Turkish example sentences with "edin"

Learn how to use edin in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yankesicilere dikkat edin.

Lütfen doğru cevabı kontrol edin.

Lütfen, babanızın ölümüyle ilgili baş sağlığı dileklerimi kabul edin.

Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!

Lütfen Bay Nomura'yı karşılamama yardım edin.

Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın.

Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

Kendinize dikkat edin!

Vahşi köpeğe dikkat edin!

Eski sürümleri kontrol edin.

Devam edin ve istediğiniz bir şey ile başlayın.

Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.

Dikkat edin! Sarhoşken araba sürmek tehlikelidir.

Lütfen ona beni aramasını rica edin.

Eğer fırsatınız olursa, posta kutunuzu kontrol edin.

Lütfen bu ürünü 15 Şubata kadar sipariş edin ve 15 Marttan önce onu teslim edebileceğiz.

Kocamın bir hatırası olarak lütfen bunu kabul edin.

Lütfen devam edin.

Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.

Boş boş uzaklara bakmayın; sadece ne yaptığınıza dikkat edin.

Ayaklarınıza dikkat edin.

Lütfen bunu tamir edin.

Gülümsemeye devam edin.

Siparişinizi kontrol edin.

Devam edin ve konuşun.

Arılara dikkat edin.

Lütfen oyuncağımı tamir edin.

Devam edin, lütfen.

Raporlarınızı teslim edin.

Sadece yürümeye devam edin.

Önümüzdeki hafta tekrar kontrol edin.

Gelecek sefer önceden telefon edin.

Beni haberdar edin.

Lütfen hemen terk edin.

Lütfen bu filmi banyo edin.

Burada yankesicilere dikkat edin.

Lütfen biraz şeker ilave edin.

Lütfen taziyelerimi kabul edin.

Lütfen adımı listeye ilave edin.

Lütfen ayın sonuna kadar raporu teslim edin.

Civardaki hırsızlara dikkat edin.

Lütfen benim samimi özürlerimi kabul edin.

Lütfen birkaç dakika oturmaya devam edin.

Lütfen resepsiyonda değerli eşyalarınızı kontrol edin.

Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.

Tamam. Devam edin.

Yazılı olarak müracaat edin.

Bensiz devam edin.

Çaya şeker ilave edin.

Öğretmenlerinize itaat edin.

Evraklarınızı teslim edin.

Ona biraz daha su ilave edin.

Muvaffakiyet­siz­leş­ti­ri­ci­leş­ti­ri­ve­re­me­ye­bi­le­cek­le­ri­miz­den­miş­si­niz­ce­si­ne hareket edin.

Yardım edin!

İşinize daha fazla dikkat edin.

Lütfen bizi yeni ofisimizde ziyaret edin.

Kullanıcı adı ve şifrenizin doğru yazıldığını kontrol edin.

Lütfen onu Pazartesi 10:00 a kadar iade edin.

Kararlaştırılır kararlaştırılmaz haber edin lütfen.

Lütfen müsait olduğunuzda bizi ziyaret edin.

Acele edin! Etmezseniz, geç kalırız.

Lütfen siparişimi iptal edin ve parayı iade edin.

Lütfen siparişimi iptal edin ve parayı iade edin.

Hakkımda daha fazla bilgi edinmek için web sayfamı ziyaret edin.

Misafirlere elma, portakal falan ikram edin.

Bizi yarın ziyaret edin.

Umut verici görünen her şeyi takip edin.

Okumaya devam edin.

Bunu not edin.

Hatayı düzeltin ve dosyayı Bay Luxemburg'a iade edin.

Denizanasına dikkat edin.

Acele edin ve içeri girin.

Tanıştığınız insanların ellerine dikkat edin ve onların ne kadar farklı ve ilginç olduklarını gördüğünüze şaşıracaksınız.

Lütfen çocuklara dikkat edin.

Yardım edin. Paranoidler tarafından takip ediliyorum.

"Yardım edin!" diyen bir ses duydum. Güldüm.

Mahkûma dikkat edin.

Kapıya dikkat edin.

Lütfen hızlı hareket edin.

Evimi terk edin.

Denemeye devam edin.

Sadece geri hareket edin.

Sadece gitmeye devam edin.

Beni aptal sanmaya devam edin olur mu?

Lütfen oturmaya devam edin.

Tom ile kontrol edin.

Beni takip edin!

Bundan o kadar rahatsız oluyorsanız, şikayet edin.

Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.

Çalışmaya devam edin.

Lütfen girişte evrakları teslim edin.

Yayalara dikkat edin.

Bize yardım edin.

Savaşın bitmesi için bize yardım edin.

Dünyadaki savaşların bitmesi için insanlara yardım edin.

Bazen gelin ve bizi Boston'da ziyaret edin.

Lütfen bu paketi Tom'a teslim edin.

Tom'a dikkat edin.

Sürekli dua edin.

Dikkatli olun, ne acele edin, ne de geç kalın.

Herhangi bir zamanda ofisimi ziyaret edin.

Also check out the following words: Banka, dolar, Cao, Cao'nun, hilecisi, Ayrıntıları, Dikkat, Çık, dışarı, keki.