Learn how to use ağır in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif.
Translate from Turkish to English
Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.
Translate from Turkish to English
Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.
Translate from Turkish to English
Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.
Translate from Turkish to English
Ağır sorumluluğundan kurtuldu.
Translate from Turkish to English
Bunun gibi ağır sorumlulukları üstlenmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
Translate from Turkish to English
O ağır bavulu kendiniz taşıyabilir misiniz?
Translate from Turkish to English
Annem ağır hasta.
Translate from Turkish to English
O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.
Translate from Turkish to English
Rahip kilisede dua ederken insanlar ağır ağır içeri giriyorlardı.
Translate from Turkish to English
Rahip kilisede dua ederken insanlar ağır ağır içeri giriyorlardı.
Translate from Turkish to English
Tütünde ağır bir vergi vardır.
Translate from Turkish to English
O, kazada ağır yaralandı.
Translate from Turkish to English
Jane'in bu raketi benim dün aldığımdan biraz daha ağır.
Translate from Turkish to English
Benim evcil köpeğim ağır hastaydı.
Translate from Turkish to English
Bu o kadar ağır bir kutu ki onu taşıyamam.
Translate from Turkish to English
Onun sağlığı bu ağır göreve uygun değildir.
Translate from Turkish to English
Tom kafasından ağır bir darbe aldı.
Translate from Turkish to English
Tom'un ağır bir işyükü var.
Translate from Turkish to English
Tom ağır halterleri kaldırabilir.
Translate from Turkish to English
O kalabalığın arasında ağır ağır ilerledi.
Translate from Turkish to English
O kalabalığın arasında ağır ağır ilerledi.
Translate from Turkish to English
İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
Translate from Turkish to English
Sana yardım edeyim. Çantan ağır gözüküyor.
Translate from Turkish to English
Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
Translate from Turkish to English
Askerlerin ağır silahları vardı.
Translate from Turkish to English
Bu kitap ağır.
Translate from Turkish to English
Yarın ağır siklet şampiyonu ile karşılaşacak.
Translate from Turkish to English
Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
Translate from Turkish to English
O, yüzüme ağır bir darbe indirdi.
Translate from Turkish to English
Dr. Kim gelmeden önce bir hafta boyunca çocuğu ağır hasta olmuştu.
Translate from Turkish to English
O büyük, ağır bir adamdı.
Translate from Turkish to English
Bu kurşun kadar ağır.
Translate from Turkish to English
O bunun kadar ağır mıdır?
Translate from Turkish to English
Onun çantası ağır hasar gördü.
Translate from Turkish to English
Benim babam ağır sigara tiryakisi.
Translate from Turkish to English
Her ikisi de ağır yaralandı.
Translate from Turkish to English
Barney ağır şekilde yaralandı.
Translate from Turkish to English
Hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı?
Translate from Turkish to English
Douglas, kısa, ağır bir adamdı.
Translate from Turkish to English
Bu taş kaldırmak için çok ağır.
Translate from Turkish to English
O ağır, ama başedebilirim.
Translate from Turkish to English
Bu kutu çok ağır, bu yüzden onu taşıyamıyorum.
Translate from Turkish to English
Bu sabah ağır bir don vardı.
Translate from Turkish to English
Ağır çantayı sırtımda taşıdım.
Translate from Turkish to English
Lütfen bu ağır bagajda bana yardım et.
Translate from Turkish to English
Bacaklarımı ağır hissediyorum.
Translate from Turkish to English
O ağır yaralı değildi.
Translate from Turkish to English
Kutu taşınılmayacak kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
O eskisinden çok daha fazla ağır geliyor.
Translate from Turkish to English
Kulakları biraz ağır işittiği için biraz bağırman gerekebilir.
Translate from Turkish to English
O kadar ağır ki onu kaldıramıyorum.
Translate from Turkish to English
Çocuk ağır kanapeyi taşımaya çalıştı.
Translate from Turkish to English
Ağır eleştiriye maruz kaldı.
Translate from Turkish to English
Bu kutu taşıyamayacağım kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
Sahneyi ağır çekimde görmek istiyorum.
Translate from Turkish to English
Bu kitap o kitap kadar ağır değildir.
Translate from Turkish to English
Bu taş benim hareket ettiremeyeceğim kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
Dedem biraz ağır işitiyor.
Translate from Turkish to English
Bu taş benim kaldıramayacağım kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
Ağır çekim bir film izlemek gibiydi.
Translate from Turkish to English
Arabam kazada ağır hasar gördü.
Translate from Turkish to English
Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
O, raftan ağır kutuyu indirdi.
Translate from Turkish to English
Bu makine benim taşıyamayacağım kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
Tayfundan ötürü ağır hasar gördük.
Translate from Turkish to English
Ağır bagajı havaalanına çektim.
Translate from Turkish to English
Genç tek eliyle ağır kutuyu kaldırdı.
Translate from Turkish to English
Ağır vergi yükü altındaydılar.
Translate from Turkish to English
Bu bavul benim taşıyamayacağım kadar çok ağır.
Translate from Turkish to English
Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.
Translate from Turkish to English
O, ağır hasta ve iyileşmesi olasılığı yok.
Translate from Turkish to English
Kız ağır kutuyu tek elle kaldırdı.
Translate from Turkish to English
Ne ağır bir çanta!
Translate from Turkish to English
Bu yatak ağır.
Translate from Turkish to English
Çok fazla ağır.
Translate from Turkish to English
Bu kitap çok ağır.
Translate from Turkish to English
Bu masa ağır.
Translate from Turkish to English
Çantan ağır görünüyor.
Translate from Turkish to English
Onun kitapları daha ağır.
Translate from Turkish to English
Sen ağır hastasın.
Translate from Turkish to English
Bu kutu tek başıma kaldırabilmem için çok ağır.
Translate from Turkish to English
Ağır ama idare ederim.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den o kadar çok daha ağır değil.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den birkaç paund daha ağır.
Translate from Turkish to English
Ben ağır başlıyım.
Translate from Turkish to English
Tom ağır silahlı.
Translate from Turkish to English
Tom ağır hasta.
Translate from Turkish to English
Bunlar ağır.
Translate from Turkish to English
Bu çok ağır.
Translate from Turkish to English
Oldukça ağır.
Translate from Turkish to English
Sizin suçlamalarınız biraz ağır değil mi?
Translate from Turkish to English
Kutu ağır.
Translate from Turkish to English
Sepet çok ağır ama kaldırabilirim.
Translate from Turkish to English
Artık iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Translate from Turkish to English
O kadar da ağır değildi.
Translate from Turkish to English
Bu valizi taşıyamam. O çok ağır.
Translate from Turkish to English
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Translate from Turkish to English
Kitabım çok ağır.
Translate from Turkish to English
Bu televizyon çok ağır.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: sevmem, yemeğin, lezzetliydi, Henry, James, Amerika, doğumluydu, Sonunda, Nihayet, Havaalanı.