Turkish example sentences with "dair"

Learn how to use dair in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.

Yakında geri geleceğine dair bana söz verdi.

Testi geçebileceğine dair bire on bahse girerim.

Banka, paramızın güvende olduğuna dair bize güvence verdi.

Onun kim olduğuna dair hiç fikrin var mı?

Nerede yaşadığına dair hiçbir fikrim yok.

Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.

Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.

O, ona her şeyin yolunda olduğuna dair güvence verdi.

Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.

O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.

Onun kim olduğuna dair bir fikrin var mı?

Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .

Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu.

Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.

O, içmeyeceğine dair yemin etti.

Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.

Nasıl oy vereceklerine dair küçücük soru vardı.

Hastanın iyileşeceğine dair kesin bir şey söyleyemem.

Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.

Onlara ne ölçede güvenebileceğime dair bir fikrim yok.

Onun masum olduğuna dair avukatın güçlü kanıtları var.

Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.

Eğer varsa, Tom'un seçimi kazanmasına dair küçük bir ümit var.

Tom'un parmak izi onun orada olduğuna dair delildi.

Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.

Tom Mary ile onu kol güreşinde yenebileceğine dair iddiaya girdi.

Tom parti için geç kalmayacağına dair Mary'ye güvence verdi.

Tom'un tutuklanacağına dair küçük bir olasılık var.

Fabrikayı kapatmak zorunda olmayacağımıza dair bir olasılık var.

Onun sırrı bildiğine dair izlenimim var.

Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?

Tom Mary'nin Cuma gecesi çocuklara bakıcılık yapmayı kabul edeceğine dair büyük bir olasılık olduğunu düşünüyor.

Tom aynı hatayı tekrar yapmayacağına dair kendine bir söz verdi.

Tom Mary'nin tutuklandığına dair bir söylenti duydu.

Tom'un Mary'nin niçin şimdi burada olmadığına dair iyi bir fikri var.

Tom'un borazanını kimin çaldığına dair oldukça iyi bir fikri var.

Tom'un duvarına yazıyı kimin yazdığına dair oldukça iyi bir fikri var.

Tom'un evini kimin ateşe verdiğine dair oldukça iyi bir fikri var.

Tom'un Mary'nin şimdi nerede olabileceğine dair oldukça iyi bir fikri var.

Tom'un Mary'nin başka biriyle görüştüğüne dair bir önsezisi vardı.

Tom'un Mary'nin yalan söylediğine dair bir önsezisi vardı.

Tom'un Mary'nin çizgi roman okuyarak günü geçirdiğine dair bir önsezisi vardı.

Tom'un Mary'nin ne demek istediğine dair hiçbir fikri yoktu.

Tom onun niçin kalmaması gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.

Tom onun niçin kalması gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.

Tom Mary'ye niçin biraz para vermesi gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.

Tom eve erken gitmesi gerektiğine dair hiçbir neden düşünemiyordu.

Tom ne kadar hoş göründüğüne dair Mary'ye iltifat etti.

Birçok kişinin, insan etinin tadının nasıl olduğuna dair bir merakı vardır

Tom'un doğru kararı vereceğine dair aklımda hiç şüphe yoktu.

Tom'un intihar etmediğine dair aklımda hiç şüphe yok.

Kimin başkan olarak seçilmesi gerektiğine dair hararetli bir tartışma vardı.

İşsizlik hakkında bir şey yapılması gerektiğine dair genel bir kanı vardır.

Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.

Bu Japonca diline dair sosyo-linguistik bir çalışmadır.

Çocuk hırsızları vazgeçtiklerine dair hiçbir belirti göstermediler.

Daha önce burada bulunduğuma dair bir hisse sahibim.

Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.

Tom'un hırsız olduğuna dair su götürmez kanıt var.

Tom'un burada olduğuna dair herhangi bir işaret yoktur.

Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.

Tom'un niçin gidemiyeceğine dair bir nedeni yoktu.

Onun haklı olduğuna dair bir hissim var.

Onun bugün geleceğine dair içimde bir his var.

Onun seçileceğine dair iyi bir olasılık var.

O, bana geleceğine dair söz verdi.

Yağmur yağacağına dair bir önsezim var.

Onun bugün geleceğine dair bir fikrim var.

O başka bir yalan söylemeyeceğine dair söz verdi.

Bugün geleceğime dair ona söz verdim.

Onun iyileşeceğine dair bir şans var mı?

Onun bugün geleceğine dair bir hissim var.

Ne demek istediğine dair en küçük bir fikrim yok.

Senin çok iyi bir avukat olacağına dair içimde bir his var.

Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.

Son zamanlarda, ekonominin hızla geliştiğine dair sinyaller bulunmaktadır.

Geç kalmayacağıma dair sizi temin ederim.

Bunun olabileceğine dair bir hissim vardı.

Ne olduğuna dair biraz fikrim var.

Neler olduğuna dair detaylı bir açıklamaya ihtiyacımız var.

Onun geleceğine dair bir umut var mı?

Ne yapmaya niyet ettiğime dair bir fikri yok.

Tom'un Mary'nin niçin erken gittiğine dair hiçbir fikri yoktu.

Şu anda nerede olduğuna dair bir fikrim yok.

Onun geleceğine dair bir ihtimal var mı?

Onun istifa edeceğine dair bir ihtimal var mı?

Onun evlendiğine dair bir söylenti var.

Ona nasıl sağlıklı kalınacağına dair nasihat ediyor.

Onun başaracağına dair son dolarımla bahse girerim.

Onun beni terk edeceğine dair bir şüphem vardı.

Hayatta olduklarına dair biraz ümit var.

Kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

Onun sırrı bildiğine dair bir izlenimim var.

Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok.

Başaracağına dair biraz ümit var.

Tom, Mary'ye 5:30'a kadar evde olacağına dair söz verdi.

Herhangi birine söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

Tek başına geleceğine dair fikrim var.

Başaracağına dair küçük bir şans var.

Niçin gelmediğine dair bir açıklama yapmadı.

Also check out the following words: piyanist, söylemeye, gerek, çalışmayı, Niye, uzağa, koştu, zaten, başladı, Çoğu.