Turkish example sentences with "ülkenin"

Learn how to use ülkenin in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu göl ülkenin en derinleri arasındadır.

Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve özerk bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.

Bankanın ülkenin her yerinde şubeleri var.

Ülkenin kaynakları var ama bunları nasıl kullanacağını bilmiyor.

Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.

Şu ülkenin parası petrolden geliyor.

Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.

Tom ve Mary ülkenin aynı bölümündeler.

Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.

Ülkenin ekonomisi çökmek üzeredir.

Her ülkenin kendi tarihi var.

İki ülkenin diplomatik ilişkileri bulunmuyor.

Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.

O ülkenin ekonomisi büyüyor.

Onlar ülkenin en büyük işiydi.

Onlar ülkenin ortasından geldi.

Ülkenin bu kısmında nadiren kar yağar.

Birçok ülkenin sigara içilmesini yasaklayan yasaları var.

Ülkenin temel sosyal sorunu yoksulluk.

Japon Parlamentosu, bugün Ryoutarou Hashimoto'yu ülkenin 52. başbakanı olarak resmen seçti.

İhracaatlar güçlüyken, ithalatlar istikrarlı kalırken ülkenin ticaret dengesi geçen yıl gelişti.

Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.

Bu ülkenin yolları dünyanın en tehlikelisidir.

Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.

Ülkenin kısaltması bankanın logosunun üstüne konmuş.

Neden bu ülkenin aydınlık yüzleri hep erken ölmüştür diye de düşünmüşümdür.

Türkiye başbakanı kendisini ülkenin istikrarını bozmayı hedefleyen uluslararası komplonun kurbanı olarak tanıtıyor.

Bir ülkenin ekonomik gücü sadece üretme kabiliyetinde değil aynı zamanda tüketme yeteneğinde de bulunur.

Anayasa bir ülkenin yönetimini düzenleyen yasaların tamamıdır.

Bu ülkenin gerçekten siyahi bir başbakanı kabul etmeye hazır olup olmadığını merak ediyorum.

Hepimiz insanız, bu yüzden bence her ülkenin kültürü %90 aynıdır.

O, ülkenin zorluklarını, son hükümetin politikalarına bağlıyor.

Ülkenin gelişimi, ileri görüşlülüğü reddeden bir lider tarafından kısıtlandı.

Japonya o ülkenin yeni hükümetini tanıdı.

O, bu ülkenin iç işidir.

O ülkenin ekonomik durumu günden güne değişiyor.

O, ülkenin eski bir devlet başkanı.

Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.

Hemen her ülkenin bir kalkınma planı olur ve ona göre de sektörel öncelikleri bulunur.

Her ülkenin kendisine ait bir bayrağı var.

O ülkenin ticaret fazlası var. O, ithalatından çok ihracat yapıyor.

Bu ülkenin dört mevsimi vardır.

O bütün ülkenin en güzeliydi.

Bu ülkenin en önemli ürünlerinden biri kahvedir.

Kahve, bu ülkenin en önemli ürünlerinden biridir.

Ülkenin caddeleri boyunca bazı işaretler kaleye doğru yönlendiriyordu.

Bu çiçekler ülkenin bu bölümü için nadirdir.

Ülkenin açılmasının Japon medeniyeti üzerinde büyük bir etkisi oldu.

Bahar mevsiminden beri o, ülkenin cumhurbaşkanı.

Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.

Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.

Ülkenin bu kısmında bu kadar çok yağmur yağmaz.

Bir ülkenin nasıl olduğunu bilmenin en iyi yolu gitmek ve onu kendi gözlerinizle görmektir.

Ülkenin ekonomik durumu kötüleşti .

Kendi ülkenin tarihi ile tanışık olmalısın.

Ülkenin ekonomik durumu kötüleşti.

Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur.

O ülkenin en büyük sorunu eğitimdir.

Ülkenin yardımına ihtiyacı var.

Ülkenin o bölgesine hiç gitmedim.

Gül, bu ülkenin milli çiçeğidir.

Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.

Ülkenin şu anki durumu iyi değil.

Ülkenin başkenti ekvator üzerinde yer almaktadır.

O ülkenin güzelliği tarifin ötesindedir.

Bu ülkenin lideri şiddetli bir biçimde Amerikan karşıtıdır.

O, bu ülkenin başbakanıdır.

Ben Tatoeba'yı ilk olarak hangi ülkenin sansürleyeceğini merak ediyorum.

Bu ülkenin yeni bir başkana ihtiyacı var.

Sen o ülkenin ürünlerini boykot ettin.

Ben ülkenin ortasında yaşıyorum.

Bu ülkenin nüfusu ABD'ninkinden daha büyük.

Biz ülkenin bu düşmanından nefret ediyoruz.

Modernizasyon planı, ülkenin karakterini tamamen değiştirdi.

Hangi ülkenin vatandaşısın?

O ülkenin hükümeti atık kararlı.

Bu ülkenin sert bir iklimi var.

Bu ülkenin geleceği hakkında çok endişeliyiz.

Başkan ülkenin tehlikede olduğunu söyledi.

Hepimiz ülkenin tehlikede olduğunu hissettik.

O ülkenin en prestijli üniversitesinde felsefe okuyor.

Ülkenin insanlarını daha iyi tanıyacağım.

Bu ülkenin ona ihtiyacı var.

O ülkenin hükümeti insanlarına baskı yapmaktadır.

Bu ülkenin cumhurbaşkanı güzel konuşur.

Dan bu ülkenin bir vatandaşı ve sonsuza dek burada kalacak.

Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır.

Ben o ülkenin tehlikeli olduğunu sanmıyorum. Sen oraya korkmadan gidebilirsin.

Tom'un mütevazı bir geçmişi vardı ama o ülkenin en zengin adamlarından biri haline geldi.

Her ülkenin hak ettiği yönetimi vardır.

O, ülkenin iyiliği için çalışır.

Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.

Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.

Ülkenin bu bölümündeki dağlar çeşitlilikle doludur.

O ülkenin ılıman bir iklimi vardır.

O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.

Onlar ülkenin tüm kaynaklarını tükettiler.

Ülkenin dış ticareti tamamen bu limana bağlıdır.

Also check out the following words: köfte, istiyorum, kötü, birisi, ondan, hoşlanmaz, gün, kadarı, değilim, dikkatli.