Turkish example sentences with "kilise"

Learn how to use kilise in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Evimin arkasında bir kilise var.

En yakın kilise nerede?

Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.

Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Tepedeki o kilise çok eskidir.

Tepenin üstünde güzel bir kilise duruyor.

Onu kilise tarafında mezarlıkta gömdüler.

Kilise caddenin diğer tarafındadır.

Fare ne kadar hızlı olursa, kilise mezarlığı o kadar büyük olur.

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.

Tom bir kilise korosunda şarkı söyler.

Bu kilise kaç yıllık?

O kilise kaç yıllık?

Kilise çanını her sabah duyabiliriz.

Kilise çanları çalıyor.

Burada bir kilise vardı.

Biz orada bir kilise görebiliriz.

Evimin yanında bir kilise var.

Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.

Kilise 1173 yılına kadar uzanmaktadır.

Caddenin karşı tarafında bir kilise vardır.

Bu kasabada eski bir kilise var.

Kilise caddenin hemen karşısında.

Bu, evlendiğimiz kilise.

Bu kilise 12.yüzyılda inşa edilmiştir.

Kilise için bağış topluyorlar.

Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.

O bir kilise.

Bir kilise faresi gibi yoksul.

Kilise bir dağın eteğindedir.

Tom kilise duvarına yaslanıyordu.

Burada bir zamanlar bir kilise vardı.

Kilise gereksizdir.

En yakın kilise nerede bana söyleyebilir misin?

Mary kilise korosunda şarkı söylüyor.

Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.

Freskler kilise duvarını süslüyor.

Kartpostalda bir kilise görebilirsin.

Kilise çanı saat üçte çalardı.

Kilise evlilikten önce seksten uzak durmayı öğretir.

Tom kilise korosunda şarkı söyler.

Bu haritaya göre, burada bir kilise vardı.

Kilise ibadet edilen bir yerdir.

Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.

Bu kilise yüzlerce yıl önce inşa edilmiştir.

Kilise benim evimle seninki arasındadır.

Geleneksel bir kilise düğünümüz vardı.

Hollanda kenti Maastricht'te 53 tane kilise olması gerekir, ama onlardan bazıları zaten mağaza, kafe ya da müze olarak kullanılır.

Daha büyük kilise organları insanların duymadığı vücutlarında titreşim olarak hissettiği ses ötesi kullanıyor.

Bu kilise ne zaman yapıldı?

Bu ne tür kilise?

Kilise şehrin kenarında yer almaktadır.

Kilise şehrin kenarında bulunmaktadır.

Kilise liderleri suçlamayı reddetti.

Kilise tıka basa doluydu.

Kilise çanlarını duyduk.

Kilise hala ayakta duruyor. Her şey tahrip edildi.

O bir kilise faresi kadar yoksuldur.

Dan, kilise ve devletin birbirlerinden ayrılmasını savunur.

Orada büyük bir kilise olduğunu biliyorum.

Bu kilise top ateşiyle yıkılmıştı.

Kilise çanı çalıyor.

Eski kilise şehrin kuzey kısmında yerleşik.

O, sabah kilise hizmetine katılamadı.

Tom kilise faresi gibi zayıftı.

Kilise on beşinci yüzyılda inşa edilmiştir.

Ben kilise ile ilgili fotoğraflarınızı sevdim.

Eczane yakınında sola dönmeyi unutma ve sağda büyük bir kilise göreceksin.

Bu kilise çok ünlü ve güzel bir yerdir.

Burada büyük bir kilise olduğunu biliyorum.

Kilise bir tepenin üzerinde duruyor.

Kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

Kilise tepe üzerindedir.

O kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

Ben kilise çanlarının sesini seviyorum.

Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.

Biz buradan kilise çanını duyuyoruz.

Dedem her pazar günü kilise ayinine gider.

Tom kilise korosunda şarkı söyledi.

Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir.

Bütün kilise çanları beraber çalmaya başladı.

Papaz kilise tarafından beslenir.

Bu nedir? Bu bir kilise.

Marilla o gün her zamanki gibi kilise için ametist broşunu taktı.

Marilla her zaman kilise için ametist broşunu takar.

Kilise, tepenin eteklerinde.

Bu kilise 12. yüzyıldan kalmadır.

Kilise kalabalıktı.

Kilise çiçeklerle güzelce dekore edildi.

Kendimi kilise içinde gibi hissettim.

Kilise katılımı düştü.

Kilise onlara kutsal yer teklif etti.

Kilise onlara ibadethane önerdi.

Kilise, Sami'nin ikinci adıydı.

Bu kilise 13. yüzyıla tarihleniyor.

Kilise nerede?

Üç yıl kilise korosunda şarkı söyledim.

Kilise onarım için kapalıdır.

Bir kilise pikniğine gidiyoruz.

Sami bir kilise üyesiydi.

Kilise köyün ortasındadır.

Also check out the following words: gençler, arasında, iyi, biliniyor, davetiye, aldım, Matsuyama'da, doğup, büyüdüm, Düşmanla.