Turkish example sentences with "geçirmek"

Learn how to use geçirmek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
Translate from Turkish to English

Seninle biraz zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
Translate from Turkish to English

Hayatımı seninle geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Yarına kadar görevi gözden geçirmek zorundayım.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'da gerektiğinden daha fazla zaman geçirmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Bu günlerde zaman geçirmek için bahçe işleriyle uğraşıyorum.
Translate from Turkish to English

Yazı dağlarda geçirmek güzel olurdu.
Translate from Turkish to English

Bazıları zaman geçirmek için kitaplar okurlar.
Translate from Turkish to English

Tom kışı geçirmek için yeterli yakacak odunu olup olmadığını merak etti.
Translate from Turkish to English

Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English

Tom bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary dağlarda birkaç gün geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English

Sahilde arkadaşlarla birlikte zaman geçirmek çok eğlenceli.
Translate from Turkish to English

Tom ile zaman geçirmek için bu senin son şansın.
Translate from Turkish to English

Vakit geçirmek için kart oynadık.
Translate from Turkish to English

Ailenle zaman geçirmek senin önceliğin olmalı.
Translate from Turkish to English

Tek başıma daha fazla zaman geçirmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

İşte daha az ve evde daha çok zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Sınavda önce notlarını gözden geçirmek için biraz zaman harcamayı unutma.
Translate from Turkish to English

Dışarısı o kadar sıcak ki bütün günü klimalı evimde geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Güney Amerika'ya romantik bir yaz tatili geçirmek için gittim.
Translate from Turkish to English

Bazı insanlar zaman geçirmek için kitap okurlar.
Translate from Turkish to English

Tatilinizi nerede geçirmek niyetindesiniz?
Translate from Turkish to English

Yatakta daha fazla zaman geçirmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Zaman geçirmek için kitap okuyan kişiler var.
Translate from Turkish to English

Zaman geçirmek için birbirleri ile sohbet ettiler.
Translate from Turkish to English

Tüm yazımı Berlin'de geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Boston'da daha fazla zaman geçirmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Benimle zaman geçirmek hoşuna gitmiyor, değil mi?
Translate from Turkish to English

Ailemle daha fazla zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'la yalnız başıma birkaç saniye geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.
Translate from Turkish to English

Mary ile zaman geçirmek istediği için Tom'u suçlayamazsın.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarımla vakit geçirmek bana iyi geliyor.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarımla vakit geçirmek beni iyi hissettiriyor.
Translate from Turkish to English

Tom hapiste bir gece geçirmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Hayatının geriye kalanını terk edilmiş bir adada geçirmek zorunda olsan, onu kiminle geçirirsin?
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile vakit geçirmek istiyor.
Translate from Turkish to English

Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Translate from Turkish to English

Oğluyla vakit geçirmek istiyor.
Translate from Turkish to English

Hayatımın geri kalanını pişmanlık duyarak geçirmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Seneye martta geldiğimde İstanbul'da olacaksan seninle biraz zaman geçirmek isterim.
Translate from Turkish to English

Bazen neredeyse bütün günü bir şey yapmadan geçirmek istersin.
Translate from Turkish to English

Seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom çocukları ile vakit geçirmek istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom çocuklarıyla geçirmek için daha fazla zamanının olmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Geceyi otelde geçirmek zorundayız.
Translate from Turkish to English

Tom ile daha fazla vakit geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Yaşamını dünyayı değiştirerek geçirmek istiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ailesiyle daha fazla zaman geçirmek istiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ailesiyle daha fazla zaman geçirmek istiyor.
Translate from Turkish to English

Halk kütüphanelerinde zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom'la biraz vakit geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Normal servisi en kısa sürede tadilattan geçirmek için şu anda çalışıyoruz.
Translate from Turkish to English

Hala hayatının geri kalanını geçirmek istediğin kişinin ben olduğumu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Bu akşam birlikte biraz zaman geçirmek ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Onun sıkı programına rağmen, Tom'un çocuklarıyla geçirmek için her zaman zamanı var.
Translate from Turkish to English

Büyümem gerektiği söylenilmeden sadece bir gün geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bütün hafta sonunu Boston'da geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.
Translate from Turkish to English

Gerçekten seninle biraz zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'un yaz tatilini nerede geçirmek istediğini düşünüyorsun?
Translate from Turkish to English

Bütün günü seninle geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'la zaman geçirmek istediğini söyledin.
Translate from Turkish to English

Tom'la biraz zaman geçirmek hoş olurdu.
Translate from Turkish to English

Tom'la birkaç gün geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tatilini geçirmek için nereye gitmek istiyorsun?
Translate from Turkish to English

Hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Ömrümü seninle geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom'la zaman geçirmek hoşuna gidecek.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary yaşamlarının geri kalanını birlikte geçirmek istediler.
Translate from Turkish to English

Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.
Translate from Turkish to English

Projenin en büyük zorluğu, hayata geçirmek için gerekli beceriye sahip emekçilerin bulunup bulunmaması olacak.
Translate from Turkish to English

Jane ile vakit geçirmek bir zevk.
Translate from Turkish to English

Geceyi onunla geçirmek için sabırsızlanıyorum.
Translate from Turkish to English

Sadece birlikte biraz zaman geçirmek istedim.
Translate from Turkish to English

Bir ulusu ele geçirmek ve egemenlik altına almak için iki yol var. Birisi kılıçla. Diğeri borçla.
Translate from Turkish to English

Bütün hayatımı burada geçirmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Seninle birlikte birkaç şeyi gözden geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bütün hayatımı orada geçirmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Tom ile birkaç dakika yalnız geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Sarhoş sürücü geceyi nezarethanede geçirmek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Vakit geçirmek için ne yaparsın?
Translate from Turkish to English

Üniversiteye yeni gelmiş öğretim görevlisi, dişini geçirmek için öğrencilere sert davrandı.
Translate from Turkish to English

Çinli firmalar, dünya pazarını ele geçirmek için bir arayış başlattı.
Translate from Turkish to English

Tom hayatının geri kalan kısmını seninle geçirmek istediğini söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom benimle zaman geçirmek istiyor.
Translate from Turkish to English

Seninle zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom hafta sonunu Boston'da geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile yalnız biraz zaman geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English

Seninle daha fazla yalnız zaman geçirmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom kırsalda biraz daha zaman geçirmek istedi.
Translate from Turkish to English

Gelecek on yılı hapishanede geçirmek ister misin?
Translate from Turkish to English

Gerçekten tüm hafta sonunu bunu yaparak geçirmek zorunda mıyız?
Translate from Turkish to English

Hayatının geri kalanını yalnız geçirmek ister misin?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: hayal, geri, döneceksin, bankta, arkadaşıyla, oturuyor, sabah, koşmaya, gider, tarih.