gelmesi olası değildir.
Translate from Turkish to English

Onun gece eve çok geç gelmesi tuhaf.
Translate from Turkish to English

Onun yarın gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

O, onun gelmesi için heveslidir.
Translate from Turkish to English

Yakında eve gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Derhal gelmesi için ona telefon ettim.
Translate from Turkish to English

Onun gelmesi şartıyla giderim.
Translate from Turkish to English

Onların geç gelmesi benim hatamdı.
Translate from Turkish to English

Saat 9:00 buraya gelmesi gerekli.
Translate from Turkish to English

Uçağın öğle saatlerinde gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Erken gelmesi istendiği için, erken geldi.
Translate from Turkish to English

Onun bizim partiye gelmesi olasıdır.
Translate from Turkish to English

Gelmesi çok düşük bir ihtimal.
Translate from Turkish to English

İşçinin öğle on ikide gelmesi bekleniyordu fakat birkaç saattir bir trafik sıkışıklığında sıkıştı.
Translate from Turkish to English

Tom'u gelmesi için ikna edebildim.
Translate from Turkish to English

Öğrenciler yaz tatilinin gelmesi için sabırsızlar.
Translate from Turkish to English

Nick'in büroma gelmesi gerekmez.
Translate from Turkish to English

Benim tek istediğim şey o günün gelmesi.
Translate from Turkish to English

Zamanında gelmesi için Tom'a söz verdirdim.
Translate from Turkish to English

Tom'un bugün ofise gelmesi gerekiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un üç saat içinde gelmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un yarına kadar gelmesi beklenmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'u gelmesi için ikna etmeliyim.
Translate from Turkish to English

Saat 21.00'de buraya gelmesi gerekir.
Translate from Turkish to English

Onun tekrar gelmesi uzun sürmeyecek.
Translate from Turkish to English

Tom'un 2:30da buraya gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Annenin ya da babanın gelmesi gerek.
Translate from Turkish to English

Erkek kardeşimin bu gece gelmesi olası.
Translate from Turkish to English

Uçağın, öğleden sonra saat 2:48'de gelmesi gerekiyordu, ama henüz inmedi.
Translate from Turkish to English

Tesadüfen buraya gelmesi gerekirse ona bu belgeyi vermeni istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'un gelmesi gerekiyordu.
Translate from Turkish to English

Onun buraya gelmesi gerekmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un buraya gelmesi beklenmiyor.
Translate from Turkish to English

Ya senin ya da onun yarın gelmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne zaman gelmesi gerektiğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Uçağımın 14.30'da gelmesi gerekiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un bu öğleden sonra gelmesi gerekiyordu ama gelmedi.
Translate from Turkish to English

Onun kocasının onu Paris'ten bir geceliğine cumartesi gecesi onu ziyaret etmek için gelmesi gerekiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un buraya gelmesi için beklemek zorundayım.
Translate from Turkish to English

Eve geri gelmesi için onu ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom eve geri gelmesi için Mary'yi ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom'un birkaç dakika içinde gelmesi gerekir.
Translate from Turkish to English

İkinci bir görüş istiyor musunuz? Derhal buraya gelmesi için başka bir doktor çağırabilirim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi eve geri gelmesi için ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Eve geri gelmesi için Tom'u nasıl ikna ettin?
Translate from Turkish to English

Bizimle Boston'a gelmesi için Tom'u ikna etmeye çalıştım fakat o yapmak zorunda olduğu başka şeyleri olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom'u gelmesi için ikna etmemiz gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Yardım etmeye gelmesi gerekir.
Translate from Turkish to English

Yardım etmeye gelmesi gerekirdi.
Translate from Turkish to English

Tom'un hemen eve gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Eve gelmesi için Tom'u ikna etmeye çalıştım.
Translate from Turkish to English

Tom partisine gelmesi için Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

İşlerin dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmesi tuhaf değil mi?
Translate from Turkish to English

Kocasının, cumartesi gecesi tek geceliğine Paris'ten onu ziyarete gelmesi gerekiyordu.
Translate from Turkish to English

Neden Tom'a buraya gelmesi söylendi.
Translate from Turkish to English

Tom'un ne zaman buraya gelmesi gerekiyordu?
Translate from Turkish to English

Tom'un buraya gelmesi birkaç saat sürecek.
Translate from Turkish to English

Tom'un buraya gelmesi birkaç saatini alacak.
Translate from Turkish to English

Tom bu sorunun üstesinden gelmesi gereken kişidir.
Translate from Turkish to English

Tom "Doğum günün kutlu olsun" şarkısını söylemeye restorana gelmesi için ünlü bir şarkıcıya on bin dolar verdi.
Translate from Turkish to English

Onların gelmesi gerek.
Translate from Turkish to English

Onların gelmesi şart.
Translate from Turkish to English

Mary'nin gelmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Mary'nin gelmesi gerek.
Translate from Turkish to English

Onun gelmesi gerek.
Translate from Turkish to English

Onun gelmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un gelmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un gelmesi gerek.
Translate from Turkish to English

Hasta çocuğun annesi hemen gelmesi için doktora yalvardı.
Translate from Turkish to English

Tom'u gelmesi için nasıl ikna ettin?
Translate from Turkish to English

Onun buraya gelmesi şaşırtıcı.
Translate from Turkish to English

Kaosun gelmesi kaçınılmaz.
Translate from Turkish to English

O onun geri gelmesi için yalvardı.
Translate from Turkish to English

Onu gelmesi için ikna ediyorum.
Translate from Turkish to English

Onun yarın gelmesi kesin mi?
Translate from Turkish to English

Tom'un benimle gelmesi gerekir.
Translate from Turkish to English

Tom'un 2.30'a kadar gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un gelecek sefer çok erken gelmesi gerekmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'u bizimle gelmesi için ikna etmek kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Onun geç gelmesi nedeniyle planlarımız değişti.
Translate from Turkish to English

Bu köprünün kullanıma hazır hale gelmesi yıllar sürebilir.
Translate from Turkish to English

Sen onu çağırdığında gelmesi için köpeğini nasıl eğittin?
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin geri gelmesi için bekledi.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarımın gelmesi için yalvarmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Tom'un haftaya Boston'a gelmesi bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un pazartesi günü ofise gelmesi gerekmez.
Translate from Turkish to English

Mektubun gelmesi ne kadar sürecek?
Translate from Turkish to English

Tom'un gelmesi çok olası değil.
Translate from Turkish to English

Tom'un henüz gelmesi gerekmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'u eve gelmesi için ikna etmeye çalıştım.
Translate from Turkish to English