Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
Translate from Turco to Español

Nadiren radyo dinlerim.
Translate from Turco to Español

Talihsizlikler nadiren birer birer gelirler.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.
Translate from Turco to Español

Saldırılmadığı sürece bir köpek nadiren ısırır.
Translate from Turco to Español

Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
Translate from Turco to Español

Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.
Translate from Turco to Español

Hava raporları nadiren gerçekleşir.
Translate from Turco to Español

Ben onu nadiren görüyorum.
Translate from Turco to Español

O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
Translate from Turco to Español

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren Mary ile konuşur.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren Mary'nin şakalarına güldü.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren geç kalır.
Translate from Turco to Español

Tom okula nadiren geç kalır.
Translate from Turco to Español

Tom randevulara nadiren geç kalır.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren tartışmaları kazanır.
Translate from Turco to Español

Tom pazartesi günü nadiren dışarı çıkar.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren kırmızı et yer.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren evde yer.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren kahve içer.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren dergi okur.
Translate from Turco to Español

O nadiren hasta değildir.
Translate from Turco to Español

Tom ve Mary komşulardı, ancak nadiren birbirlerini görüyorlardı.
Translate from Turco to Español

O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.
Translate from Turco to Español

Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
Translate from Turco to Español

Yarınki hava güneşli ve nadiren yağışlı olmalı.
Translate from Turco to Español

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Translate from Turco to Español

Biz büyük isimlere nadiren rastlarız.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, bir kitap okur.
Translate from Turco to Español

Bill nadiren zamanında gelir.
Translate from Turco to Español

Nancy nadiren gülümser.
Translate from Turco to Español

Bob onu kızdırmadan Maria ile nadiren konuşur.
Translate from Turco to Español

Bob anne ve babasına nadiren yazar.
Translate from Turco to Español

O nadiren dışarı gider.
Translate from Turco to Español

Bizim köpek nadiren ısırır.
Translate from Turco to Español

Ben nadiren soğuk algınlığı olurum.
Translate from Turco to Español

Babam nadiren sigara içer.
Translate from Turco to Español

Nadiren bir kütüphaneye giderim.
Translate from Turco to Español

Biz burada nadiren kar görürüz.
Translate from Turco to Español

O nadiren kiliseye gider.
Translate from Turco to Español

Sinemalara nadiren giderim.
Translate from Turco to Español

Öğretmenimiz nadiren güler.
Translate from Turco to Español

O nadiren beni görmeye gelir.
Translate from Turco to Español

O, nadiren kahvaltı yapar.
Translate from Turco to Español

Ben okulda onu nadiren gördüm.
Translate from Turco to Español

O, nadiren iyi bir ruh hali içindedir.
Translate from Turco to Español

Ben nadiren süt ürünleri tüketirim.
Translate from Turco to Español

O nadiren sözünü tutmaz.
Translate from Turco to Español

O, nadiren sinemalara gider.
Translate from Turco to Español

Kışın buraya nadiren kar yağar.
Translate from Turco to Español

O, babasına nadiren yazar.
Translate from Turco to Español

O, pazar günü nadiren evde kalır.
Translate from Turco to Español

O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.
Translate from Turco to Español

O, Pazar günleri nadiren evde kalır.
Translate from Turco to Español

O, nadiren ebeveynlerine yazar.
Translate from Turco to Español

O, nadiren oraya giderdi.
Translate from Turco to Español

Annem gece nadiren televizyon izler.
Translate from Turco to Español

Ben onu nadiren görürüm.
Translate from Turco to Español

O, nadiren sinirlenir.
Translate from Turco to Español

O nadiren, kırk yılda bir, gelir.
Translate from Turco to Español

O, okula nadiren geç kalır.
Translate from Turco to Español

Fırsat kapıyı nadiren iki kez çalar.
Translate from Turco to Español

Tom randevulara nadiren geç gelir.
Translate from Turco to Español

Nadiren kızgın ya da sinirli olur.
Translate from Turco to Español

Nadiren eşine hediyeler verir.
Translate from Turco to Español

Baban nadiren aşırıya kaçar.
Translate from Turco to Español

Toplantımız nadiren zamanında başlar.
Translate from Turco to Español

Nadiren okuma için zaman bulabilirim.
Translate from Turco to Español

Randevularına nadiren geç kalır.
Translate from Turco to Español

Yabancılarla birlikte nadiren rahattır.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, şehrin dışına çıkar.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, Fransızca konuşurlar.
Translate from Turco to Español

Erkek kardeşim nadiren, kırk yılda bir, kiliseye gider.
Translate from Turco to Español

Pasif insan nadiren, kırk yılda bir, kendini ifade eder.
Translate from Turco to Español

Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
Translate from Turco to Español

O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
Translate from Turco to Español

Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.
Translate from Turco to Español

O, nadiren, kırk yılda bir sinemaya gider.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, berbere gider.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, güler.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, on birden önce yatmaya gider.
Translate from Turco to Español

Babam nadiren, kırk yılda bir, Pazar günleri dışarı çıkar.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, gece geç saatlere kadar telefonda konuşurum.
Translate from Turco to Español

Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
Translate from Turco to Español

Ülkenin bu kısmında nadiren kar yağar.
Translate from Turco to Español

Onlar nadiren, kırk yılda bir, birbirleriyle tartışırlar.
Translate from Turco to Español

O nadiren şarkı söyler fakat sanırım bu gece söyleyecek.
Translate from Turco to Español

İngilizce yazarken, nadiren hata yapar.
Translate from Turco to Español

O nadiren vazgeçer.
Translate from Turco to Español

O nadiren geç kalır.
Translate from Turco to Español

Onlar nadiren oraya gider.
Translate from Turco to Español

Onunla nadiren konuşurum.
Translate from Turco to Español

Nadiren bu kadar öfkelenirim.
Translate from Turco to Español

Tom nadiren soru sorar.
Translate from Turco to Español

Sinemaya nadiren giderim.
Translate from Turco to Español

Tom Fransızca yazarken nadiren hatalar yapar.
Translate from Turco to Español

Nadiren plâja giderim.
Translate from Turco to Español

Bu alanda nadiren kar yağar.
Translate from Turco to Español

Nadiren belgesel izlerim.
Translate from Turco to Español

Tom kahvesine nadiren şeker koyar.
Translate from Turco to Español