Turkish example sentences with "yarın"

Learn how to use yarın in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bence yarın yağmur yağmayacak.

Yarın burada olacağım.

Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.

Onların düğünleri yarın olacak.

Yarın benim doğum günüm.

Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.

Bogdan yarın orada olacağını söyledi.

Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.

Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.

Yarın akşam bir partimiz var.

Onu yarın yapacağım.

Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.

O yarın futbol oynayacak.

Yarın kar yağacak.

Yarın burada bir toplantımız olacak.

Uyumalıyım! Yarın derslerim var.

Yarın muhtemelen kar yağacak.

Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

Yarın meşgul olmayacağım.

Yarın geri dönecek.

Yarın öğleden sonra tenis oynamayacak mısın?

Yarın öğleden sonra hareket ediyoruz.

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

Yarın partiye gelecek misin?

Yarın gelecek misin?

Yarın gelmeye niyetli misin?

O yarın Paris'e varacak.

Yarın Birleşik Devletlere gidiyorum.

Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.

Yarın gece saat dokuzda birlikte buluşacağız.

Yarın derse gelmez.

Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?

Yarın Tokyo'ya gideceğim.

Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.

Yarın bir sınavım var.

Onu yarın ziyâret edeceğim.

Yarın evde olacağım.

Babam yarın eve geliyor.

Yarın sabah beni arayacağından emin ol.

Yarın buluşuyor muyuz?

Yarın pazar.

Yarın görüşmek üzere.

Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.

Erkek kardeşim yarın sabah geliyor.

Bugün Pazartesi ve yarın Salı olacak.

Şimdi ne kadar çok yaparsan, yarın o kadar az yaparsın.

Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.

Futbol oyunu yarın.

Yarın nehirde yıkanmaya gideceğiz.

Yarın kar yağıyor olacak.

Yarın dersler başlıyor.

Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.

Yarın meşgulüm, senin yerine gelemem.

Yarın hava tahminine göre kar yağacak.

O, yarın Tokyo'ya hareket edecek.

Yarın Los Angeles'a uçuyoruz.

Yarın Osaka Kalesi'ne bir okul gezisine gidiyoruz.

Yarın istasyonun önünde onu göreceğiz.

O yarın öğleden sonra ayrılacak.

Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.

O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.

O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.

Sadece yarın sabah altıda burada olmak zorundasın.

Yarın yağmur yağarsa, ben sadece evde kalacağım.

Yarın dışarı çıkıyor musun?

Ben yarın alışverişe gideceğim.

Ben yarın evde kalacağım.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağız.

Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

Yarın okula geç kalmayın.

Yarın Noel.

Yarın okula gideceksin.

Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın.

Yarın bu odayı kullanmana izin verilecek.

Yarın okula gitmesen iyi olur.

Yarın Amerika'ya gidiyorum.

Yarın bahçe partisi vereceğiz.

Yarın Bay Smith'i ziyaret edeceğiz.

Biz yarın öğleden sonra parkta tekrar buluşacağız.

Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.

Biz yarın beyzbol oynayacağız.

Babam yarın sabah bana lezzetli bir yemek pişirecek.

Yarın boş olup olmadığını bilmek istiyorum.

Yarın oraya gitmek zorunda.

Yarın size gelecek.

Yarın tenis oynayacak.

Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.

O, yarın öğleden sonra beni görmeye geliyor.

Yarın öğleden sonra gelebilir.

O, yarın öğleden sonra tenis oynuyor olacak.

Yarın köye gidiyorum.

Yarın ona soracağım.

Yarın meşgul olacaksın.

Yarın çalışacak mısın?

Onu yarın görebileceksin.

Yarın ondan haber alabileceksin.

Yarın okula gidiyor musun?

Yarın sahile gidebilir misin?

Also check out the following words: yeterince, ilkesine, aykırıdır, sembolü, hidrojeni, ifade, eder, Uzaylı, öğretmeniyle, evlenen.