Learn how to use zayıf in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Zayıf kal.
Translate from Turkish to English
Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
Translate from Turkish to English
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
Translate from Turkish to English
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
Translate from Turkish to English
O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.
Translate from Turkish to English
O, İngilizcede zayıf.
Translate from Turkish to English
O, günaha yenik düşecek kadar zayıf.
Translate from Turkish to English
O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom'un bu raporu yazmış olması çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Tom'un tek başına seyahat etmek istemesi çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Yen dolardan daha zayıf.
Translate from Turkish to English
Bir diyete sıkı sıkıya sarılmadıkça, çok az zayıf kalma şansı vardır.
Translate from Turkish to English
Matematik onun zayıf noktasıdır.
Translate from Turkish to English
Onlar onun çok zayıf olduğunu hissettiler.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin nasıl zayıf kaldığını bilmediğini söylüyor.
Translate from Turkish to English
Tom oldukça çok yemesine rağmen zayıf kalabiliyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom zayıf görünmek istemez.
Translate from Turkish to English
Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
Translate from Turkish to English
O gerçekten bir güreşçi olmak istiyor fakat çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom'un çocuklarının ondan bir şey miras alması çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Tom'un kovulacak olması çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Tom'un o aylıkla çalışmayı kabul edecek olması çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Tom'un kazada hayatta kalması çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Tom'un evde o şekilde hareket etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
Translate from Turkish to English
Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom zayıf hissetti.
Translate from Turkish to English
Tom'un zayıf bir hafızası var.
Translate from Turkish to English
Onlar kısa ve zayıf.
Translate from Turkish to English
O uzun boylu, zayıf bir adamdı.
Translate from Turkish to English
Yaşlılar da gençler de zayıf olmak istiyor.
Translate from Turkish to English
Fizik benim zayıf dersim.
Translate from Turkish to English
Zayıf insanlar kaybederler.
Translate from Turkish to English
Çok fazla zayıf noktaları olmasına rağmen, ben ona güveniyorum.
Translate from Turkish to English
O çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Kan kaybından zayıf düşmüştü.
Translate from Turkish to English
Amcam zayıf fakat teyzem şişman.
Translate from Turkish to English
Amcam zayıf ama teyzem şişman.
Translate from Turkish to English
İnsanlar zayıf bir hükümete güvenmezler.
Translate from Turkish to English
Şu adam zayıf ama karısı şişman.
Translate from Turkish to English
Laurie pizzayı çok sevmesine rağmen zayıf kalmak ister.
Translate from Turkish to English
Zayıf kalmak için Laurie'nin uyguladığını sen de uygulamalısın.
Translate from Turkish to English
Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.
Translate from Turkish to English
Güney eyaletlerini zayıf tutmak istediler.
Translate from Turkish to English
Bugün moda modellerinin çok zayıf olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.
Translate from Turkish to English
Güçlü hayatta kalacak ve zayıf ölecek.
Translate from Turkish to English
Gözleri zayıf olan bir kişi uzağı göremez.
Translate from Turkish to English
Almancam zayıf.
Translate from Turkish to English
Yaşlı kadın yataktan çıkamayacak kadar çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Matematik onun okuldaki en zayıf dersi.
Translate from Turkish to English
Kız kardeşim zayıf ama ben biraz kiloluyum.
Translate from Turkish to English
Şişman ve çirkin olmayı mı yoksa zayıf ve seksi olmayı mı tercih edersiniz?
Translate from Turkish to English
Korkarım benim derinlik algım çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Düşman zayıf.
Translate from Turkish to English
O uzun ve zayıf.
Translate from Turkish to English
O uzun boylu ve zayıf.
Translate from Turkish to English
O onun zayıf noktası.
Translate from Turkish to English
Tom zayıf ve uzun boylu.
Translate from Turkish to English
Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
Translate from Turkish to English
Batarya zayıf.
Translate from Turkish to English
Her adamın zayıf bir yanı vardır.
Translate from Turkish to English
Her adam zayıf bir yana sahiptir.
Translate from Turkish to English
Zayıf karakterli bir insan seninle konuşamaz mı?
Translate from Turkish to English
Beni en zayıf halka mı seçtiniz?
Translate from Turkish to English
Neden babaları kuvvetli olan çocuklar zayıf olur?
Translate from Turkish to English
Çok zayıf mısın?
Translate from Turkish to English
İradem çok mu zayıf?
Translate from Turkish to English
Fransızcam çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom zayıf görünüyor.
Translate from Turkish to English
Evli bir yazar bekar kalmayı tavsiye ettiği zaman kitabın zayıf noktası güvenirlikten yoksun olmasıdır.
Translate from Turkish to English
Zayıf görünüyorsun.
Translate from Turkish to English
Tom zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom'un zayıf bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
O uzun, zayıf ve güçlüydü.
Translate from Turkish to English
Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.
Translate from Turkish to English
Bu kıyafetler seni daha zayıf göstermiş.
Translate from Turkish to English
O sarışın ve zayıf.
Translate from Turkish to English
Bugünkü duruma bizi sen soktun, senin işleri yürütme yeteneğin zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom artık gerçekten zayıf.
Translate from Turkish to English
Çok zayıf değilim.
Translate from Turkish to English
Zayıf ışık altında okuma, gözlerin bozulur.
Translate from Turkish to English
Tom'un nabzı çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Tom'un nabzı zayıf.
Translate from Turkish to English
Şimdi daha zayıf olduğum için bu kıyafete sığabiliyorum.
Translate from Turkish to English
Şimdi daha zayıf olduğumdan dolayı bu kıyafete sığabiliyorum.
Translate from Turkish to English
Şimdi zayıf olduğumdan dolayı bu kıyafeti giymek benim için daha kolay.
Translate from Turkish to English
Şimdi zayıf olduğum için bu kıyafeti giymem daha kolay.
Translate from Turkish to English
Tatoeba'yı öğretici yönü zayıf bir site olarak düşünenler var ama artık bu durum değişmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Zayıf ışıkta okumamalısın.
Translate from Turkish to English
Herkesin zayıf bir tarafı vardır.
Translate from Turkish to English
Birleşmiş Devletler, ülkeleri zayıf ve küçük yapmakla korkutmayı umabilir ama Rusya'yı değil.
Translate from Turkish to English
Tom zayıf, değil mi?
Translate from Turkish to English
Zayıf bir hafızan var.
Translate from Turkish to English
Salonun zayıf akustiği, dinleyicilerin konserden zevk almalarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi.
Translate from Turkish to English
Kendini daha zayıf gösterdiğini düşündüğü için Tom siyah giymeyi seviyor.
Translate from Turkish to English
Tom onu son gördüğümden daha zayıf görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Sinyal çok zayıf.
Translate from Turkish to English
Bunu toplantıya kadar yapamayacağıma dair zayıf bir ihtimal var.
Translate from Turkish to English
Bu bir zayıf söylem.
Translate from Turkish to English
Erkekler zayıf olsalar bile neden güçlüdür?
Translate from Turkish to English