Betty annesini öldürdü.
Translate from Turkish to English

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
Translate from Turkish to English

Bir insan kendi annesini sevmelidir.
Translate from Turkish to English

O, istasyona vardığı an, annesini aradı.
Translate from Turkish to English

O istasyona varır varmaz, annesini aradı.
Translate from Turkish to English

İstasyona vardığında, annesini aradı.
Translate from Turkish to English

O, annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
Translate from Turkish to English

Dün onun annesini gördüğümde, bir hafta önce hastaneden ayrıldığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Ken ebeveynleri tartıştığında her zaman annesini destekler.
Translate from Turkish to English

Paula annesini aramak için odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Bebek annesini istiyor.
Translate from Turkish to English

O, annesini mutlu etti.
Translate from Turkish to English

O, annesini içtenlikle seviyordu.
Translate from Turkish to English

O, ona annesini hatırlatıyor.
Translate from Turkish to English

Onu annesini düşünmeden asla görmem.
Translate from Turkish to English

O, doğum gününde annesini aramayı asla unutmaz.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.
Translate from Turkish to English

Mary, arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına izin vermeleri için annesini ve babasını zorladı.
Translate from Turkish to English

Bebek annesini arıyor.
Translate from Turkish to English

O bana her zaman annesini hatırlatıyor.
Translate from Turkish to English

Annesini görmek için acele ediyor.
Translate from Turkish to English

Mary annesini bir öpücükle karşıladı.
Translate from Turkish to English

Telefonda annesini aradı.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesini çok özledi.
Translate from Turkish to English

Bana annesini çok fazla hatırlatıyor.
Translate from Turkish to English

Gelecek Salı annesini ziyaret edecek.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesini bana gösterdi.
Translate from Turkish to English

Betty, kendi annesini öldürdü.
Translate from Turkish to English

Havaalanından annesini aradı.
Translate from Turkish to English

Kız her zaman annesini izliyordu.
Translate from Turkish to English

Annesini gördüğü an bağırdı.
Translate from Turkish to English

Betty, onun annesini öldürdü.
Translate from Turkish to English

Annesini ve babasını bir trafik kazasında kaybeden çocuğun hikayesi yürek dağladı.
Translate from Turkish to English

Annesini dinlemeyi reddediyor.
Translate from Turkish to English

Tom annesini hafta sonu için arabasını ödünç vermeye ikna etti.
Translate from Turkish to English

Arkadaşım annesini kaybetti.
Translate from Turkish to English

Tom annesini çok özlüyor.
Translate from Turkish to English

Annem Tom'un annesini tanıyor.
Translate from Turkish to English

O bir daha annesini hiç görmedi.
Translate from Turkish to English

Lubomir annesini sever.
Translate from Turkish to English

Tom annesini sevmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom üvey annesini sevmez.
Translate from Turkish to English

Mary kendi annesini mahkemeye verdi.
Translate from Turkish to English

Hiç Tom'un annesini gördün mü?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin parfümünün ona annesini hatırlattığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom onun doğum gününde annesini aramayı asla unutmaz.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
Translate from Turkish to English

Annesini babasını mutlu etti.
Translate from Turkish to English

Tom annesini mutlu etti.
Translate from Turkish to English

Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
Translate from Turkish to English

Kız annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
Translate from Turkish to English

Onun annesini tanıyor musun?
Translate from Turkish to English

Kız annesini gördüğü anda gözyaşlarına boğuldu.
Translate from Turkish to English

Kızın annesini görüyor musun?
Translate from Turkish to English

Tom annesini çok seviyordu.
Translate from Turkish to English

Sanırım o, hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.
Translate from Turkish to English

Onun hastanede bulunan annesini ziyarete gitmeyi planladığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

O, annesini mutlu ediyor.
Translate from Turkish to English

Mary annesini teselli etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Mary annesini memnun etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

O, annesini dinlemeyi reddediyor.
Translate from Turkish to English

Dan annesini aramak için bir petrol istasyonunda durdu.
Translate from Turkish to English

O, babasına açık bir referans taşıyordu. Bu, annesini ağlattı.
Translate from Turkish to English

O, annesini aradı.
Translate from Turkish to English

O annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
Translate from Turkish to English

Mary kederli bir şekilde annesini gömdü.
Translate from Turkish to English

Biz de çocuğun annesini Seul'e davet ettik.
Translate from Turkish to English

O annesini hayal kırıklığına uğratmak istemedi.
Translate from Turkish to English

Tom annesini arıyor.
Translate from Turkish to English

Tom gözyaşlarıyla babasının annesini nasıl vahşice dövdüğünü hatırladı.
Translate from Turkish to English

Mary görünüş olarak annesini benzer, ancak kişilik olarak değil.
Translate from Turkish to English

Ben onun annesini ölü buldum.
Translate from Turkish to English

O, üvey annesini ziyaret ediyordu.
Translate from Turkish to English

Trajik haber, annesini delirtti.
Translate from Turkish to English

Maria Brezilyalı annesini aradı.
Translate from Turkish to English

O annesini bir daha hiç görmedi.
Translate from Turkish to English

O annesini özledi.
Translate from Turkish to English

Annesini görmek için acelesi vardı.
Translate from Turkish to English

Annesini görmek için acele ediyordu.
Translate from Turkish to English

Annesini görünce, kız gözyaşlarına boğuldu.
Translate from Turkish to English

Gözlerinde yaşlar olan küçük bir kız annesini arıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom hâlâ çok gençken hem annesini hem de babasını kaybetti.
Translate from Turkish to English

Fadil annesini ve babasını küçükken kaybetti.
Translate from Turkish to English

Tom üç yaşındayken annesini ve babasını kaybetti.
Translate from Turkish to English

Sami annesini hiç dinlemez.
Translate from Turkish to English

Sami küfürbaz annesini terk etti.
Translate from Turkish to English

Tom asla annesini dinlemez.
Translate from Turkish to English

Sami annesini dinlemeyecek.
Translate from Turkish to English

Tom annesini dinlemeyecektir.
Translate from Turkish to English

Tom, annesini görmek için Boston'a gitti.
Translate from Turkish to English

Tom annesini çok sevdi.
Translate from Turkish to English

Tom sorunları için annesini suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom eğildi ve annesini öptü.
Translate from Turkish to English

Leyla, annesini görmek için cennete gitmek istedi.
Translate from Turkish to English

Leyla hayatını boyunca annesini öldürmeyi hayal etti.
Translate from Turkish to English

Sami hamile annesini öldürdü.
Translate from Turkish to English

Sami hamile annesini katletti.
Translate from Turkish to English

Sami kendi annesini öldürdü.
Translate from Turkish to English

Sami annesini öldürmeye yardım etti.
Translate from Turkish to English

Onlar ayrıca Snow White'ın dinsiz üvey annesini de davet ettiler.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin annesini oldukça korkutucu buluyor.
Translate from Turkish to English