Learn how to use şiddetli in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Hava çok şiddetli soğuk.
Translate from Turkish to English
Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmurdan dolayı trenler durdu.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur sonucunda trenler durdu.
Translate from Turkish to English
Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
Translate from Turkish to English
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Hepimiz şiddetli soğuktan titriyorduk.
Translate from Turkish to English
Bildiğiniz gibi, şiddetli yağmurun sonucu olarak geç kaldık.
Translate from Turkish to English
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
Translate from Turkish to English
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
Translate from Turkish to English
İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.
Translate from Turkish to English
Onlar şiddetli düşmanlar.
Translate from Turkish to English
Omzumda şiddetli bir ağrı hissettim.
Translate from Turkish to English
Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
Translate from Turkish to English
Bu şehir, yağmur yağmazsa yakında şiddetli bir su sıkıntısı yaşayacaktır.
Translate from Turkish to English
Komedyenler şakalarını şiddetli ölüm ya da ciddi kazalar gibi trajik durumlara dayandırırlar.
Translate from Turkish to English
Toplantıya katılamamamın nedeni şiddetli bir baş ağrımın olmasıydı.
Translate from Turkish to English
Bu yıl şiddetli bir kış var.
Translate from Turkish to English
Kışlar şiddetli soğuktu.
Translate from Turkish to English
Şu anda çok şiddetli bir deprem her an olabilir.
Translate from Turkish to English
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
Translate from Turkish to English
Tom'un şiddetli bir baş ağrısı var.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur nedeniyle, oyun iptal edildi.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmurdan sonra büyük bir sel vardı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur sel getirdi, hasara sebep oldu.
Translate from Turkish to English
Yarın şiddetli yağış bekliyoruz.
Translate from Turkish to English
Bu son 30 yıl içerisinde en şiddetli kar yağışıdır.
Translate from Turkish to English
O, havlayan köpeğe şiddetli bir tekme attı.
Translate from Turkish to English
John, eşi ile şiddetli bir tartışma yaşadı.
Translate from Turkish to English
Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur yağdı.
Translate from Turkish to English
Dün şiddetli yağmur yağdı.
Translate from Turkish to English
Dün şiddetli kar yağdı.
Translate from Turkish to English
Üç gün şiddetli yağmur yağdı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur yağmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Bu gece şiddetli yağmur yağıyor.
Translate from Turkish to English
Şiddetli gürültü onu hoplattı.
Translate from Turkish to English
Yağmur iyi ve şiddetli yağıyordu.
Translate from Turkish to English
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
Translate from Turkish to English
Dün gece şiddetli bir yağmur vardı.
Translate from Turkish to English
Kısa sürede yağmur şiddetli yağmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Osaka'da şiddetli yağmur yağıyordu.
Translate from Turkish to English
Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti.
Translate from Turkish to English
Dün sabah şiddetli yağmur yağdı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli kara rağmen o geldi.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmurdan dolayı evden çıkamadık.
Translate from Turkish to English
Evden ayrılır ayrılmaz şiddetli şekilde yağmur yağmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Bu sabahtan beri şiddetli yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Şimdi şiddetli yağmur yağıyor.
Translate from Turkish to English
Ben şiddetli bir hayal kırıklığına uğradım.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmurla seli hep ilişkilendirirlerdi.
Translate from Turkish to English
Dün şiddetli yağmur vardı.
Translate from Turkish to English
Kasırgalar şiddetli fırtınalardır.
Translate from Turkish to English
Şiddetli bir krizle karşı karşıyayız.
Translate from Turkish to English
Sabahleyin şiddetli yağmur yağdı.
Translate from Turkish to English
Yağmur ne kadar şiddetli yağarsa yağsın, yarın başlayacağız.
Translate from Turkish to English
Dün gece şiddetli yağmur vardı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmurlar bir günden daha fazla yağdı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmura rağmen dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Bir haftadan daha fazla bir süredir şiddetli yağışlar vardı.
Translate from Turkish to English
Böylesine şiddetli bir kar yağışı asla olmadı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli bir okyanus fırtınası Batı Hint adalarını vurdu.
Translate from Turkish to English
Şiddetli bir savaş daha başlamaya hazırdı.
Translate from Turkish to English
Sırtında ve bacaklarında şiddetli ağrı hissetti.
Translate from Turkish to English
Uzun süredir ilk kez Kyoto'da şiddetli kar yağdı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur nedeniyle gelemedim.
Translate from Turkish to English
Şiddetli kar sonucu olarak geç kaldı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağış dışarı çıkmamızı engelledi.
Translate from Turkish to English
Şiddetli kar dışarı çıkmamı engelledi.
Translate from Turkish to English
Monte Cassino'da şiddetli bir savaş oldu.
Translate from Turkish to English
Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
Translate from Turkish to English
Şiddetli havalarda, evde kalmak en iyisidir.
Translate from Turkish to English
Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor.
Translate from Turkish to English
İki haftalık şiddetli yağmur sel ile sonuçlandı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmurdan dolayı dışarı çıkamadı.
Translate from Turkish to English
Savaş şiddetli ve inanılmaz şekilde kanlıydı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur onların oraya gitmesini engelledi.
Translate from Turkish to English
Göğsümde şiddetli bir ağrı var.
Translate from Turkish to English
Şiddetli bir gök gürültüsü vardı.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur yağıyor.
Translate from Turkish to English
Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.
Translate from Turkish to English
Tom son derece şiddetli.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli değildi.
Translate from Turkish to English
İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli oldu.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yağmur yağıyordu fakat o arabayla gezmekte ısrar etti.
Translate from Turkish to English
Rüzgâr dışarıda gerçekten şiddetli.
Translate from Turkish to English
Onun yokluğunun nedeni şiddetli baş ağrısıydı.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli acı içindeydi.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli hayal kırıklığına uğradı.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli bir güney aksanıyla konuşur.
Translate from Turkish to English
Tom normalde şiddetli bir kişi değil.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli ağrı içinde.
Translate from Turkish to English
Tom şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar.
Translate from Turkish to English
Ne kadar şiddetli kar yağarsa yağsın yolculuğuma başlamak zorundayım.
Translate from Turkish to English