Turkish example sentences with "çalışıyordu"

Learn how to use çalışıyordu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Ken o zaman çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, iki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, gelirini giderine denkleştirmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, kıt kanaat geçinmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece Mary'yi kızdırmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, gece gündüz çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi.
Translate from Turkish to English

Eve geldiğimde Tom çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom o zaman nerede çalışıyordu?
Translate from Turkish to English

Tom sadece yardımcı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom panik yapmamaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Ken'i ziyaret ettiğimde, o çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Ken yanımda çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, dün gece çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, yeniden seçilmek için çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

İki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom yüksek sesle gülmemeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Her zaman piyano çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Herkes itiyordu, kaçmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Sanırım birini kandırmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Dün akşam ofiste çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Onun yerine ne zaman gitsem, o çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O çok çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom bizi bir şey hakkında uyarmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Gece çalışıyordu ve gündüz uyuyordu.
Translate from Turkish to English

Çocuğun eğitiminde aile ve çevre birlikte çalışıyordu ve çalışıyor, değil mi?
Translate from Turkish to English

Tom çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom tek başına laboratuvarda çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Mary ona ateş ettiğinde Tom silahına uzanıp almaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'da büyük bir firma için çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sivri bir şeyle kilidi açmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye önemli bir şey söylemeye çalışıyordu fakat o dinlemiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece komik olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Beynim o kadar hızlı çalışıyordu ki tahmin edemezsin.
Translate from Turkish to English

Sabahtan akşama kadar çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom komik olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom yalnızca bana yardımcı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bütün sabah masasında çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom kaçmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Mahkumlar kaçmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Arabanın sol sinyali kötü çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Baba, onun hatasını düzeltmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Motor çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Makine çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Her gün bir buçuk saat çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O beni öldürmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece biraz daha para biriktirmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom seni korumaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece seni korumaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Mary geçen sene burada çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom onu gördüğümde çok çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece kendini korumaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom mary'yi öldürmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom sadece kibar olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom benim için çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ne üzerinde çalışıyordu?
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom bize bir şey söylemeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Belki de Tom yalnızca sana yardımcı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ofisinde çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary ile çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bizi öldürmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sakin görünmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom dün gece çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom gülümsememeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom yardımcı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sana yardımcı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom yalnızca Mary'ye yardım etmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bana bir şey söylemeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Karın altında çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Annem huzurevinde çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom part-time çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Saat çalışıyordu ama alarm çalmadı.
Translate from Turkish to English

O, her zaman babasını etkilemeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Her şey çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom öfkesini kontrol etmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Sanırım biz ziyaret etmeye geldiğimizde Tom yiyecek bir şey yapmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Neden o çalışmıyor? Dün çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece yardım etmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye yardım etmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom onu yapmaya çalışıyordu ama yapamadı.
Translate from Turkish to English

Mary hamile kalmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom nefes almaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom beni öldürmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom yalnızca doğru şeyi yapmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom gülmemeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bomba patladığında onu etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom odaklanmış kalmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Sadece arkadaş canlısı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Bence onlar sadece arkadaş canlısı olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Zaman Dan'a karşı çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Ken'i ziyaret ettiğimde çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece samimi olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom kendi şiddetli öfkesini kontrol etmeye çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom çok sıkı çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Biz onu ziyaret ettiğimizde o altı aydır romanı üzerinde çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O, onun kafasına vuran adamı bulmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

O sadece samimi olmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: imzalayın, Zamanda, geçmişe, seyahat, etmenin, imkansız, olduğu, düşünülüyor, otobüs, elli.