Turkish example sentences with "aşağı"

Learn how to use aşağı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O merdivenlerden aşağı yuvarlandı.

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.

O aşağı yukarı 40 yaşında.

O otuzdan aşağı olamaz.

Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.

Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.

Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.

O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi.

Aşağı baktım ve kesinlikle söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.

Aşağı baktığımızda, birçok bina gördük.

Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.

Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir.

Resim baş aşağı asılı.

Resim baş aşağı asılı idi.

Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.

Tom soğuk algınlığı ile aşağı inebileceğini düşündü.

Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.

Sanırım hata olmadığından emin olmak için raporunu bir anadil konuşuruna baştan aşağı okutmalısın.

Onun Waseda'daki son konferansı evi aşağı indirdi.

İthalattaki artışla talep aşağı düşürüldü.

Gözyaşları Alice'in yanaklarından aşağı aktı.

Biz tepeden aşağı koştuk.

Kaleminizi aşağı koyun.

O, tepeden aşağı gitti.

Ben asansörle aşağı indim.

Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

Odayı baştan aşağı temizleyeceğim.

O, merdivenlerden aşağı indi.

Bir top nehirden aşağı doğru yüzüyordu.

Akşam yemeği için aşağı kata inelim.

Onun merdivenlerden aşağı gittiğini duydum.

Onlar onun aşağı geldiğini duydular.

O henüz aşağı inmedi.

O, merdivenlerden aşağı hızla koştu.

Gözyaşları yüzümden aşağı süzüldü.

O, başını yukarı aşağı salladı.

Sekize kadar aşağı gelmedi.

Aşağı in ve yıkan.

Saat sekizde kahvaltı için aşağı geldi.

Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

Kardeşim resmi baş aşağı astı.

Son defa fincanı baş aşağı bırakma fikri neydi?

Asansörün aşağı gelmesini bekledi.

Üç aşağı beş yukarı, yetmiş kiloyum.

Japonya'nın altın ve döviz rezervleri 1998'in sonunda $68.9 milyarı gösteriyordu, bir yıl öncekinden $77.0 milyar daha aşağı.

Merdivenlerden düşersen, hızlıca aşağı inersin.

Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.

Tom karanlık koridorda aşağı doğru yürüdü.

Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.

Tom Mary'den aşağı tarafta yaşar.

Onlar seni aşağı rütbeye indirdiler.

Ve daha sonra aşağı metroya indim.

Tom Mary'nin önündeki yoldan aşağı doğru koştu.

Tom asansör için aşağı butona bastı.

Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar.

Tom sırtından aşağı inen bir ürperti hissetti.

Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.

Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.

Onu baş aşağı çevirin.

Neden onu baş aşağı çevirdin?

Bunu kim baş aşağı çevirdi?

O beni öptüğünde bir ürpertinin omurgamdan aşağı indiğini hissettim.

Gözyaşları yanaklarından aşağı aktı.

Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?

Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

Gözlüğüm burnumdan aşağı kaymaya başladı.

Oradan aşağı iner misin?

Beni içeri almak için biri aşağı gelsin.

Toplantıya katılanlar, 100 kişiden aşağı değildi.

Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu.

Londra'ya, üç aşağı beş yukarı, üç yüz mil uzaklıktadır.

Kitapları rafa baş aşağı koyma!

Tom bardağı baş aşağı çevirdi.

Tom üç dakika içinde yamaçtan aşağı kayabildi.

Onun çamurla kaplı yüz aşağı yattığını gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.

O merdivenlerden aşağı indi.

Tom bavullarını taşırken merdivenlerden aşağı yuvarlandı.

O aşağı yukarı benim yaşımda.

Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

Silahı aşağı indir!

Tom pancuru aşağı çekti.

Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.

Mary resmi baş aşağı asınca Tom sinirlendi.

Faiz oranları bütün yıl aşağı yukarı oynatıldı.

Tom bardağı aldı ve onu baş aşağı çevirdi.

Tom kasesini baş aşağı çevirdi.

Tom sandalyeyi baş aşağı çevirdi.

Siz aşağı yukarı bizimle aynı yaştasınız.

Tom tepeden aşağı koştu.

Caddeden aşağı doğru inelim.

Düzeltmek için masayı baş aşağı çevirdim.

Onlar şarkı söyleyerek caddeden aşağı yürüdüler.

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

Onu baştan aşağı inceledi.

Giyinip aşağı gelmen için beş dakikan var.

Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.

Aşağı gidelim.

Mary seni aşağı dereceye indirdi.

Also check out the following words: Kısa, saç, stilini, Konuya, Fransız, kaldım, Babanın, nereye, gittiğini, adım.