Turkish example sentences with "aşırı"

Learn how to use aşırı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O aşırı para harcıyor.

Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

Çorba aşırı sıcak.

O aşırı dürüst geçinen biridir.

İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.

Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.

Aşırı güvenden sakınmalısın.

Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.

O başkanın sekreteri her zaman aşırı resmîdir.

Her an aşırı yağmur başlayacak gibi görünüyor. Şemsiye alsan iyi olur.

Aşırı sigara içmek sağlığa zarar verir.

Aşırı yemekten hasta oldu.

O, bu seçim için uzun ve aşırı düşündü. Sevdiği ülke için çok uzun ve aşırı düşündü.

O, bu seçim için uzun ve aşırı düşündü. Sevdiği ülke için çok uzun ve aşırı düşündü.

Aşırı derecede yağmur yağıyor.

Tom bugün para ödendiğinden beri aşırı cömert.

Tom Alaska'nın aşırı soğunu sever.

Tom'un işi aşırı stress yaratıyor.

Washington'da hava aşırı şekilde soğuktu.

Sen aşırı iyimser bir kızsın.

Tom aşırı dozda uyku hapları aldı.

Tom aşırı dozda uyuşturucudan öldü.

Arkadaşlarımın çoğu, Tom ve Mary'nin aşırı korumacı ebeveynler olduklarını düşünüyorlar.

Öneriniz biraz aşırı.

Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.

Nancy aşırı stress altındadır.

Yıllarca süren aşırı içki John'da bir bira göbeği yaptı.

Tom, aşırı fiyatlı bir kamera aldı.

Aşırı yemek iyi değildir.

Kendini aşırı yorma.

Aşırı yemekten kaçınmalısın.

Onun fikirleri benim için çok aşırı.

Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.

Derinin üzerindeki kabarıklıklar aşırı sıcakların bir sonucu.

Aşırı hızın cezası nedir?

Aşırı sıcaklar can almaya devam ediyor.

Yazın Japonya sıcak ve aşırı nemli.

Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.

Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.

Bir kaza oldu. Bir adam yaralandı. Aşırı kanaması var.

Arkadaşım aşırı hız yapmaktan tutuklandı.

Aşırı hız çoğunlukla kazalara neden olur.

Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.

Sürücü aşırı hızdan suçlu bulundu.

Polis aşırı hızdan onu suçladı.

Aşırı para sorunu yaşıyorlar.

Aşırı hızdan otuz dolarlık cezaya çarptırıldım.

Polis aşırı hızdan onu tutukladı.

Aşırı uçlar başkanın karısını kaçırdı.

Kocası ilaçlara aşırı bağımlıdır.

Aşırı şekilde cömert olması onun en büyük hatası.

Olanlar yüzünden aşırı heyecanlandı.

Tom'u aşırı şekilde ne heyecanlandırdı?

Bazı oldukça aşırı şeyler yaptığını duyuyorum.

Benden aşırı miktarda para istedi.

O aşırı tepki veriyor.

O aşırı dozda kokain aldı.

O aşırı dozda eroin aldı.

Motor aşırı ısınıyor.

Tom aşırı tepki veriyor.

Aşırı tepki veriyorsun.

Bu aşırı bir durum.

O, kıyıya ulaşmak için aşırı derecede çaba sarf etti.

Aşırı düşkünlük çocuğu şımarttı.

Bugün aşırı soğuk.

O, soğuğa aşırı duyarlıdır.

Bence aşırı tepki gösteriyor olabilirsin.

Aşırı tepki gösteriyorsun.

Aşırı analiz yapıyorsun.

Tom'un aşırı tepki vermemesini istedim.

Tom aşırı derecede nefes alıyordu.

Tom aşırı derecede nefes alıyor.

Aşırı değil mi?

Aşırı tepki veriyor muyum?

İkimiz de aşırı tepki gösterdik.

Sen bana aşırı tepki gösterdin.

Bu aşırı.

Biz aşırı tepki veriyoruz.

Ben aşırı tepki veriyorum.

Kim aşırı tepki veriyor?

Ben aşırı kiloluyum.

Tom aşırı kilolu.

Sen aşırı kilolusun.

Tom aşırı duygusal.

Bu viski aşırı sert.

Aşırı derecede soğukkanlıydım.

Aşırı derecede pahalı.

Bence aşırı tepki veriyorsun.

Aşırı tepki göstermiş olabilirim.

Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.

Tom'un hastalığının nedeni aşırı yemekti.

Tom hastanede aşırı dozda uyuşturucudan iyileşiyor.

Tom aşırı acı içinde.

Biraz aşırı dramatik olduğunu düşünüyorum.

Tom aşırı samimi değil.

Günümüzün en ciddi problemi aşırı nüfustur.

Ben şişman bir aşırı vejetaryen görmedim.

Biraz aşırı dramatik olduğunu düşünmüyor musun?

O aşırı dramatik olma eğiliminde.

Tom, o biraz aşırı dramatik değil mi?

Also check out the following words: Fonetik, işaretleri, okuyabiliyor, CD'yi, alman, taksi, çağırdım, çünkü, yağıyordu, Hiçbir.