Turkish example sentences with "aç"

Learn how to use aç in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Biraz kapıyı aç!

Aç ve susuzdum.

Işığı aç, lütfen.

Lütfen televizyonu aç.

Lütfen çantanı aç.

Karnım aç!

Radyoyu aç.

Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.

Gözlerini aç lütfen.

Lütfen, radyoyu aç.

Lütfen radyoyu aç.

Bebekler aç olduklarında ağlarlar.

O, bana aç olduğunu fısıldadı.

Bir köpek çok aç olduğu zaman, yemeğini bir çırpıda bitirir.

Lütfen klimayı aç.

Aç kuşlar kuş besleyiciden yiyorlardı.

Çok aç hissetmiyordum.

Sen ve Brenda aç değilsiniz.

Kapıyı biraz aç!

Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.

Şehir aç askerlerle doluydu.

Tom aç olmalı.

Kitabında sayfa dokuzu aç.

Gerçekten aç olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?

Ağzını aç!

Öğle yemeğinden en az bir saat önce, Tom her zaman aç hisseder.

Beth çok sıkı çalışmak zorunda kaldı, ve şimdi o aç ve bitkin.

Tom aç olamaz. O az önce akşam yemeği yedi.

Tom aç hissetti.

Aç değil misin?

Tom çok aç

Şimdi aç mısınız?

Onun aç bir görünümü vardı.

O aç görünüyordu.

Köpek aç görünüyor.

Lütfen bu kutuyu aç.

Ben her zaman aç hissediyorum.

Kapıyı aç, lütfen.

Ben hiç aç değilim.

Köpek aç olmalı.

Lütfen pencereyi aç.

Lütfen şişeyi aç.

Pencereyi aç lütfen.

Lütfen sesi aç.

Henüz çok aç değiliz.

Pencereyi aç, lütfen.

Radyonun sesini biraz aç.

O, aç olduğunu söyledi.

Şimdi çok aç olmalısın.

Ben hariç kimse aç değildi.

Tokmağı çevir ve kapıyı aç.

Uzun bir yürüyüşten sonra aç hissederim.

Sanırım kız arkadaşım aç çok sevimlidir.

Şişeyi aç.

Pencereyi aç ve odaya biraz temiz hava girsin, lütfen.

O aç görünüyor.

Pencereyi aç.

Lütfen aç gel.

Bill, kapıyı aç.

Lütfen kapıyı aç.

Hiç aç değilim.

Yol aç.

O bana aç olduğunu söyledi.

Kedimin girmesi için kapıyı aç.

Az önce yemek yedim bu yüzden aç değilim.

Konu onların aç olmasıdır.

Radyonun sesini aç. Duyamıyorum.

Ağzını aç ve gözlerini kapat.

Aç bebek ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

Bebek her zaman aç görünür.

Pencereyi aç da içeri biraz temiz hava girsin.

Aç çocuklar restorana doğru gitti.

Perdeleri aç ve güneş ışığı içeri girsin.

Işığı aç, bir şey göremiyorum.

Aç olduğu zaman hariç, kedim bana aldırmıyor.

Aç çocuklar masadaki her şeyi yedi.

Aç olamazsın. Akşam yemeğini henüz yedin.

O büyük bir akşam yemeği yedi. O aç olmalı.

Lütfen benim için kapıyı aç.

Kapıyı aç.

Aç mısın?

Aç değilim.

Gözlerini aç.

Yelkenleri aç.

Her zaman aç ve yorgun olmanın sonucu olarak, o köpek sonunda öldü.

Kurşun kalemini aç.

O aç gibi görünüyor.

Aç olduğunu umuyorum.

Ağzını geniş aç.

Gerçekten aç değilim.

Gözlerini dört aç!

Çok aç olduğum için biraz yiyecek çaldım.

Aç olmadığımı söyledim.

Kapıyı aç dedim.

Sadece çok aç değilim.

Tom'un aç olduğunu sanmıyorum.

Aç bırakılmak hoşuma gitmiyor.

İnsanlar aç kalsın olur mu?

Aç karna içilen çay beni daha da acıktırır annem bu kadar dikkatsiz mi?

Dünya'yı da seviyorum ve aç insanlar olduğunun farkındayım.

Aç olduğuna eminim.

Also check out the following words: tırtıl, harika, kelebek, kelebeğe, dönüşecek, Bugün, Beklemekten, başka, çare, Odada.