Turkish example sentences with "anne"

Learn how to use anne in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

İyi geceler, anne.
Translate from Turkish to English

O, anne babasının sözünü dinler.
Translate from Turkish to English

O, anne babasına sadıktır.
Translate from Turkish to English

O, anne babasına itaatkardır.
Translate from Turkish to English

Anne her zaman sabahları erken kalkar.
Translate from Turkish to English

Anne mutfakta yiyor.
Translate from Turkish to English

Anne ve baba çocuklarına yalan söylemenin yanlış olduğunu öğretir.
Translate from Turkish to English

Onlar her zaman anne ve babalarına itaat etmiyorlar.
Translate from Turkish to English

Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
Translate from Turkish to English

Anne, onu nasıl yapacağını hâlâ hatırlıyor musun?
Translate from Turkish to English

Anne pastayı üç parçaya böldü.
Translate from Turkish to English

O, anne ve babası tarafından iyi yetiştirildi.
Translate from Turkish to English

O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
Translate from Turkish to English

O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi.
Translate from Turkish to English

Onun anne ve babasına büyük sevgisi var.
Translate from Turkish to English

O anne ve babasına derinden bağlıdır.
Translate from Turkish to English

O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.
Translate from Turkish to English

Anne geçen Pazar bana güzel bir elbise aldı.
Translate from Turkish to English

Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Anne az önce alışverişe gitti.
Translate from Turkish to English

Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
Translate from Turkish to English

Anne mağazaya alışverişe gitti.
Translate from Turkish to English

Anne akşam yedide evde olmamız gerektiğinde ısrar ediyor.
Translate from Turkish to English

Anne bir bıçakla peyniri kesti.
Translate from Turkish to English

Anne bir somun ekmek aldı.
Translate from Turkish to English

Anne biraz ekmek almak için şehre gitti.
Translate from Turkish to English

Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.
Translate from Turkish to English

Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.
Translate from Turkish to English

Anne üniversitedeki kızını özledi.
Translate from Turkish to English

Anne iki şişe portakal suyu aldı.
Translate from Turkish to English

Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
Translate from Turkish to English

Anne, çocuğunu kucağına aldı.
Translate from Turkish to English

Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.
Translate from Turkish to English

Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
Translate from Turkish to English

Anne geçen Perşembeden beri hastadır.
Translate from Turkish to English

Anne kedi yavrularını korudu.
Translate from Turkish to English

Mary'nin anne ve babası onun yaz planlarını veto etti.
Translate from Turkish to English

Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.
Translate from Turkish to English

Ben iyi bir anne değildim.
Translate from Turkish to English

O, anne ve babasının onu izlediğini fark etti.
Translate from Turkish to English

O, anne ve babasının onu seyrettiğinin farkında oldu.
Translate from Turkish to English

Neden Amerikalı anne ve babalar çocuklarını övüyorlar?
Translate from Turkish to English

Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
Translate from Turkish to English

Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
Translate from Turkish to English

Tom hâlâ anne ve babasına bağlıdır
Translate from Turkish to English

Tom'un hatırlayabildiği kadarıyla, anne ve babası kiloluydu.
Translate from Turkish to English

Anne ve babasının her ikisi de iyi.
Translate from Turkish to English

Anne ve babası bir otel çalıştırıyor.
Translate from Turkish to English

Anne ve babası gezisinin lehinde idi.
Translate from Turkish to English

Anne ve babası onu bir yürüyüş için götürdüler.
Translate from Turkish to English

Anne ve babası her Pazar kiliseye giderler.
Translate from Turkish to English

Anne ve babasının dışında, hiç kimse şüpheliyi savunmadı.
Translate from Turkish to English

Anne niçin köpeği yıkıyor?
Translate from Turkish to English

Anne Henry'nin önerisini kabul etti.
Translate from Turkish to English

Kate Anne kadar uzun değil.
Translate from Turkish to English

Bob anne ve babasına nadiren yazar.
Translate from Turkish to English

Bob Anne ile konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.
Translate from Turkish to English

Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.
Translate from Turkish to English

Anne partimize gelmeyecektir.
Translate from Turkish to English

Anne, yüzmeye gidebilir miyim?
Translate from Turkish to English

Anne, bir parça iple üç kurşun kalemi bağladı.
Translate from Turkish to English

Onun anne ve babası öldü.
Translate from Turkish to English

O benim için bir anne gibidir.
Translate from Turkish to English

Anne bebeğini öptü.
Translate from Turkish to English

Anne tek başına yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Kate Anne kadar uzun değildir.
Translate from Turkish to English

Anne ve babasının her ikisi de iyiler.
Translate from Turkish to English

Anne Henry'nin teklifini kabul etti.
Translate from Turkish to English

Anne her gün evde kalır.
Translate from Turkish to English

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.
Translate from Turkish to English

Anne tavşan kendi vücudu ile yavrularını sıcak tutar.
Translate from Turkish to English

Anne bağırdı.
Translate from Turkish to English

Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
Translate from Turkish to English

Babam sana yardım etmemi söyledi, Anne.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini ne zaman yiyeceğiz, Anne?
Translate from Turkish to English

Anne bebeğini dudaklarından öptü.
Translate from Turkish to English

Anne babana benden selam söyle.
Translate from Turkish to English

Anne babanı mutlu etmelisin.
Translate from Turkish to English

John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı.
Translate from Turkish to English

Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum, Anne.
Translate from Turkish to English

Anne babası bebeklerine Akira adını verdi.
Translate from Turkish to English

Anne bebeğini yatağa yatırdı.
Translate from Turkish to English

Anne tarafında iki teyzesi var.
Translate from Turkish to English

Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Anne babası Almanya'dan geliyor.
Translate from Turkish to English

Anne tarafında üç kuzenim var.
Translate from Turkish to English

Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.
Translate from Turkish to English

Anne çocuklara sessiz olmalarını söyledi.
Translate from Turkish to English

İyi bir anne olmak sana göre ne anlama geliyor?
Translate from Turkish to English

Anne dövüşen çocukları ayırdı.
Translate from Turkish to English

Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.
Translate from Turkish to English

Meşgul anne çocuklara gitmelerini söyledi.
Translate from Turkish to English

Haftada bir kez anne oğlunun odasını denetler.
Translate from Turkish to English

Evdeyim, anne!
Translate from Turkish to English

Anne, kedi nerede?
Translate from Turkish to English

Anne, Tom bana vuruyor!
Translate from Turkish to English

O bekar bir anne.
Translate from Turkish to English

Tüm çocuklarını anne sütü ile beslediğin doğru mu?
Translate from Turkish to English

Anne hasta çocuğun sırtını ovaladı.
Translate from Turkish to English

Anne! Bana tuvalet kağıdını uzatabilir misin?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Ekmek, undan, Bira, şişeleri, camdan, The, Beatles, müzisyenden, oluşmuştur, Hitler.