Turkish example sentences with "affedersiniz"

Learn how to use affedersiniz in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?

Affedersiniz, Xinqiao Restoranı buraya uzak mı?

Affedersiniz, bu kadın kim?

Affedersiniz.

Üzgünüm? Affedersiniz?

Tünaydın. Affedersiniz, Loretta'yı arıyorum.

Affedersiniz, saat kaç?

Affedersiniz, burası hangi yerdir.

Affedersiniz, ama postaneyi arıyorum

Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?

Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?

Affedersiniz, burası dolu mu?

Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?

Affedersiniz, yukarıdaki makaledeki üç hatayı göstermeme izin verin.

Affedersiniz. Siz kimsiniz?

Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.

Affedersiniz. Adınız nedir?

Affedersiniz. Geçebilir miyim?

Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?

Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım.

Affedersiniz fakat telefonunuzu kullanabilir miyim?

Affedersiniz fakat ne söylediğinizi tekrarlar mısınız?

Affedersiniz, ama lütfen bana postaneye giden yolu söyler misiniz?

Affedersiniz?

Affedersiniz, geçebilir miyim?

Affedersiniz. Yumurtalar nerede?

Affedersiniz, ama o benim raketim.

Affedersiniz fakat telefonu kullanabilir miyim?

Affedersiniz, daha yavaş bir şekilde tekrar söyler misiniz?

Affedersiniz fakat siz Dr. White değil misiniz?

Affedersiniz, ama kütüphane nerede?

Affedersiniz, ama pencereyi açabilir miyim?

Affedersiniz, ama telefonunuzu kullanabilir miyim?

Affedersiniz fakat sanırım bu benim koltuğum.

Affedersiniz fakat bir,şey sorabilir miyim?

Affedersiniz fakat kitaplarımı buraya bırakabilir miyim?

Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.

Affedersiniz ama adınızı sormamın bir sakıncası var mı?

Affedersiniz, bir sonraki durakta inmek zorundayım.

Affedersiniz fakat pencereyi açar mısınız?

Affedersiniz, ben kayboldum.

Affedersiniz! 306. sokağa nasıl gidebilirim?

Affedersiniz, bu sokağı nerede bulabileceğimi bana anlatabilir misiniz?

Affedersiniz, bu tren Washington Square'e gider mi?

Affedersiniz, fırın nerede?

Affedersiniz, bizim de acelemiz var.

Affedersiniz ama bu sipariş ettiğim şey değil.

Affedersiniz, adınızı unuttum.

Affedersiniz, Downing sokağına buradan nasıl ulaşırım?

Affedersiniz ama yardıma ihtiyacınız var mı?

Affedersiniz, bana sürücü belgenizi gösterebilir misiniz?

Affedersiniz, içeri girebilir miyim?

Affedersiniz, ben geliyorum.

Affedersiniz, bu haritada neredeyim?

Affedersiniz ama siz kimsiniz?

Affedersiniz, sakıncası yoksa bunu yineleyebilir misiniz?

Affedersiniz bu çevrede bir otel var mı?

Affedersiniz, buraya oturmamın bir sakıncası var mı?

Affedersiniz hanımefendi, önünüzde böyle ağlıyor olmaktan utandım ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum.

Affedersiniz, boş olduğunu düşündüğüm için odaya girdim.

Affedersiniz, az önce ne dediniz?

Affedersiniz, adınızı sormamım sakıncası var mı?

Affedersiniz, Barcelona'ya gitmek zorundayım. Bugün bir uçuş var mı?

Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım?

Affedersiniz ama burası benim koltuğum.

Affedersiniz. Onun benim koltuğum olduğuna inanıyorum.

Affedersiniz, bu ne kadar?

Affedersiniz, bu kazak ne kadar?

Affedersiniz, Tom'u gördünüz mü?

Affedersiniz, duymadım.

Affedersiniz. Buranın sizin koltuğunuz olduğunu bilmiyordum.

Affedersiniz, çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı bana gösterir misiniz?

Affedersiniz, bana çamaşır makinesinin nasıl kullanacağımı gösterir misiniz?

Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?

Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?

Affedersiniz, bu kaç para?

Affedersiniz, gülmekten kendimi alamadım.

Affedersiniz, onu tekrarlar mısınız?

Affedersiniz, onu tekrar söyler misiniz?

Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?

Affedersiniz, bunların maliyeti nedir?

Affedersiniz, bunun maliyeti nedir?

Affedersiniz, bunlar ne kadar?

Affedersiniz, bunun fiyatı nedir?

Affedersiniz, "Tom ve Mary" denilen bir kitap arıyorum.

Affedersiniz, burada mı çalışıyorsunuz?

Affedersiniz, bana yardımcı olabilir misiniz?

Affedersiniz, sanırım bir şey düşürdünüz.

Affedersiniz, sizinle kısa bir süre konuşmak istiyorum.

Affedersiniz, trenleri nerede değiştireceğimi bana söyler misiniz?

Affedersiniz, çıkış nerede?

Affedersiniz, Tom bugün burada mı?

Affedersiniz, Tom'u arıyorum.

Affedersiniz, Tom'u görmek için buradayım.

Affedersiniz. İktisat Fakültesi Kütüphanesi nerede, biliyor musunuz?

Affedersiniz, Bu yerin isme ne?

Affedersiniz, ne dediniz?

Tom ve Meryem çocuklarına, bir konuşmayı bölmek isterlerse "affedersiniz" demeyi öğretti.

Affedersiniz, sesinizi biraz düşürür müsünüz?

Affedersiniz, sesinizi biraz düşürebilir misiniz?

Affedersiniz, az önce söylediğinizi tekrarlar mısınız?

Also check out the following words: uyandığımda, diğer, yolcular, inmişti, oldukça, kağıdı, pul, mendil, alıyorum, konsere.