Turkish example sentences with "ama"

Learn how to use ama in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Pardon ama radyoyu kısabilir misin acaba?

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

Büyük bedenimiz var, ama o renk mevcut değil.

Üzgünüm, ama seni iyi duyamıyorum.

Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.

O bir kimyager değil ama o bizim arkadaşımız.

O genç ama deneyimli.

O hep baktı, ama asla, mutlu değildi.

Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.

Ama kahve iyi değil.

Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.

O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü ama onun ana dili Japonca.

"Irkçı değilim, ama" ile başlayan her cümle aslında büyük ihtimalle çok ırkçıdır.

"Michael" bir erkek adıdır ama "Michelle" bir bayan adıdır.

Che Guevara Arjantinlidir ama Küba'yı diğer ülkelerden kurtarmıştır.

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü "₣" idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.

Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.

Kurt yakaladı ama o da düştü.

O beni hatırlamayabilir ama ben onu hatırlarım.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.

O, zengin ama kabadır.

Konuştum ama hiç kimse beni dinlemedi.

Bu kitabı okurdum ama zamanım yok.

Konuşma gümüştür ama susma altındır.

Gerçekten Finlandiya'ya gitmek ve orada yaşamak isterim ama ilk olarak İsveççemi geliştirmem gerekecek.

Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bahane olarak kullanabileceğim Japon kartpostal koleksiyonum var.

Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama arabam bozuk, yardım edebilir misiniz?

Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.

Miyuki'nin bir kamerası var ama onu beğenmiyor.

Piotr'un saçları siyahtır ama Lech'in saçları sarıdır.

Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.

Onunla evlenmeye söz verdi, ama evlenmedi.

Bütün atlar hayvandır ama bütün hayvanlar at değildir.

Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.

Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.

Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.

Yardım edemem ama onu gördüğüm zaman ona yakınlık gösterebilirim.

Doğduğunda Fransızdı ama şimdi ABD vatandaşı.

Ölüm için can atan kimse sefildir, ama daha sefil olanı ondan korkan kimsedir.

Onun Amerikalı olduğunu düşünüyordum ama onun İngiliz olduğu ortaya çıktı.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.

Üzgünüm, ama bu imkansız.

Üzgünüm ama Paul hasta olduğunu bildirmek için aradı ve benim sana onun vardiyasını çalışman için ihtiyacım olacak.

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.

Ben onu söyledim, ama onu demek istemedim.

Onu söyledim, ama onu demek istemedim.

Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.

Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.

O okulda iyi davranıyor ama evde sorunlara neden oluyor.

Başkan gelmedi ama, yerine başkan yardımcısını gönderdi.

Onu ziyaret edeceğimi umuyordum, ama edemedim.

Çok uğraşıyorum ama elime hiçbir başarı geçmiyor, dedi.

Birisi bir şey söyledi, ama anlayamadık.

Çatısız duvarlar olabilir ama duvarlar olmadan çatı olmaz.

Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.

Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.

O genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlıdır.

Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.

Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

Erkek kardeşi sakardır, ama o usta bir cerrahtır.

Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?

Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.

Bana ona ne olduğunu sordu, ama ben bilmiyordum.

O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.

O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.

O, onu seviyor, ama o onu sevmiyor.

O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti.

Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak.

Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.

Genellikle tenis oynadıktan sonra bir duş alırım, ama bugün alamadım.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

O, çok çalışmıyor ama okulda çok iyi yapıyor.

O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.

O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.

O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.

Jim dışarı gitti, ama Mary evde kaldı

O, benimle konuşuyor gibi yaptı ama hiçbir şey söylemedi.

Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.

Ama bu cümleleri nerede buluruz? Ve onları nasıl çeviririz?

Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.

Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.

Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.

Meşguldüm ama anneme yardım ettim.

Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.

Hiç kuşkusuz o bir güzel, ama onun hataları var.

O, fakir ama dürüsttür.

Ben bir idealistim. Nereye gittiğimi bilmiyorum, ama gidiyorum.

Onun güzel olduğu doğrudur, ama bencil.

Şüphesiz elinden geleni yaptı ama başarmadı.

Ben köpekleri severim, ama kız kardeşim kedileri sever.

Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum.

Ülkenin kaynakları var ama bunları nasıl kullanacağını bilmiyor.

Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.

O genç görünüyor, ama gerçekte o, 40 yaşın üzerinde.

Affedersiniz, ama postaneyi arıyorum

Jim, bir avukat değil, ama bir doktordur.

O palto çok paraya mal olmuş olabilir ama değer.

Also check out the following words: içkisidir, uygulanamaz, boydadır, gidişinde, Tom'dur, çatılı, evidir, gidemeyeceğini, barışçıl, anayasamızı.