Turkish example sentences with "lütfen"

Learn how to use lütfen in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Lütfen burayı imzalayın.

Hangi düğmeye basacağımı söyler misin lütfen?

Kulübe katılmak isteyenler lütfen buraya isimlerini yazsın.

Kapıyı kapatın, lütfen.

Lütfen cevaplayın.

Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

Hesap lütfen.

Lütfen beni affet.

Lütfen beni otel güvenliğine götürün.

Lütfen çok hızlı konuşma.

Hilton Oteli'ne gidelim lütfen.

Lütfen yarım saat bekle.

Lütfen kibar ol.

Lütfen kitabı rafa koy.

Lütfen çimlere dokunma.

Lütfen daha yavaş konuşun.

Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

Lütfen yerine otur.

Lütfen bir dolmakalem ile yaz.

Lütfen gel.

Lütfen otur.

Lütfen adınızı yazınız.

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.

Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.

Lütfen sınıfta koşma.

Lütfen sınıfta koşmayın.

Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.

Lütfen okul kurallarına uy.

Lütfen okul kurallarına uyun.

Lütfen düğmeye tıklatın.

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

Lütfen bana tuzu ve karabiberi verir misin?

Limonlu bir çay lütfen.

Herhangi bir sorunuz varsa lütfen bana bildirin.

Adresinizi değiştirirseniz lütfen bana bildirin.

Lütfen Tatoeba'da cümleyi cümle için çevirin.

Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.

Ah! Onu bana göster lütfen.

Lütfen daha yavaş konuşabilir misin?

Lütfen Image Viewer arayüzü için bir dil seçin.

Lütfen onu satın alma.

Üstü kalsın, lütfen.

Lütfen San Francisco'ya git.

Lütfen radyoyu açar mısın?

Lütfen bu kalemi bana ödünç ver.

Lütfen dürüst davran.

Lütfen kapıyı kapat.

Lütfen ayrıl.

Işığı aç, lütfen.

Işığı kapat, lütfen.

Çok gürültücü olma, lütfen.

Onu bana ver, lütfen.

Emniyet kemerini tak, lütfen.

Bu formu doldurunuz, lütfen.

Bu kapıyı açma lütfen.

Lütfen televizyonu aç.

Lütfen çantanı aç.

Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen yetişkin sitelerine girmeyin.

Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen porno sitelerine girmeyin.

Bana bir kahve ver, lütfen.

Lütfen adresini bana söyle.

Lütfen!

Lütfen bana bir bardak su ver.

Lütfen bayrağı değiştir.

Lütfen giyinin.

Lütfen bana bir fincan süt ver.

Yedi dolar, lütfen.

Lütfen bana yardım et.

Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?

Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

Lütfen karına selam söyle.

Scott! Lütfen öğlen yemeği için sosisli sandviç yap.

Lütfen banka git.

Lütfen bankaya git.

Yalan söyledim. Lütfen affet.

Lütfen ağlama.

Bir hata görürseniz lütfen düzeltin.

Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazın.

Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.

Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.

Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.

Lütfen beş dakika bekle.

Bana bir şiş pişirir misin, lütfen?

Lütfen bana tuz ve biber ver.

Lütfen mektupları postalamayı unutma.

Lütfen pencereyi kapat.

Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?

Neden et yemediğini söyler misin lütfen?

Gözlerini aç lütfen.

Bana birkaç bardak getirir misin lütfen.

John'a kendisini aradığımı söyle lütfen.

İki kahve, lütfen.

Eğer uygunsa lütfen bu gece buraya gel.

Lütfen beni erkek kardeşimle kıyaslama.

Bir kahve alabilir miyim, lütfen?

Lütfen, balık ve eti dondurunuz.

Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.

Lütfen benimle konuşmaya gel.

Radyoyu kapat, lütfen.

Beni lütfen Taro diye çağır.

Biraz bekleyiniz ve hattan ayrılmayınız, lütfen.

Also check out the following words: bakenekolar, büyülü, kedilerdir, merakı, zirvesindedir, söylersem, aşağılayarak, hazırdır, güvenir, muameleden.