Turkish example sentences with "etme"

Learn how to use etme in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yabancılarla alay etme.

Zamanını ve paranı ziyan etme.

Onunla alay etme.

Rahatsız etme.

Müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.

Merak etme. Bana güvenebilirsin.

Hala, yeni bir öneriyi kabul etme isteğim yok.

Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.

Tanrıların tüm niteliklerinden acınacak bulduğum, onların intihar etme yeteneksizlikleridir.

Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikrine cezbedildim.

Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.

Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.

1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.

Belirlenen zamanda buraya gelmeyi ihmal etme.

Beni göz ardı etme.

Tom'un Mary'nin sevgisini kabul etme sorunu vardı.

Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.

Tom'un Boston'a seyahat etme şansı vardı.

Bozuk değilse tamir etme.

Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.

Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

Tom Mary'nin masum olduğunu ikna etme girişiminde bulunmadı.

Tom'un tüm yardımları için Mary'ye teşekkür etme fırsatı olmadı.

Yarın sabah bu mektubu postalamayı ihmal etme.

Lütfen yarın sabah altıda beni uyandırmayı ihmal etme.

Yarın akşam bizi görmek için uğramayı ihmal etme.

Tom'un kesinlikle çocukları ikna etme kabiliyeti vardır.

Tom sanat müzesini ziyaret etme fırsatı bile bulamadı.

Diğerlerini işaret etme.

Onlarla alay etme.

Bana yazmayı ihmal etme.

Çocuklarla alay etme.

Hareket etme ve sessiz kal.

Beni sürekli rahatsız etme, ben meşgulüm.

Onun bizi ziyaret etme fırsatı yoktu.

Diğer insanlarla alay etme.

Geçen yaz Londra'yı ziyaret etme fırsatım vardı.

Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.

Hâlâ bana tebessüm etme tarzını seviyorum.

Sürücüye müdahale etme.

O, babasını ikna etme girişiminde bulundu.

O, yurt dışına seyahat etme hayalinden tamamen vazgeçemedi.

Onu kendine düşman etme.

O, bana yardım etme zahmetinde bulunmadı.

Ona yardım etme önerimi reddetti.

Bir mesleği asla sadece kolay göründüğü için tercih etme.

Acele etme. Aceleye gerek yok.

Gideceğim ama birkaç güne dönerim merak etme.

Roma'yı ziyaret etme fırsatım oldu.

Beni terk etme olasılığından korktum.

Çocukların televizyonu tekellerine almalarına müsaade etme.

Tom'un kendini ifade etme fırsatı yoktu.

Anlamadığın şeyden nefret etme!

Uyurken onu rahatsız etme.

Şu anda seyahat etme planım yok.

Onun istifa etme olasılığı var mı?

Bana yardım etme zahmetine girdiğiniz için çok naziksiniz.

Test sonuçların hakkında endişe etme.

Çalışmalarımda bana yardım etme nezaketini gösterdi.

Haset etme.

Ateş etme.

Hareket etme.

Pes etme!

Bana küstahlık etme.

Saat tam yedide burada olmayı ihmal etme.

Beni tahrik etme.

Müdahale etme!

Beni rahatsız etme.

Onun içine etme!

Acele etme, yoksa bazı hatalar yapabilirsin.

Bekle, ateş etme!

Ona şimdi telefon etme.

Benimle alay etme.

Flört etme zahmetlidir.

İtiraf etme zamanı.

Lütfen benden nefret etme.

Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.

Senin konuşabildiğinin yarısı kadar iyi İngilizce konuşabilsem, tüm dünyayı seyahat etme hakkında endişeli olmam.

Bekle. Henüz ateş etme.

Kurallara itaatsizlik etme.

Ben sana zarar vermem, merak etme. Ama Allah senin çekmen gereken acıyı sana verecek.

Küçük şeyleri kendine dert etme.

Acele etme. Alışveriş yapmak için bütün öğleden sonramız var.

Şimdi acele etme, lütfen.

Bana teşekkür etme. Tom'a teşekkür et.

Bana ihanet etme!

Merak etme.

Tom'u yardım etmeye ikna etme sorunum vardı.

Tom'u gelmeye ikna etme sorunum vardı.

Tom'u gitmemeye ikna etme sorunum vardı.

Merak etme çekilişin de kılıfına uydurulduğunu biliyorum.

Tom'un ne düşündüğünü dert etme.

Tom'a aldırış etme.

Tom'la flört etme.

Sadece beni terk etme.

Şimdi bana teşekkür etme.

Tom'la alay etme.

Bir inç hareket etme.

Onu berbat etme.

Beni terk etme, Tom.

Beni tekrar terk etme.

Also check out the following words: haklar, bakımından, eşit, doğarlar, Akıl, vicdana, sahiptirler, birbirlerine, karşı, kardeşlik.