Learn how to use arkasında in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Evimin arkasında bir kilise var.
Translate from Turkish to English
Bahçe evin arkasında.
Translate from Turkish to English
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
Translate from Turkish to English
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
Translate from Turkish to English
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
Translate from Turkish to English
Direksiyonun arkasında daha rahat hissediyorum.
Translate from Turkish to English
Birisi duvarın arkasında duruyor.
Translate from Turkish to English
Ben anahtarı almış olsaydım, kapının arkasında duruyor olmazdım.
Translate from Turkish to English
Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.
Translate from Turkish to English
Tam benim yeni spor arabamın arkasında park edilmiş eski bir külüstür vardı.
Translate from Turkish to English
Siyah insanlar otobüsün arkasında oturmak ya da doluysa ayakta durmak zorunda kaldılar.
Translate from Turkish to English
Tom'un inandığı şeyin arkasında duracak cesareti olduğundan şüpheliyim.
Translate from Turkish to English
O, kapının arkasında kendini sakladı.
Translate from Turkish to English
Tom kapının arkasında saklanıyordu.
Translate from Turkish to English
Tom bir çalının arkasında saklanıyordu.
Translate from Turkish to English
Tom otelin arkasında park etmeyi başardı.
Translate from Turkish to English
Tom genellikle sınıfın arkasında oturur.
Translate from Turkish to English
Tom ofis binasının arkasında parketti.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin arabasının arkasında parketti.
Translate from Turkish to English
Tom'un arkasında saklı bir şeyi var.
Translate from Turkish to English
Söylediğinin arkasında olsan iyi olur.
Translate from Turkish to English
Tom kapının arkasında saklandı.
Translate from Turkish to English
O, kapının arkasında duruyordu.
Translate from Turkish to English
Şemsiyemi taksinin arkasında unuttum.
Translate from Turkish to English
O, sandalyenin arkasında durdu.
Translate from Turkish to English
O, annesinin arkasında durdu.
Translate from Turkish to English
Perdenin arkasında kim saklanıyor?
Translate from Turkish to English
Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.
Translate from Turkish to English
Çantalar onun arkasında yığıldı.
Translate from Turkish to English
Güneş bir bulutun arkasında kayboldu.
Translate from Turkish to English
Tom arkasında bazı belgeler sakladı.
Translate from Turkish to English
Çocuklar evin arkasında oynuyorlar.
Translate from Turkish to English
Tom'un elleri arkasında bağlıydı.
Translate from Turkish to English
Çocuk büyük bir ağacın arkasında saklanıyordu.
Translate from Turkish to English
Ahır çiftlik evinin tam arkasında.
Translate from Turkish to English
Tiyatronun arkasında bir otopark var.
Translate from Turkish to English
Evimin arkasında küçük bir gölet var.
Translate from Turkish to English
Evin arkasında bırakılan kedisini düşündü.
Translate from Turkish to English
Trenin arkasında oturmak zorunda kalacağız.
Translate from Turkish to English
Tiyatroda çok uzun boylu bir adamın arkasında oturdum.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi motosikletinin arkasında hastaneye götürdü.
Translate from Turkish to English
Bay Fuji arkasında dört çocuk bırakarak öldü.
Translate from Turkish to English
Çocuklar evin arkasında oynuyor.
Translate from Turkish to English
Luciano'nun arkasında topluluk olabilir fakat o hâlâ acemi bir çaylak.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin arkasında durdu.
Translate from Turkish to English
Perdenin arkasında saklandığını biliyorum.
Translate from Turkish to English
Tom'un bunun arkasında olduğunu bilmeliydim.
Translate from Turkish to English
Tom arkasında bir şey tutuyor.
Translate from Turkish to English
Tom bunun arkasında.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin arkasında.
Translate from Turkish to English
Bu işin arkasında başka bir şey var düzgün bakın.
Translate from Turkish to English
Tom'un arkasında birisi var.
Translate from Turkish to English
Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı.
Translate from Turkish to English
Ambarın arkasında saklanıyorum.
Translate from Turkish to English
Onlar arabanın arkasında öpüştüler.
Translate from Turkish to English
Bunun arkasında kimin olduğunu bulmalıyım.
Translate from Turkish to English
Kanepenin arkasında cüzdanını buldum.
Translate from Turkish to English
Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey vardır.
Translate from Turkish to English
Tom parmaklıkların arkasında olmalı.
Translate from Turkish to English
Tom fen dersinde Mary'nin arkasında oturur.
Translate from Turkish to English
Bunun arkasında olduğunuzu biliyordum.
Translate from Turkish to English
Tom'un arkasında duran kadını görebiliyor musun? O, Mary.
Translate from Turkish to English
Tom bir ağacın arkasında saklanıyordu.
Translate from Turkish to English
Tom babasının arkasında saklanmaya çalıştı.
Translate from Turkish to English
Evimizin arkasında bir kulübe var.
Translate from Turkish to English
Tom kapının yanındaki sınıfın arkasında oturmayı seviyor.
Translate from Turkish to English
Polis Tom'a devriye arabasının arkasında oturmasını söyledi.
Translate from Turkish to English
Onlar bana otobüsün arkasında oturmam gerektiğini söylediler.
Translate from Turkish to English
Tom kızakta Mary'nin arkasında oturdu.
Translate from Turkish to English
Bunu kilerin arkasında buldum.
Translate from Turkish to English
Evimizin arkasında bir bahçe var.
Translate from Turkish to English
Evimin arkasında bir bahçe var.
Translate from Turkish to English
Şu yeşil arabanın arkasında, kırmızı bir römork takılı.
Translate from Turkish to English
Bu işin arkasında Tom'un olduğuna emin misin?
Translate from Turkish to English
Tiyatroda çok uzun bir kişinin arkasında oturdum.
Translate from Turkish to English
İtfaiyeciler, yangını binanın arkasında kontrol altına alabildiler.
Translate from Turkish to English
Her harika bir erkeğin arkasında harika bir kadın vardır.
Translate from Turkish to English
Sinemanın arkasında bir park var.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin kapının arkasında saklandığını gördü.
Translate from Turkish to English
Bütün bunların arkasında senin olduğunu bilmeliydim.
Translate from Turkish to English
Bu işin arkasında kim olduğunu öğrenmek istemez miydin?
Translate from Turkish to English
Tom'un elleri arkasında bağlı.
Translate from Turkish to English
Sanırım aradığın şey dolabın arkasında.
Translate from Turkish to English
Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey var.
Translate from Turkish to English
Evin arkasında bir bahçe var.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin arkasında bir şey gördü.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin arkasında duruyordu.
Translate from Turkish to English
Tom kapının arkasında eğildi.
Translate from Turkish to English
Tom arkasında bir şey bıraktı mı?
Translate from Turkish to English
Onun arkasında ne olduğunu bilmek istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin bu sabah okul binasının arkasında şarkı söylediğini duyduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Ya o gerçekten iyi yapıyor ya da her şeyi tebessümünün arkasında saklayabiliyor.
Translate from Turkish to English
Tom uzun süredir demir parmaklıkların arkasında.
Translate from Turkish to English
Tom çalışmalarının arkasında.
Translate from Turkish to English
Tom odanın arkasında duruyor.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin arkasında yürüyor.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin tam arkasında duruyor.
Translate from Turkish to English
Tom tam Mary'nin arkasında duruyor.
Translate from Turkish to English
Tom arkasında bir ses duydu.
Translate from Turkish to English
Aslında Dünya Savaşları'nın arkasında olan millet kimdi?
Translate from Turkish to English
O kapının arkasında ne var?
Translate from Turkish to English