Turkish example sentences with "tom"

Learn how to use tom in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Merhaba, Tom.

Tom peyniri sevmez.

Merhaba Tom. Günaydın.

Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.

Tom evdedir.

Ben Tom Hunter.

Tom işini kaybetti.

Tom kovuldu.

Tom benim arkadaşımdır.

Tom, ölme.

Okula giderken Tom ile karşılaştım.

Tom dün televizyon izledi.

Tom, dün TV izledi.

"Kim arabada?" "Tom."

Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.

Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.

Tom piyangoda 10.000 dolar kazandı.

Tom yarışı kazandı.

Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.

Tom, memleketine geri döndü.

Tom bir yıldır Chicago'da yaşıyor.

Tom bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.

Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.

Artık "Tom" adından nefret ediyorum.

Tom oyunda kaybetti.

Tom bunu duydu ve kızdı.

Tom, köpeğinin adını Rex koydu.

Tom benden daha büyük.

Tom ilkokul çocuklarının kitaplarını okuyabilecek kadar çok kanji ezberlemiş.

Onlar kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.

Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.

Tom şehirde yaşamaya yetecek kadar para kazanıyor mu?

Tom ve Jerry'i izler misin?

Tom bana bir kalem verdi.

Rastgele cümlelerde neden insanlar her zaman "Tom" olarak çağrılıyor?

Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.

Merhaba Tom.

Kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.

Tom bir forklifti kullanabilir.

Tom bir dalış ustasıdır.

Tom, Bill'den daha yavaş konuşur.

Tom pencereyi kırdı.

Tom bütün gece konuşmayı sürdürdü.

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanır.

Tom çoğu zaman sözünü tutmayı başaramaz.

Tom akşam yemeğine geç kaldı.

Tom haber verilmeden görevden alındı.

Tom zeki bir çocuğa benziyor.

Tom, iyi bir aşçıdır.

Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.

Tom para bağışlamak istiyor.

Tom okyanusta boğuldu.

Tom oğlunun mezuniyeti sırasında çığlık attı.

Tom testte bazı hatalar yaptı.

Tom işle o kadar doluydu ki yemek yemeyi unutacaktı.

Tom artık Mary ile takılmıyor.

Tom Mary'nin ne demek istediğini anlamıyor.

Tom, Mary kadar erken kalkmaz.

Tom, Mary ile geçinemiyor.

Tom, Mary'ye güvenebileceğini hissetmiyor.

Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.

Tom Boston'a gitmeye karar verdi.

Tom yeni bir bilgisayar almaya karar verdi.

Tom, günde üç saat Fransızca eğitimi almaya karar verdi.

Tom kendi başına yemek istediğine karar verdi.

Tom Boston'a gitmemeye karar verdi.

Tom dün baktığı arabayı almamaya karar verdi.

Tom toplantıya katılmamaya karar verdi.

Tom kartları dağıttı.

Tom pastayı altı parçaya böldü.

Tom, armudu yarı yarıya böldü.

Tom gazeteden makaleyi kesti.

Tom elma ağacından bazı dallar kesti.

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.

Tom paslı bir bıçakla elini kesti.

Tom bir cam parçası ile parmağını kesti.

Tom bahçesindeki bir ağacı kesti.

Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.

Tom kutuyu ayağıyla ezdi.

Tom nehri bir sandalda geçti.

Tom Fransa'ya giden sınırı geçti.

Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.

Tom ofis kapısını kilitli buldu.

Tom kaybettiğini sandığı anahtarları buldu.

Tom aradığı anahtarları buldu.

Tom çevrim içi aradığı bilgiyi buldu.

Tom çekmeceyi boş buldu.

Tom kapıyı kilitli buldu.

Tom sandalyeyi gayet rahat buldu.

Tom makaleyi ilginç buldu.

Tom televizyon açıkken çalışamayacağını anladı.

Tom ona inanmayı zor buldu.

Tom o kitabı okumayı zor buldu.

Tom gerçeği anladı.

Tom odaya koştu.

Tom eve koştu.

Tom merdivenlerden aşağıya koştu.

Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom sesini yükseltti.

Tom yardım almadan oğlunu yetiştirdi.

Also check out the following words: .