Turkish example sentences with "çalıştı"

Learn how to use çalıştı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Şu köpek elimi ısırmaya çalıştı.

Bob Johnson insanları Afrika'daki durumun ciddiyetine vardırmaya çalıştı

Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.

Paula bugünkü sınav için çalıştı mı?

Kendini öldürmeye çalıştı.

O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.

O, kendi kendine çalıştı.

O, kendisi çalıştı.

O solo çalıştı.

O solo olarak çalıştı.

O tek başına çalıştı.

O tek çalıştı.

O tek olarak çalıştı.

Etki küresini büyütmeye çalıştı.

Daha önce beş fabrikada çalıştı.

O, konuşmayı komşular hakkındaki dedikodu ile tatlandırmaya çalıştı.

O, para biriktirmek için kendi planını uygulamaya çalıştı.

O, sabahtan akşama kadar çalıştı.

O, demiryolunu kavramaya çalıştı.

O, İşi zamanında yaptırabilmek için bütün gece çalıştı.

O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti.

Jim sınava hazırlanırken gece yarılarına kadar çalıştı.

Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.

O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.

McClellan Lincoln'un korkularını yatıştırmak için çalıştı.

Hile çok güzel çalıştı.

Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı.

Öğretmenin söylediği her kelimeyi not etmeye çalıştı.

Ağlamamaya çalıştı.

Heyecanlı kadın kazayı bir nefeste açıklamaya çalıştı.

Roger bulabildiği herhangi bir işte gün boyunca çalıştı.

Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.

O, bu on yıl boyunca barış için çok çalıştı.

O, üniversitede öğrenim yapabilmek için kısa-süreli bir işte çalıştı.

Amy geçen Cumartesi bahçede çalıştı.

Kapıya doğru yöneldi ve kaçmaya çalıştı.

John her zaman Lincoln örneğine uyarak yaşamaya çalıştı.

O, oğlunun sigara içme alışkanlığı kırmaya çalıştı.

Üniversitemizden mezun olan her öğrenci anadili İngilizce olan biriyle en az iki yıl İngilizce çalıştı.

Fred kapıya ulaşmaya çalıştı fakat yolda masa vardı.

Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

Tom Mary'yi John'un partisine gitmesi için ikna etmeye çalıştı.

Tom Mary'yi John'a yardım ettirmeye çalıştı.

Tom, Mary ve John'un finansal durumlarını tartışmalarını dinlememeye çalıştı.

Tom bir deli gibi çalıştı.

Tom çok çalıştı ama sınavda başarısız oldu.

Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.

Tom işte tek başına çalıştı.

Tom Boston'da bir yapı şirketi için çalıştı.

Tom küçük bir kasabada yetişmesine rağmen Boston'da yaşamaya çalıştı.

O birkaç kez sigarayı bırakmak için çalıştı, ancak başarısız oldu.

O, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.

Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.

Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.

Tom lezzetli görünümlü eti kör bir bıçakla kesmeye çalıştı.

Tom üniversiteye girebilsin diye çok çalıştı.

Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.

Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.

Tom günün daha iyi bir kısmı boyunca rapor üzerinde çalıştı.

Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.

Bir doktor, onun sırtındaki mermiyi çıkarmaya çalıştı.

Bir doktor, başkanın kafasındaki kurşunu çıkarmaya çalıştı.

Onlar güvenle yüzmeye çalıştı.

Tom şafaktan alacakaranlığa kadar çalıştı.

Devam edemeyecek kadar yoruluncaya kadar Tom çalıştı.

Tom başka herhangi birinden daha çok çalıştı.

Tom o projede üç hafta çalıştı.

Tom bir benzin istasyonu görevlisi olarak çalıştı.

Tom Mary'ye nasıl briç oynanacağını öğretmeye çalıştı.

Tom ayağa kalkmaya çalıştı fakat kalkamadı.

Tom konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.

Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.

Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.

Tom sanat müzesini en son ne zaman ziyaret ettiğini hatırlamaya çalıştı.

Tom en son ne zaman Mary ile birlikte şarap içtiğini hatırlamaya çalıştı.

Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.

Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.

Tom Mary'nin polise gitmesini engellemeye çalıştı.

Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi.

Tom gözyaşlarını tutmaya çalıştı.

Tom tüm krediyi kapmaya çalıştı.

Tom biletini Mary'ye ödettirmeye çalıştı.

Tom ev ödevini onun için Mary'ye yaptırmaya çalıştı.

Tom işlerini Mary'ye yaptırmaya çalıştı.

Tom Mary'ye önerimizi kabul ettirmeye çalıştı.

Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.

Tom işi yapacak başka birini bulmaya çalıştı.

Tom cevabı tek başına bulmaya çalıştı.

Tom bilmeceyi nasıl çözeceğini Mary'ye açıklamaya çalıştı.

Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.

Tom duşun sıcaklığını ayarlamaya çalıştı.

Tom dün kesinlikle çok çalıştı.

Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.

O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.

O, görevini yapmak için çalıştı.

Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.

O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.

Also check out the following words: tökezleyebilir, ters, eğerler, fakatlar, çerez, olsalar, neşeli, Ayırdedilebilir, işlev, süreklidir.