Turkish example sentences with "geçmişi"

Learn how to use geçmişi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Onun geçmişi hakkında pek bir şey bilmiyoruz.
Translate from Turkish to English

Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor.
Translate from Turkish to English

O, geçmişi hakkında her şeyi biliyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geçmişi hakkında bir şey bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Onun geçmişi ile ilgili anketler yaptık.
Translate from Turkish to English

Kriz zamanı geçmişi idealize etmenin manası yok.
Translate from Turkish to English

Onun geçmişi hakkında bir şey bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Firmamızın uzun, uzun bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Tom'un başını belaya sokmakla ilgili uzun bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Son on yıldır temiz bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Latin Amerikalılar birkaç asır önce burada yaşamış olan yerlilerin geçmişi hakkında çok az şey bilmektedir.
Translate from Turkish to English

En mutlu kadınların, en mutlu uluslar gibi, bir öz geçmişi yoktur.
Translate from Turkish to English

Artık geçmişi konuşup durmayalım.
Translate from Turkish to English

Geçmişi silemezsin.
Translate from Turkish to English

Geçmişi konuşup duracaksak hepimizin hatalarının olduğu aşikar.
Translate from Turkish to English

Geçmişi düşünüp durmayacağım. Tek istediğim bundan sonra bana oyun oynamamanız.
Translate from Turkish to English

Geçmişi de görebiliyorum.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutmayı tercih ederim.
Translate from Turkish to English

Belki de senin sorunun şu; geçmişi çok fazla konuşuyorsun ve gelecek hakkında da çok fazla düşünüyorsun.
Translate from Turkish to English

Geçmişi geçmişte bırakmaya karar verdim.
Translate from Turkish to English

Tom'un geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Geçmişi değiştiremezsin.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unut, geleceği yaşa.
Translate from Turkish to English

Geçmişi dünya olarak unutmak zorundayız.
Translate from Turkish to English

Geçmişi değiştiremeyiz.
Translate from Turkish to English

Biz geçmişi değiştiremeyiz.
Translate from Turkish to English

Türklerde camın geçmişi, çok eskilere dayanır.
Translate from Turkish to English

"Geçmişi ve geleceği bırak, gününü yaşa", "nasıl hissediyorsan öyle davran", "başkaları için değil kendin için yaşa", "sen de herkes kadar değerlisin, düşüncelerin ve duyguların da onlar kadar değerlidir" gibi aslında hiç de yanlış olmayan felsefi yargılar, köşe yazarlarının ve sunucuların elinde ve dilinde, toplumsal geleneklere, göreneklere, kültüre ve dile aykırı bireysel davranışların, nezaketsizliklerin, terbiyesizliklerin ve kültürsüzlüklerin yani "öğrenilmiş cehaletin" gerekçeleri olmaktadır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geçmişi hakkında her şeyi biliyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutmaya hazırım.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutalım.
Translate from Turkish to English

Tom'un geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutmak için başka bir yere taşınmalısın.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutmak ve yeniden başlamak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unut, şu anı yaşa, geleceği düşün.
Translate from Turkish to English

Yıllarca acı çektikten sonra, nihayet geçmişi unutmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verdi.
Translate from Turkish to English

Dan geçmişi hakkında hiçbir şey söylemedi.
Translate from Turkish to English

Geçmişi geride bırak ve şimdiye dikkat et.
Translate from Turkish to English

Tom sana geçmişi hakkında bir şey söylemedi mi?
Translate from Turkish to English

Tom sana geçmişi hakkında söyledi mi?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geçmişi hakkında bir şey bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tomun geçmişi onunla arayı kapattı.
Translate from Turkish to English

Onun geçmişi hakkında herhangi bir şey duydun mu?
Translate from Turkish to English

Ben geçmişi arkamızda bırakmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Birbirleriyle geçmişi konuşuyorlar.
Translate from Turkish to English

Geçmişi olmayanın geleceği olmaz!
Translate from Turkish to English

Tom geçmişi hakkında konuşmayı sevmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un kalp sorunuyla ilgili bir geçmişi var mı?
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.
Translate from Turkish to English

Tom'un veterinerlik geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Onun kuşkulu bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Bu resmin çok ilginç bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Dan Linda'nın geçmişi hakkında bir şey bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Dan Linda'nın geçmişi hakkında daha fazla şey öğrendi.
Translate from Turkish to English

Geçmişi arkamızda bırakalım.
Translate from Turkish to English

Tom geçmişi hakkında Mary'ye bir şey söylememeli.
Translate from Turkish to English

Mary'nin sıkıntılı bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Tom'un sıkıntılı bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Tom'un ilginç bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Tom kendi geçmişi ile gurur duymaktadır.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutalım ve gelecek hakkında konuşalım.
Translate from Turkish to English

Tarih geçmişi olmadan yapamaz.
Translate from Turkish to English

Dan, Linda'nın sorunlu geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom'un mütevazı bir geçmişi vardı ama o ülkenin en zengin adamlarından biri haline geldi.
Translate from Turkish to English

Ve İngiltere'deki pek çok küçük kasaba gibi, onun oldukça uzun bir geçmişi vardır.
Translate from Turkish to English

Belki de geçmişi kurcalamamak daha doğruydu.
Translate from Turkish to English

Tom geçmişi değiştirmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye geçmişi hakkında daha fazla söyledi.
Translate from Turkish to English

Geçmişi deşmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Biri gidip de geçmişi silemez.
Translate from Turkish to English

Geçmişi geride bırakın ve devam edin.
Translate from Turkish to English

Geçmişi unutma.
Translate from Turkish to English

Fadıl'ın kesinlikle şiddet geçmişi yoktu.
Translate from Turkish to English

Araştırmacılar Fadıl'ın geçmişi üzerine odaklandılar.
Translate from Turkish to English

Sami'nin karanlık geçmişi yeniden ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom geçmişi hakkında samimidir.
Translate from Turkish to English

Tom geçmişi konusunda çok açıktır.
Translate from Turkish to English

Geçmişi hakkında hiç konuşmadı.
Translate from Turkish to English

Leyla'nın suç geçmişi vardı.
Translate from Turkish to English

Leyla'nın sabıka geçmişi vardı.
Translate from Turkish to English

Sami, Ferit'in geçmişi hakkında Leyla'yı bilgilendirdi.
Translate from Turkish to English

Sami, Leyla'nın geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Sami'nin sıkıntılı bir geçmişi vardı.
Translate from Turkish to English

Ne kadar bu konuda sızlanmaya devam edeceksin? Geçmişi değiştiremezsiniz.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin geçmişi hakkında her şeyi biliyor görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geçmişi hakkında bir şey biliyor gibi görünmüyordu..
Translate from Turkish to English

Geçmişi bırak! Geleceğe bir şans ver!
Translate from Turkish to English

Sami'nin gülümsemesi trajik bir geçmişi maskeliyor.
Translate from Turkish to English

Sami'nin geçmişi onu sonsuza dek lanetli bıraktı.
Translate from Turkish to English

Sami'nin suç geçmişi yoktu.
Translate from Turkish to English

Sami'nin Leyla ile sorunlu bir geçmişi vardı.
Translate from Turkish to English

Geçmişi değiştiremezsin. Ama gelecek halen avuçlarının içindedir.
Translate from Turkish to English

Geçmişi bilmem ama, şimdi faksımız ve elektronik postalarımız var.
Translate from Turkish to English

Tom'un geçmişi iniş ve çıkışlarla dolu.
Translate from Turkish to English

Tom'un çalkantılı bir geçmişi var.
Translate from Turkish to English

Tom'un geçmişi beni ilgilendirmiyor.
Translate from Turkish to English

Her tür yaşamın değerini anladığında, geçmişi kafana takmakla daha fazla uğraşmazsın artık, bilakis geleceğini muhafaza etmek için kendini ona konsantre edersin.
Translate from Turkish to English

Geçmişi karıştırmayalım.
Translate from Turkish to English

Geçmişi görmezden gelirseniz geleceği tehlikeye atarsınız.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kurulmuştur, Bazıları, yalnızca, zaman, geçsin, okurlar, Koyu, kahverengi, saçları, vardı.