Turkish example sentences with "el"

Learn how to use el in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
Translate from Turkish to English

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
Translate from Turkish to English

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
Translate from Turkish to English

Bir el diğerini yıkar.
Translate from Turkish to English

John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
Translate from Turkish to English

Amcamın el yazısını okumak zordur.
Translate from Turkish to English

El yazın benimkine benziyor.
Translate from Turkish to English

Annem iyi bir el yazısına sahiptir.
Translate from Turkish to English

Darbeyle ilgili sadece ikinci el bilgiye sahibiz.
Translate from Turkish to English

Bu ikinci el araç satılıktır.
Translate from Turkish to English

Bu ikinci el araç yeni kadar iyi.
Translate from Turkish to English

Bu ikinci el arabanın fiyatı makul.
Translate from Turkish to English

Cumaya kadar el yazmasını tamamlayabilir misiniz?
Translate from Turkish to English

El sanatının giysisi olmalı, ama gerçek çıplak gitmeyi seviyor.
Translate from Turkish to English

Çok iyi bir el yazın var.
Translate from Turkish to English

Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.
Translate from Turkish to English

Jane'in beş el çantası vardır.
Translate from Turkish to English

Okul müdürü mezun öğrencilerin her biri ile el sıkıştı.
Translate from Turkish to English

Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
Translate from Turkish to English

O bir el arabası üzerine tökezledi.
Translate from Turkish to English

Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.
Translate from Turkish to English

Beşik sallayan el dünyayı yönetir.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary el ele tutuşurken manzaraya hayran kaldılar.
Translate from Turkish to English

Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.
Translate from Turkish to English

Tom ikinci el bir bilgisayar için o kadar çok para ödemek için isteksizdi.
Translate from Turkish to English

Tom el arabasını kum ile doldurdu.
Translate from Turkish to English

Burası karanlık. Bir el fenerin var mı?
Translate from Turkish to English

Hayır, o ikinci el.
Translate from Turkish to English

Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
Translate from Turkish to English

John ve Mary, her zaman el ele yürürler.
Translate from Turkish to English

O ona el salladı.
Translate from Turkish to English

El ile gelen düğün bayram.
Translate from Turkish to English

O üç el ateş etti.
Translate from Turkish to English

Bu kimin el çantası?
Translate from Turkish to English

Onun iyi bir el yazısı var.
Translate from Turkish to English

El fenerini el yordamıyla aradım.
Translate from Turkish to English

El fenerini el yordamıyla aradım.
Translate from Turkish to English

Kapıya doğru yolumu el yordamıyla buldum.
Translate from Turkish to English

O el çantasını çaldırdı.
Translate from Turkish to English

Bu el fenerinin ışığı azalıyor.
Translate from Turkish to English

El falıyla ilgileniyorum.
Translate from Turkish to English

Onlar karanlıkta el yordamıyla ilerliyorlar.
Translate from Turkish to English

Onun güzel el yazısı vardır.
Translate from Turkish to English

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.
Translate from Turkish to English

O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
Translate from Turkish to English

Ben bu kitaba ikinci el kitap dükkanında rastladım.
Translate from Turkish to English

Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.
Translate from Turkish to English

O, ona el salladı.
Translate from Turkish to English

Bana el sallayarak gitmemi istedi.
Translate from Turkish to English

Benim bir el bombam var.
Translate from Turkish to English

Ona tekrar el salladım.
Translate from Turkish to English

Ben el şakalarını severim.
Translate from Turkish to English

O, ikinci el araba ticareti yapar.
Translate from Turkish to English

Onun el yazısı kötüdür.
Translate from Turkish to English

Ben onlara el salladım.
Translate from Turkish to English

Bob gördüğü herkese el salladı.
Translate from Turkish to English

Ben el çantası taşımayı sevmiyorum.
Translate from Turkish to English

Onun düzgün bir el yazısı vardır.
Translate from Turkish to English

Sana el sallayan kız kimdir?
Translate from Turkish to English

Onların hepsi el yapımı şeylerdi.
Translate from Turkish to English

İkinci el bir araba almalıydı.
Translate from Turkish to English

El sıkışalım ve arkadaş olalım.
Translate from Turkish to English

Kötü el yazım için lütfen beni bağışlayın.
Translate from Turkish to English

El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
Translate from Turkish to English

Bu sözlüğü her zaman el altında tut.
Translate from Turkish to English

Çift el ele yürüyor.
Translate from Turkish to English

Sizi vahşiler! El kadar çocuktan ne istediniz?
Translate from Turkish to English

Kilisedeki herkes el ele tutuştular.
Translate from Turkish to English

Bu el fenerinin iki pile ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

Beni gördüğü an, bana el salladı.
Translate from Turkish to English

Odaya girdim ve onunla el sıkıştım.
Translate from Turkish to English

Çok güzel görünümlü bir el yazısı var.
Translate from Turkish to English

Onlar el işaretleri kullanarak iletişim kurabilirler.
Translate from Turkish to English

Bu, İtalya'da aldığım el çantasıdır.
Translate from Turkish to English

Karanlıkta kapı kolunu el yordamıyla aradı.
Translate from Turkish to English

Yayın yönetmeni el yazısı kitaba baktı.
Translate from Turkish to English

Bana el sallayan adam benim amcamdır.
Translate from Turkish to English

Onun el yazısını okumak imkansızdır.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary'nin el topu oynamasını izledik.
Translate from Turkish to English

Şirket üç kez el değiştirdi.
Translate from Turkish to English

Bugünlerde el yapısı ürünler çok pahalı.
Translate from Turkish to English

Görme engelli adam el yordamıyla çıkışa doğru gitti.
Translate from Turkish to English

El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
Translate from Turkish to English

Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını aradı.
Translate from Turkish to English

Ödünç alabileceğim bir el fenerin var mı?
Translate from Turkish to English

Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.
Translate from Turkish to English

Onun el yazısı kötü.
Translate from Turkish to English

O ikinci el.
Translate from Turkish to English

El losyonuna ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English

O bir el yapımıydı.
Translate from Turkish to English

Bu benim el çantam.
Translate from Turkish to English

O ayrılırken bize el salladı.
Translate from Turkish to English

Bu onun el çantası.
Translate from Turkish to English

Bu el çantası benim.
Translate from Turkish to English

Bu senin el çantan.
Translate from Turkish to English

Onu el ile yönlendirdim.
Translate from Turkish to English

Tom, John ve Mary'yi el ele tutuşurlarken gördü.
Translate from Turkish to English

El ele gittiler.
Translate from Turkish to English

Daima sözlüğünü el altında bulundur.
Translate from Turkish to English

Tom tiyatronun önünde kendi el yazısıyla imza atıyordu.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Havuçları, tencereye, koy, olacağım, Haydi, Japonya'yı, yenelim, Siz, yoksa, öğrenci.