Turkish example sentences with "şansı"

Learn how to use şansı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
Translate from Turkish to English

O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
Translate from Turkish to English

Onun iş bulma şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom o güne kadar başka bir ülkede yaşamak için bir şansı olacağını düşünmüyordu.
Translate from Turkish to English

İki ülke arasında hiçbir ittifak şansı yok.
Translate from Turkish to English

Bir diyete sıkı sıkıya sarılmadıkça, çok az zayıf kalma şansı vardır.
Translate from Turkish to English

Tom'un Boston'a seyahat etme şansı vardı.
Translate from Turkish to English

O, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman Mary'yi ziyaret etmek istedi, ama onun hiç şansı olmadı.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'nin ona yapmasını söylediğini yapmaktan başka şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom yarışı kazanma şansı olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom, hayatta kalma şansı olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom borsada çok para kazanma şansı olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom'un işleri hatasız yapmak için tek şansı vardı.
Translate from Turkish to English

Tom hiç şansı var gibi görünmüyor.
Translate from Turkish to English

Tom başarmak için bir şansı olduğunu düşünmüyordu fakat o hiç olmazsa bir fırsat vermek istedi.
Translate from Turkish to English

Eğer Tom Mary'ye yardım etmeseydi, onun hayatta kalma şansı olmayacaktı.
Translate from Turkish to English

Onun başarma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Onun iyileşme şansı yok.
Translate from Turkish to English

Kazanmanın bir dış şansı vardır.
Translate from Turkish to English

Onun az miktarda kazanma şansı vardır.
Translate from Turkish to English

Onun şansı açık.
Translate from Turkish to English

Onun şansı açıktır.
Translate from Turkish to English

Herkesin şansı bir gün dönebilir.
Translate from Turkish to English

Herkes ikinci bir şansı hak eder.
Translate from Turkish to English

Ona bir kaçma şansı verdiler.
Translate from Turkish to English

İyi bir başarı şansı var.
Translate from Turkish to English

Bu şansı kullanmalısınız.
Translate from Turkish to English

Önünde sonunda şansı bitecek.
Translate from Turkish to English

Er ya da geç, onun şansı bitecek.
Translate from Turkish to English

Bu planın çok az başarı şansı vardı.
Translate from Turkish to English

Onun kazanma şansı yüksek.
Translate from Turkish to English

Tom'un iyi bir seçilme şansı vardı.
Translate from Turkish to English

Onun ödülü kazanma şansı var.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'nin ona yardım etmesini istemekten başka şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un seçimi kazanma şansı yüksek.
Translate from Turkish to English

Tom'un seçimi kazanma şansı az.
Translate from Turkish to English

Yargıç Parker'ın seçimi kazanma şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Başka kimsenin şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un şansı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un başarılı olma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un hiç şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom şansı varken Mary'yi öpmeliydi.
Translate from Turkish to English

Onun iyileşme şansı var mı?
Translate from Turkish to English

Tom yarışı kazanmak için hiç şansı olmadığını hissetti.
Translate from Turkish to English

Tom bir kazanma şansı yok gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir kazanma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir şansı olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Onun şansı yok.
Translate from Turkish to English

Sence onun kazanma şansı var mı?
Translate from Turkish to English

Tembel insanların başarı şansı yoktur.
Translate from Turkish to English

O şansı kullanmaya hazırım.
Translate from Turkish to English

Güzel bir kızla evlenmek için iyi şansı vardı.
Translate from Turkish to English

İyi bir iş bulmak için çok şansı vardı.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'yi bulabilmesi için herhangi bir şansı olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

İkinci şansı vermenin anlamı yok. İnsanlar değişmez.
Translate from Turkish to English

O partinin iktidar olma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Başarmaktan başka şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom kazanmak için bir şansı olduğunu gerçekten hissetmedi.
Translate from Turkish to English

Tom'a, onu yapma şansı tanımayalım.
Translate from Turkish to English

Amma şansı var!
Translate from Turkish to English

O şansı alacağız.
Translate from Turkish to English

Günahlarımı telafi etmem için, Allah bana bu şansı verdi.
Translate from Turkish to English

Burs bana, eğitimime devam etme şansı verdi.
Translate from Turkish to English

Kazanma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un bugün geç kalma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un çok kötü şansı vardı.
Translate from Turkish to English

Tom'un çok şansı yok.
Translate from Turkish to English

Az da olsa Mary'yi tekrar görebilme şansı beni heyecanlandırıyor.
Translate from Turkish to English

Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.
Translate from Turkish to English

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğrama şansı çok düşüktür.
Translate from Turkish to English

Tom'un iyi bir işe alınma şansı var.
Translate from Turkish to English

Burada birkaç park şansı var.
Translate from Turkish to English

Tom'un hâlâ bir şansı olabilir.
Translate from Turkish to English

Tom'un zamanında burada olması için hiçbir şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom kazanma şansı olmadığını biliyor.
Translate from Turkish to English

Onun güzel bir kızla evlenme şansı vardı.
Translate from Turkish to English

Tom'un çıkmak için bir şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un iyileşme şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un başarma şansı yok.
Translate from Turkish to English

Tom'un asla onu yapma şansı olmadı.
Translate from Turkish to English

Bunun Tom'unki olabilme şansı var.
Translate from Turkish to English

Bu şansı tekrar yakalayamayabilirsin.
Translate from Turkish to English

Tom'un şansı yaver gitti.
Translate from Turkish to English

Tom son kez kez Boston'dayken Mary'yi ziyaret etme şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir açıklama şansı vermedi.
Translate from Turkish to English

Bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğrama şansı çok düşüktür, özellikle bir havuzda.
Translate from Turkish to English

Tom'un şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir şansı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bunun bir hata olma şansı var mı?
Translate from Turkish to English

Tom'un şansı yok değil mi?
Translate from Turkish to English

Onların çok şansı yok.
Translate from Turkish to English

Şansı kaçırma.
Translate from Turkish to English

Bu şansı ziyan etmemeye gayret et.
Translate from Turkish to English

Bu, Tom'un tek şansı.
Translate from Turkish to English

Tom'un sınıf başkanı seçilme şansı olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Onun benden az şansı yok.
Translate from Turkish to English

Onun da benim kadar şansı var.
Translate from Turkish to English

Tom ikinci bir şansı hak etmiyor.
Translate from Turkish to English

Onların şansı yoktu.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: gürültü, yapmadığımız, devam, edebiliriz, Otuz, birci, Öğle, yemeğinden, gidebiliriz, Pirinç.