Turkish example sentences with "annesine"

Learn how to use annesine in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.

Bebeğin kendi annesine ihtiyacı vardır.

Tıpkı annesine benziyor.

Marie annesine yardım ediyor.

O, annesine mektuplar yazar.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

O annesine çok benziyor.

Babası öldükten sonra annesine baktı.

Fred annesine uzun bir mektup yazdı.

O, genç olduğu için, hasta büyük annesine özveriyle hizmet etti.

O, her gün annesine yazmayı başarır.

O, kütüphanede annesine doğru koştu.

O, annesine benzer.

Tom, eski bir aile fotoğrafı sayısallaştırdı ve onu annesine e-postayla gönderdi.

O, yaşlı annesine baktı.

Tom dün annesine yardımcı oldu mu?

Onun annesine karşı çok kaba olduğu için, Tom Mary'den özür dilemeli.

Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.

Tom hasta annesine baktı.

Tom bu gece adamlarla içmek için dışarı çıkamaz. O evde kalmak ve annesine bakmak zorunda.

Çocuk annesine tutunuyor.

O, her ay annesine yazmaktan geri kalmaz.

Tom annesine bir Anneler Günü kartı göndermeyi neredeyse asla unutmaz.

Brian ev ödevini annesine yaptırır.

Emi annesine bir elbise yaptırdı.

Mary pişirmede annesine yardım etti.

Mary annesine yardım ediyor.

Alice, kitabı nerede bulacağını bilmediğinden, onun nerede olduğunu annesine sordu.

Mary annesine daha sık yardım edeceğine söz verdi.

Mary gerçekten annesine benziyor.

Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.

O, annesine benziyor.

Mary annesine benziyor.

O, annesine yardım etmeli.

O, annesine biraz benzer.

Bebek annesine benziyor.

O, hasta annesine hizmet ediyor.

O, hasta annesine baktı.

Erkek çocuk annesine bir soru sordu.

O, yakından annesine benziyor.

O, ara sıra annesine yazar.

O kız, annesine benziyor.

O, annesine yardım etmiyordu.

Kız annesine benziyordu.

Kız annesine benzemektedir.

Meg tam annesine benziyor.

Şu kız annesine benziyor.

Annesine iyi geceler öpücüğü verdi.

Tom Mary'ye annesine bir Noel hediyesi alabilmesi için biraz para verdi.

Gerçekten annesine benziyor.

Bebek tam annesine benziyordu.

Bütün gece annesine nezaret etti.

O çocuk annesine sarılıyordu.

Kendini hasta annesine adadı.

Annesine benzediğini düşünmüyorum.

O, annesine hiç benzemiyor.

Ona yakında annesine yazmayı hatırlattı.

Annesine her zaman haftada bir mektup yazar.

Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.

Duyduklarını annesine tekrarladı.

Bebek bakımında annesine yardım etti.

O, annesine çok fazla benziyor.

Bebek tıpkı annesine benziyordu.

Okuldan eve döndüğünde mutfakta annesine yardım etmeye başladı.

Tom babasının annesine yanına gömülmesini istiyor.

Kısa süre önce yeni kız arkadaşını annesine tanıttı.

Onun annesine söyledin mi?

Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun?

Tom anneler günü için muhtemelen annesine biraz çiçek alacak.

Tom annesine doğum gününde çiçekler gönderdi.

Tom'un annesine mi benzediğini düşünüyorsun?

Annesine benzediğini sanmıyorum.

Aniden annesine bir mektup yazmaya başladı.

Bebeğin annesine çiçek gönderdim.

O, annesine benzemiyor.

Annesine söyledin mi?

O, bazen annesine yardım eder.

Susan ev işi yapmaktan nefret eder ama bu sabah annesine mutfakta yardım ediyor.

Tom bazen mutfakta annesine yardım eder.

Dün Tom annesine yardım etti mi?

Tom annesine çiçekler gönderdi.

O, annesine çekmiş.

Mary annesine çekmiş.

Susan gerçekten annesine çekmiş.

Dick görünüm olarak annesine çekmiş.

O, annesine bakmak zorunda.

Tom annesine saat 6.30'da onu uyandırmasını hatırlattı.

O, her hafta annesine yazmayı asla unutmaz.

Tom bir anneler günü tebrik kartını annesine göndermeyi neredeyse asla unutmaz.

Annesine bakarak gülümsedi.

Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.

Tom kazandığı her şeyi annesine verdi.

Annesine benziyor.

Bebek annesine benzer.

Tom akşam yemeğinde annesine yardımcı oluyor.

O, annesine benzemez.

Tom Mary’yi annesine götürdü.

Tom her hafta annesine bir mektup yazar.

O, yaşlı annesine bakıyor.

Tom ne kadar meşgul olursa olsun, en az haftada bir kez annesine e-posta yazmayı asla unutmaz.

O, annesine bir mektup yazıyor.

Also check out the following words: ünlüdür, Code, Lyoko'yu, izlemek, hoşuma, yemek, Jack, Beypiliç'in, tavuk, etini.