Turkish example sentences with "kilise"

Learn how to use kilise in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Evimin arkasında bir kilise var.
Translate from Turkish to English

En yakın kilise nerede?
Translate from Turkish to English

Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Translate from Turkish to English

Tepedeki o kilise çok eskidir.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstünde güzel bir kilise duruyor.
Translate from Turkish to English

Onu kilise tarafında mezarlıkta gömdüler.
Translate from Turkish to English

Kilise caddenin diğer tarafındadır.
Translate from Turkish to English

Fare ne kadar hızlı olursa, kilise mezarlığı o kadar büyük olur.
Translate from Turkish to English

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.
Translate from Turkish to English

Tom bir kilise korosunda şarkı söyler.
Translate from Turkish to English

Bu kilise kaç yıllık?
Translate from Turkish to English

O kilise kaç yıllık?
Translate from Turkish to English

Kilise çanını her sabah duyabiliriz.
Translate from Turkish to English

Kilise çanları çalıyor.
Translate from Turkish to English

Burada bir kilise vardı.
Translate from Turkish to English

Biz orada bir kilise görebiliriz.
Translate from Turkish to English

Evimin yanında bir kilise var.
Translate from Turkish to English

Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.
Translate from Turkish to English

Kilise 1173 yılına kadar uzanmaktadır.
Translate from Turkish to English

Caddenin karşı tarafında bir kilise vardır.
Translate from Turkish to English

Bu kasabada eski bir kilise var.
Translate from Turkish to English

Kilise caddenin hemen karşısında.
Translate from Turkish to English

Bu, evlendiğimiz kilise.
Translate from Turkish to English

Bu kilise 12.yüzyılda inşa edilmiştir.
Translate from Turkish to English

Kilise için bağış topluyorlar.
Translate from Turkish to English

Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.
Translate from Turkish to English

O bir kilise.
Translate from Turkish to English

Bir kilise faresi gibi yoksul.
Translate from Turkish to English

Kilise bir dağın eteğindedir.
Translate from Turkish to English

Tom kilise duvarına yaslanıyordu.
Translate from Turkish to English

Burada bir zamanlar bir kilise vardı.
Translate from Turkish to English

Kilise gereksizdir.
Translate from Turkish to English

En yakın kilise nerede bana söyleyebilir misin?
Translate from Turkish to English

Mary kilise korosunda şarkı söylüyor.
Translate from Turkish to English

Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.
Translate from Turkish to English

Freskler kilise duvarını süslüyor.
Translate from Turkish to English

Kartpostalda bir kilise görebilirsin.
Translate from Turkish to English

Kilise çanı saat üçte çalardı.
Translate from Turkish to English

Kilise evlilikten önce seksten uzak durmayı öğretir.
Translate from Turkish to English

Tom kilise korosunda şarkı söyler.
Translate from Turkish to English

Bu haritaya göre, burada bir kilise vardı.
Translate from Turkish to English

Kilise ibadet edilen bir yerdir.
Translate from Turkish to English

Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.
Translate from Turkish to English

Bu kilise yüzlerce yıl önce inşa edilmiştir.
Translate from Turkish to English

Kilise benim evimle seninki arasındadır.
Translate from Turkish to English

Geleneksel bir kilise düğünümüz vardı.
Translate from Turkish to English

Hollanda kenti Maastricht'te 53 tane kilise olması gerekir, ama onlardan bazıları zaten mağaza, kafe ya da müze olarak kullanılır.
Translate from Turkish to English

Daha büyük kilise organları insanların duymadığı vücutlarında titreşim olarak hissettiği ses ötesi kullanıyor.
Translate from Turkish to English

Bu kilise ne zaman yapıldı?
Translate from Turkish to English

Bu ne tür kilise?
Translate from Turkish to English

Kilise şehrin kenarında yer almaktadır.
Translate from Turkish to English

Kilise şehrin kenarında bulunmaktadır.
Translate from Turkish to English

Kilise liderleri suçlamayı reddetti.
Translate from Turkish to English

Kilise tıka basa doluydu.
Translate from Turkish to English

Kilise çanlarını duyduk.
Translate from Turkish to English

Kilise hala ayakta duruyor. Her şey tahrip edildi.
Translate from Turkish to English

O bir kilise faresi kadar yoksuldur.
Translate from Turkish to English

Dan, kilise ve devletin birbirlerinden ayrılmasını savunur.
Translate from Turkish to English

Orada büyük bir kilise olduğunu biliyorum.
Translate from Turkish to English

Bu kilise top ateşiyle yıkılmıştı.
Translate from Turkish to English

Kilise çanı çalıyor.
Translate from Turkish to English

Eski kilise şehrin kuzey kısmında yerleşik.
Translate from Turkish to English

O, sabah kilise hizmetine katılamadı.
Translate from Turkish to English

Tom kilise faresi gibi zayıftı.
Translate from Turkish to English

Kilise on beşinci yüzyılda inşa edilmiştir.
Translate from Turkish to English

Ben kilise ile ilgili fotoğraflarınızı sevdim.
Translate from Turkish to English

Eczane yakınında sola dönmeyi unutma ve sağda büyük bir kilise göreceksin.
Translate from Turkish to English

Bu kilise çok ünlü ve güzel bir yerdir.
Translate from Turkish to English

Burada büyük bir kilise olduğunu biliyorum.
Translate from Turkish to English

Kilise bir tepenin üzerinde duruyor.
Translate from Turkish to English

Kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.
Translate from Turkish to English

Kilise tepe üzerindedir.
Translate from Turkish to English

O kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.
Translate from Turkish to English

Ben kilise çanlarının sesini seviyorum.
Translate from Turkish to English

Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
Translate from Turkish to English

Biz buradan kilise çanını duyuyoruz.
Translate from Turkish to English

Dedem her pazar günü kilise ayinine gider.
Translate from Turkish to English

Tom kilise korosunda şarkı söyledi.
Translate from Turkish to English

Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir.
Translate from Turkish to English

Bütün kilise çanları beraber çalmaya başladı.
Translate from Turkish to English

Papaz kilise tarafından beslenir.
Translate from Turkish to English

Bu nedir? Bu bir kilise.
Translate from Turkish to English

Marilla o gün her zamanki gibi kilise için ametist broşunu taktı.
Translate from Turkish to English

Marilla her zaman kilise için ametist broşunu takar.
Translate from Turkish to English

Kilise, tepenin eteklerinde.
Translate from Turkish to English

Bu kilise 12. yüzyıldan kalmadır.
Translate from Turkish to English

Kilise kalabalıktı.
Translate from Turkish to English

Kilise çiçeklerle güzelce dekore edildi.
Translate from Turkish to English

Kendimi kilise içinde gibi hissettim.
Translate from Turkish to English

Kilise katılımı düştü.
Translate from Turkish to English

Kilise onlara kutsal yer teklif etti.
Translate from Turkish to English

Kilise onlara ibadethane önerdi.
Translate from Turkish to English

Kilise, Sami'nin ikinci adıydı.
Translate from Turkish to English

Bu kilise 13. yüzyıla tarihleniyor.
Translate from Turkish to English

Kilise nerede?
Translate from Turkish to English

Üç yıl kilise korosunda şarkı söyledim.
Translate from Turkish to English

Kilise onarım için kapalıdır.
Translate from Turkish to English

Bir kilise pikniğine gidiyoruz.
Translate from Turkish to English

Sami bir kilise üyesiydi.
Translate from Turkish to English

Kilise köyün ortasındadır.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kapatın, Erken, Ortaçağ, cam, üretimi, Roma, teknolojisinin, devamı, mıdır, anlamak.