Turkish example sentences with "gül"

Learn how to use gül in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Gül yetiştirmekte iyiyim.

Gül yapraklarıyla banyo yapmayı sever.

Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.

Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

İşte sarı bir gül.

Babamın hobisi gül yetiştirmektir.

Bahçede hiç gül yoktu.

Dikensiz bir gül yoktur.

Dikenleri olmayan bir gül yoktur.

Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti.

Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.

Bir sarı gül var.

Bu gül güzel.

O, bir gül kadar güzeldir.

Bir gül güzel kokar.

Bu gül çok güzel.

Ne güzel bir gül.

Vazoda kırmızı bir gül var.

Gül çiçeklendi mi?

Saksıda kırmızı bir gül var.

Gül ve zambak gibi çiçekleri severim.

Bahçede bir sürü gül var.

Kız bana bir kırmızı beyaz gül getirdi.

Bana iki kırmızı ve üç beyaz gül ver.

Kız bana bir kırmızı ve bir beyaz gül getirdi.

Bir gül görüyorum.

Bir gül görüyor musun?

Sarı bir gül var.

"Tom Mary'ye doğum günü için bir kutu çikolata ve uzun saplı bir gül verdi" " O gerçekten hoş."

Bu sarı bir gül.

Bahçeye gül ekti.

Sizden bir ricam var, benim yerime ona biri kırmızı biri beyaz iki tane gül yollar mısınız?

Gül pembedir.

Tom bir gül aldı ve onu Mary'ye verdi.

Gül düşünürsen gülistanlık olur.

Orada sarı bir gül var.

En güzel gül bile bir gün solacak.

Şair, kıza bir gül verdi.

Vazoda birkaç güzel gül var.

Bu gül çeşidi, yabani olarak yetişir.

Ne kadar da güzel bir gül bu.

Gül goncalarını toplayabiliyorken topla.

Ne güzel bir gül!

Tom bana birkaç gül aldı.

Tom Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu.

Tom Mary için bir gül aldı.

Bir şişe gül şarabı istiyoruz.

O, gül çalılığını suladı.

"Ne tür bir buket istersiniz?" "Ben bir demet gül istiyorum!"

İstediğin kadar gül; ben sonuna kadar planıma sadık kalacağım.

Kırmızı bir gül aşk anlamına gelir.

Tom arka bahçesinde gül yetiştiriyordu.

Bu gül çok tatlı kokuyor.

Kahraman ırkıma bir gül.

Evimizin önünde birkaç gül fidanı var.

Bir gül güzel bir çiçektir.

Kahvaltıdan önce gül, akşam yemeğinden önce ağlayacaksın.

Gül, bu ülkenin milli çiçeğidir.

Lütfen gül!

Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.

Onun misafirperverliğine karşılık olarak ona bir demet gül verdim.

O bir gül dikti.

Gül yaprakları çok yumuşak.

O bir hafta içinde gül ekecek.

Bu gül hoş kokuyor.

Bu çiçek bir gül türüdür.

Onun için üç tane güzel gül seçti.

Masanın ortasında bir gül vazosu bulunuyor.

Gül açmış.

Pembe ve gül benzer renklerdir.

Diken ekenlerin gül hasat etmeyi beklememeleri gerekir.

Aşkım kıpkırmızı bir gül gibidir.

O bir gül kadar güzel.

Bu nedir? Bu bir gül.

Gül akasyaya bak.

Gül ve şişman ol.

Gül yetiştirdim.

Mary'nin bir gül bahçesi vardır.

Hayat bir gül yolu değildir.

Dikensiz gül olmaz.

Bir tablodaki bir gül genellikle aşkın sembolüdür.

Gül, dünyanın tüm dillerini konuşur.

Birkaç gül alalım.

Tom, Sevgililer Günü'nde Mary'ye bir düzine gül gönderdi.

Devam et ve gül.

Tom bir gül çalısı dikti.

Tom bir gül fidanı dikti.

Tom gül gül öldü.

Tom gül gül öldü.

Gül gül öldü.

Gül gül öldü.

Hocanın vurduğu yerde gül biter.

Annenin vurduğu yerde gül biter.

Düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar beni.

Gül ağacına su veririz. Lakin su hem güle yarar hem de dikene. Yanımızda yöremizde su verdiklerimiz diken olmaya meyletmişlerse sonunda mutlaka budarız.

Hayat dikensiz gül bahçesi değildir.

Ali gül şerbeti içti.

Gül!

Ali el bebek gül bebek büyütülmüş bir çocuk.

Ali kitabın kapağını açınca içinden gül kurusu düştü.

Senin üstüne gül koklamam.

Also check out the following words: çalıştı, Evimin, arkasında, kilise, Sam, Tom'dan, yaş, küçük, Lütfen, burayı.