Turkish example sentences with "olduğunu"

Learn how to use olduğunu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı.

O benim dağa tek başıma tırmanmamın imkansız olduğunu düşünüyor.

Ne olduğunu biliyor musun?

Bir zaman makinen olduğunu hayal et.

Onun iyi bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok

Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

Bunların tümünün sadece bir oyun olduğunu biliyorum.

Onun bir çocuğu olduğunu bilmiyordum.

Twitter'ın sloganı "Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu."'dur.

Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.

"Esperanto: Avrupa veya Asya dili" denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.

İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

Onun Mahjong'da iyi olduğunu duyuyorum.

Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.

Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.

Senin bir öğretmen olduğunu biliyorum.

Kutuda ne olduğunu biliyorum.

Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.

O kızın kim olduğunu merak ediyorum.

Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?

Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.

Başarının anahtarının dürüstlük olduğunu söylemeye gerek bile yoktur.

Part-time bir işin iyi bir tecrübe olduğunu düşünüyorum.

Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.

Nagano'da yaşıyor olduğunu zannetti. O, Tokyo istasyonunda ne yapıyordu?

Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.

Anne ve baba çocuklarına yalan söylemenin yanlış olduğunu öğretir.

Her öğretmen, Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.

Ona adının ne olduğunu sordum.

Moral'in ne demek olduğunu, futbola borçluyum.

Ah! Bana nasıl olduğunu göster!

Onun doğru olduğunu söylemekten utanıyorum.

Bu karınca kraliçedir; kanatları olduğunu görmüyor musun?

Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.

Bana ne olduğunu tahmin etsene!

Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?

Yaşlandıkça sağlığın her şey olduğunu anlamaya başlarsın.

Antlaşmanın adaletsiz olduğunu söyledi.

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.

Kazanın nasıl olduğunu hiç kimse anlayamıyor.

Onun üç yıldır ölü olduğunu öğrendik.

İdeal bir koca olduğunu ispat etti.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

Bir hata yapmış olduğunu fark etti.

Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

Ne kadar tehlikeli olduğunu görüyorum.

Amerika kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğunu sanıyor.

Yaşlılar, Usenet günlerinde internetin daha özgür olduğunu iddia edebilirler.

Felicja'nın çocukları, babaları Łazarz'ın Justin Bieber'dan daha yakışıklı olduğunu düşünüyorlar.

Łazarz'nın çocukları, anneleri Felicja'nın dünyadaki en güzel bayan olduğunu düşünüyorlar.

Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.

Onun doğru olduğunu sanmıştım.

Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?

TV'nin çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?

Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?

Onun Amerikalı olduğunu düşünüyordum ama onun İngiliz olduğu ortaya çıktı.

Faturamda bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum.

Gök gürültüsü bir fırtınanın yakın olduğunu gösteriyor.

Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.

Yaptığı eylemlerin haklı olduğunu düşünüyorum.

Biz mesajın doğru olduğunu düşündük.

Okul günlerinizin hayatınızın en mutlu günleri olduğunu düşünüyor musunuz?

Kimse ona ne olduğunu bilmiyor.

Onun bileti almasının zor olduğunu düşündüm.

Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.

Üzgünüm ama Paul hasta olduğunu bildirmek için aradı ve benim sana onun vardiyasını çalışman için ihtiyacım olacak.

Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.

O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.

Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur.

Haber Yunanistan'da büyük bir deprem olduğunu söylüyor.

Ön kapıda biri var. Git ve kim olduğunu anla.

Köpeğin akıllı olduğunu düşünmüyor musun?

Onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyor musun?

Ben onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyorum.

Bugün "Ruslar geliyor! Ruslar geliyor!" adında bir filmin olduğunu keşfettim.

Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.

Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap.

Tam fiyatın ne olduğunu unuttum fakat 170 dolar civarındaydı.

Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum.

Bana ona ne olduğunu sordu, ama ben bilmiyordum.

O, bana ona ne olduğunu sordu.

Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?

Geçinemediğin pislik biri olduğunu düşün.

O, bana aç olduğunu fısıldadı.

Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.

Ne kadar güzel olduğunu unutmuştum.

Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.

Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum.

Çok sayıda öğrenci konuştuğu için, profesörün söyleyecek neyi olduğunu anlamak zordu.

Annem akşam yemeği hazırlamanın zamanı olduğunu belirtti.

Annem, babamın bana neden çok kızgın olduğunu bana anlattı.

Onu gördüğüm an, bana kızgın olduğunu biliyordum.

Sahip olduğum tek sorunun şu an evde kapalı kalmam olduğunu düşünüyorum.

Bugün Tatoeba'nın oldukça yavaş olduğunu düşünüyorum.

Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.

Kazanın nasıl olduğunu ona soracağım.

Kimse kazanın nasıl olduğunu kesin olarak bilmiyordu.

Onun imkansız olduğunu bilmiyorlardı, bu yüzden onu yaptılar.

Onu gördüğüm an kızgın olduğunu biliyordum.

Ben onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.

Also check out the following words: Bebekler, olduklarında, ağlarlar, dansa, bebekle, ilgilenecek, akşamımızı, kovalamaca, kovalardık, kovalayan.